Yıllarca çalışıp alınan ve göz nuru gibi korunan araçların bir gecede kaybolup gitmesi büyük bir acı. Buna karşın pek çok kişi önlem almayı denese de yaşandığı zaman, çoğunlukla bir daha bulunmamak üzere en değerli servetlerden biri elden kayıp gidiyor. Peki, hırsızlar arabanızı çalmaya nasıl karar veriyor? Hangi işaretler, arabanızın çalınmaya uygun olduğunu daha fazla belirgin hale getiriyor?

Steve Fuller adındaki ABD'li eski araba hırsızı, yüzlerce kez araba çaldı ve 6 kez hüküm giydi. Buna karşın artık 'iyi bir insan' olmaya karar verdi ve günah çıkartmak için basına konuştu. Peki Fuller, araba çalma işini tüm güvenlik önlemlerine rağmen nasıl yaptı ve siz bunlardan ne ders çıkarmalısınız?

1- Bazı araç markaları, hırsızları daha çok çekiyor

Araba piyasası, sürekli değişen ve karmaşık bir piyasa. Malzemesi, hurdası, değişimi ve satışları dikkate almak gerekiyor. Fuller'ın çalmayı en sevdiği araç markaları ise Honda, Toyota, Acura ve General Motors araçları olarak öne çıkıyor. Bunun sebebi ise bu araçların çalması kolay, ikinci el pazarında yüksek fiyata satılıyor ve parçaları kolay bulunabiliyor. Araç satılmasa dahi parçaları bile para ediyor, bu nedenle verimli bir hırsızlık hedefi olarak görülüyor.

2- Arabayı park ettiğiniz yer önemli

Kimse ışıkların olduğu geniş bir alanda hırsızlık yapmak istemez. Araba hırsızı Fuller da, evin veya garajın önüne fark edilmiş, çok açık alanda görülebilen araçların çalınmasının zor olduğunu söylüyor. Buna karşın apartmanlar, yeraltı otoparkları ve kapalı otoparklar gibi karanlık ve tenha yerler ise hırsızlara cazip gelebiliyor.

3- Hırsızların 5 şeye alerjisi var

Bu 5 şey ise şöyle açıklanıyor: Gündüz vakti, kapatma düğmeleri, alarmlar, meraklı komşular ve güvenlik kameraları.
Araba hırsızları dikkatleri üzerlerine çekebilecek şeylerden kaçınma eğilimindedir. Hareket sensörlü iyi alarmlar, meraklı komşular ve güvenlik kameralarının araba hırsızlarını caydırmaya yardımcı olabileceği belirtiliyor.

4- Anahtar kontaktayken arabanızı çalışır durumda bırakmak

Motoru ısıtmak veya benzinlik gibi yerlerde anahtarı arabada bırakmak, hırsızların iştahını kabartan durumlardan. Fuller'in aktardığına göre özellikle ev önünde veya şehir içinde arabalarını birkaç dakikalığına boşta bırakan kişiler, araçlarını çokça çaldırıyor.

5- Arabada yedek anahtar bırakmak

Fuller'e göre hırsızlar, iyi gizlenmiş olsa bile yedek anahtarları nerede arayacaklarını çok iyi biliyorlar. Zaten arabada genel olarak belli başlı yerler olduğunu düşünülürse, özellikle torpido gözü, orta konsol, kapı, bozuk para kutusu veya herhangi bir yerde yedek anahtarı bırakmak büyük bir tehlike. Fuller bu durumu şöyle aktarıyor:
İnsanlar sakladıklarını düşünüyor fakat işinizde tecrübeliyseniz birkaç dakika sonra kesinlikle yedek anahtarı buluyorsunuz. Sonuçta koyabileceğiniz yerler belli. Tek zeki siz değilsiniz, o yüzden kesinlikle yedek anahtarları araçta bırakmayın.

6- Aracınızda sadece bir anahtar girişi yok

Fuller, "Vale anahtarı olan bazı araçlar var... ve pek çok insan araçlarının içinde bir vale anahtarı olduğunu bilmiyor" diyor.
Araçlarda 'vale anahtarı' denilen üçüncü bir anahtar daha var. Bu anahtar, sadece otomobilin kapılarını açıp, motoru çalıştırıyor. Bagaj ve torpidonun açılmasına ise izin vermiyor. Buna vale anahtarı denmesinin sebebi ise, aracınızı valeye verirken valenin bu anahtar ile sadece ön kapıyı ve motoru açabilmesi.
Böylece normal şartlarda vale arka kapıyı açamıyor veya bagajınıza ulaşamıyor. Fakat bu tecrübeli hırsızlar ve kötü amaçlı kişiler için hırsızlık amacıyla da kullanılabiliyor.

7- Camları 'biraz açık bırakmak' sandığınızdan daha tehlikeli

Fuller, "Camı açık bir araba benim için kilitlenmemiş bir araba gibidir" diyor. Bunun sebebi ise hava alması için biraz açık bırakılmış bir cama dahi yeterli ekipmanlarla kilit düğmesine uzanabilinmesi. Bunun için gerekli aletler ve tecrübe yeterli oluyor.

Fuller ayrıca şunu diyor:

Bir parmağımın girebildiği cam, beni bekleyen bir araç gibidir. Basit hamlelerle araç çok rahat bir şekilde farkettirilmeden açılabilir, özellikle işini bilen biriyse.

Kaynak: SPUTNIK