Tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu; 'siyasi parti liderlerine, yargının başındakilere ve devletin her kademesinde görev yapanlara' seslendi. Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, "Bu çürümüş ve adaletsizlik içinde boğulmuş sistemle ülkemiz nereye gidiyor?" sorusunu sordu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan “casusluk” soruşturması kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Merdan Yanardağ ve Necati Özkan’ın tutuklanmasına karar verildi.
Gece boyunca Çağlayan'daki ifade işlemlerini takip eden İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, bugün sosyal medya hesabından olayailişkin bir açıklama yayınladı.
"Siyasi parti liderleri, yargının başındakiler, devletin her kademesinde görev yapanlar; Sizlere sesleniyorum!" diyerek çağrıda bulunan İmamoğlu, "Bu çürümüş ve adaletsizlik içinde boğulmuş sistemle ülkemiz nereye gidiyor? İster gözlerinizi kapayın, ister kulaklarınızı tıkayın. Cevabı herkes biliyor aslında…" dedi.
İmamoğlu, sözlerini şöyle devam etti: "Gerçek şu ki; Bu kadar suçsuz insana cezaevinin hak görüldüğü bir ülkede, kimse dışarıda özgür kalamaz. “Yaptım oldu” zihniyetinin kendisine tehdit olarak gördüğü herkesi cezaeviyle saf dışı bırakmaya çalıştığı bir ülkede demokrasinin esamesi okunamaz."
İmamoğlu ayrıca, açıklamasına siyasi partileri, Türkiye Barolar Birliğini ve Adalet Bakanlığı'nı etiketledi.
"Suçu günahı olmayanlar aylarını, yıllarını veriyor zindanlarda"
Dilek Kaya İmamoğlu'nun paylaşımı şöyle:
"Ben Dilek Kaya İmamoğlu;
Bu ülkede yaşayan 86 milyon insandan sadece biri olarak,
Bu ülkeye üç çocuk yetiştirmiş bir anne, bir kadın, bir vatandaş olarak sesleniyorum size.
Bir yılı aşkın süredir devam eden haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği hepiniz görüyorsunuz.
Hepiniz biliyorsunuz; yargının bir adalet terazisi olmaktan çıkıp, siyasetin sopasına dönüştüğünü.
Siz de görüyorsunuz millet iradesinden vazgeçenlerin elinde korku ve nefretten başka bir şey kalmadığını…
Bakın işte; milyonlarca insan “hak, hukuk, adalet” diye haykırıyor meydanlarda,
Suçu günahı olmayanlar aylarını, yıllarını veriyor zindanlarda.
"Nereye gidiyor bu ülke böyle?"
Gözlerinizi kapatmayın,
Kulaklarınızı tıkamayın.
Nereye gidiyor bu ülke böyle?
Biz, Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşlarının bize verdiği emanetle, Cumhuriyetimizin değerleriyle büyüdük.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözünü sonsuza kadar yaşatmaya yemin ettik.
İyi günde ve kötü günde, her koşul altında demokrasiyi ve değerlerimizi koruyacağımza inançla yaşadık.
"Her vatandaşın sığınağı devlettir"
Işığımız; adalet, hukuk, demokrasi ve vicdan.
Yolumuz; karanlıkta bile umudu çoğaltan, haksızlığa karşı dimdik duran insanların yolu.
Ve biliyoruz ki;
Her vatandaşın sığınağı devlettir.
Devlet, yurttaşını koruyan kalkan, mazlumun yanında duran güç olmalıdır.
Devlet, “Adalet mülkün temelidir” diyen iradedir.
Ama şimdi soruyorum:
Devlet nerede?
"Cevabı herkes biliyor aslında..."
Bu ülkede siyaset ne için yapılıyor?
Bu kadar adaletsizliğin, bu kadar hukuksuzluğun sebebi ne?
Siyasi parti liderleri, yargının başındakiler, devletin her kademesinde görev yapanlar;
Sizlere sesleniyorum!
Bu çürümüş ve adaletsizlik içinde boğulmuş sistemle ülkemiz nereye gidiyor?
İster gözlerinizi kapayın, ister kulaklarınızı tıkayın.
Cevabı herkes biliyor aslında…
Ülkemizin insanları özgürce bir nefes alsın diye,
İçeride birileri ağır bedeller ödüyor.
Bir avuç insanın korkusu ve ihtirası uğruna, masumlar zindanlarda yıllarını veriyor.
Gerçek şu ki;
Bu kadar suçsuz insana cezaevinin hak görüldüğü bir ülkede, kimse dışarıda özgür kalamaz.
“Yaptım oldu” zihniyetinin kendisine tehdit olarak gördüğü herkesi cezaeviyle saf dışı bırakmaya çalıştığı bir ülkede demokrasinin esamesi okunamaz.
"Birbirimize,irademize,dayanışmamıza tutunacağız"
Bu ülkeyi nereye götürmeye çalışırlarsa çalışsınlar,
Bizi, bu milleti nasıl bir bunalımın içinde tutmaya devam ederlerse etsinler,
Onurlu insanlar olarak adalet yerini bulana kadar susmayacağız.
Birbirimize, irademize, dayanışmamıza tutunacağız.
Bu milletin ne kadar vicdanlı ve kararlı olduğunu herkese göstereceğiz.
"Türkiye bir gün adaletin ve huzurun yurdu olacak"
Çünkü biz hâlâ inanıyoruz:
Bu topraklarda adaletin sesi bir gün yeniden yükselecek.
Milletimiz hak ettiği adalete bir gün kavuşacak.
Devletimiz ait olduğu adaleti bir gün sağlayacak.
Milletin kararı ve iradesi demokrasiyle hepimize yol gösterecek.
Ve o gün geldiğinde, bu ülke yeniden nefes alacak.
Siz inanmıyor musunuz?
İnanın!
Türkiye bir gün adaletin ve huzurun yurdu olacak."





