Cengiz Aldemir /ANKARA- Meclis Genel Kurulu'nda konuşan İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, görüşülmekte olan kanun teklifinin 1'inci maddesinde, Merkez Bankası nezdinde bulunan yabancı ülke merkez bankalarına ait para, alacak, mal, hak ve varlıkların haczedilemeyeceği, üzerlerine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulamayacağı bir düzenleme olduğuna dikkat çekti.

MERKEZ BANKASINI İTİBARSIZLAŞTIRACAK DÜZENLEME

İktidarda böyle bir düzenlemeye bugün neden ihtiyaç duyulduğu konusunda hiç bir yanıt alamadıklarını söyleyen Dervişoğlu, Türk lirasının milletin itibarı; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın ise bu itibarın güvencesi olduğunu vurgulayarak, "Hangi ülkenin, hangi sebeple Türkiye Cumhuriyeti'nden böyle bir kanun talep ettiğine dair sorduğumuz sorular da yanıtsız bırakılmıştır. Şeffaf ve hesap verebilir bir siyasi iktidarın yokluğunda Türkiye ekonomisinin başına gelebilecek gaileleri iktidarınız döneminde acı bir şekilde tecrübe ettik, etmeye de devam ediyoruz, tıpkı 128 milyar dolarda olduğu gibi toplum nezdindeki güven kaybı daha da derinleştirilmiştir.  Ekonominin temelinde güven ve istikrar vardır. Gözlerdeki ışıltı, diğer ülke merkez bankalarına yetmiyor olacak ki Merkez Bankamızı itibarsızlaştıracak bu düzenlemeyi Genel Kurula getirebilme cüretine kapıldınız. Bu durumun sorumluları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası rezervlerini eksi 57 milyar dolara düşürenlerdir" sözleriyle tepki gösterdi.

HER BİR KÖR KURUŞUN HESABINI SORACAĞIZ

Türk milletinin alın teri olan Merkez Bankası rezervlerinin satışına kimin  karar verdiğini, satışların kimlere yapıldığını? Bu satışlardan kimlerin ne kadar kâr ettiğini soran Dervişoğlu, "AK Parti iktidarı bu düzenlemeyle Merkez Bankamızın tabutuna son çiviyi de çakmak istemektedirler. Siyasi ikballeri için Türkiye'nin istikbali üzerine kumar oynayanlar şunu iyi bilsinler ki İYİ Parti iktidarında Türk milletinin her bir kör kuruşunun hesabı mutlaka sorulacaktır. Gelecek siyasi planlarınızı bu hususu nazarı dikkate alarak yapmanızda da sizin açınızdan çok büyük fayda vardır" uyarısında bulundu.

TBMM'YE DAYATILAN KANUN TEKLİFİ

Görüşülen kanun teklifinde, kur korumalı Türk lirası mevduatıyla ilgili düzenlemeyi de kapsadığına vurgu yapan Dervişoğlu, kur korumalı Türk lirası mevduat sözleşmelerinin bankalar tarafından hayata geçirilmiş olmasına rağmen yasal çerçevesinin yeni düzenlenmesine dikkat çekerek, "Yürütmeyi temsil eden iktidar "Siz gerekeni yapın, mahkeme arkanızdan gelir." diyerek yargıyı, kur korumalı mevduatı önce hayata geçirip sonra da yasal düzenlemeyi getirerek yasamayı peşinden sürüklemeye gayret etmektedir. Hukuka ve kanunlara riayet etmesi icap eden yürütme hukuku ve kanunları kendisine riayet etmeye mecbur bırakmaktadır. İcra makamı tarafından önce icra edilen, sonra Türk milletinin iradesinin tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisine dayatılan bu kanun teklifine yalnızca muhalefet partilerinin değil, esasen iktidar grubunun milletvekillerinin de karşı çıkması gerekmektedir çünkü bu, Gazi Meclisimizin egemenlik haklarına sahip çıkmanın ihmal edilemez bir mecburiyetidir" ifadelerini kullandı.

TÜRK EKONOMİSİNDEN KOVULAN TÜRK LİRASI

İktidarın, "kur korumalı mevduat" dediği ürünün, Türk lirasını dolara bağlayan, sınırsız faiz getirili hazine üzerinden kumar oynayan ucube bir uygulama olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, büyük başarısızlığın sorumlusu olan iktidarın ülkenin önünü açmak için yapacağı tek şeyin erken genel seçime gitmek olduğunu söyleyen Dervişoğlu, "AK Parti dönemi, Türk lirasının Türk ekonomisinden kovulmasının hüzünlü bir hikâyesidir. Kamu-özel iş birliği projelerinin tamamı, yerli ve millî olduğunu iddia eden iktidar tarafından, dolar üzerinden imzalanmıştır; bu sebeple, Osmangazi Köprüsü'ne 2 Ocak itibarıyla gelen zam yüzde 104 olmuştur. Partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yürürlüğe girmesiyle başlayan döviz ve altınla iç borçlanma süreci kamunun borç stokuna ek 1 trilyon liralık bir yük daha eklemiştir. Şimdi de ekonomideki tüm mevduatların dövize bağlanmasıyla dolarizasyon son safhaya ulaşmıştır. Hükûmetin, 300 bin kişinin bankadaki mevduatına döviz garantisi vermesi ve hazineye ilave yük getirmesi aslında kendi kabiliyetsizliğini örtme çabasıdır" diye konuştu.

SORUMLU ERDOĞAN VE AK PARTİ İKTİDARIDIR

Yanlış ekonomi politikaları yüzünden Türkiye'nin dünyanın en yüksek enflasyonu, en yüksek faizi, en çok değer kaybeden para birimi unvanlarıyla 2022 yılına girdiğini kaydeden Dervişoğlu, " Bürokrasiyi yozlaştıran; adaleti, diplomasiyi, ekonomiyi tüketen tek adam rejiminin Türkiye'ye verecek hiçbir şeyi kalmamıştır.  Tüm bunların sonucu olarak 2021 yılında faiz yüzde 98, enflasyon yüzde 80, dolar kuru yüzde 79 artmıştır. Borsa İstanbul, 2021 yılında dünyanın en çok kaybettiren borsası hâline dönüşmüştür. Bugün paramız pul olduysa, mutfaklar yangın yerine döndüyse, çiftçilerimiz toprağa düşürdükleri terin karşılığını alamıyorlarsa,  milletimiz hayat pahalılığı altında her geçen gün daha da fazla eziliyorsa bunun da sorumlusu dış güçler filan değil, yirmi yıldır bu ülkenin ekonomisini yöneten Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıdır" dedi.

MİLLET SANDIĞI GETİR DİYOR 

Türk milletinin bu iktidara böyle bir iktidara mecbur, muhtaç olmadığını, sopa ve polisiye tedbirlerle market fiyatları, döviz kurunun kontrol edilemeyeceğini belirten Dervişoğlu, eleştirilerini şöyle sürdürdü:

"Ekonomiyi istikrara kavuşturmanın yolu aklın ve uzlaşının sağlandığı bilimsel argümanlarla mümkün olmaktadır. Bu iktidar ekonomiyi istikrara kavuşturamayacağı artık anlaşılmıştır. Tehlikeli ve akıbeti malum ekonomi deneylerinizle milletimizin zamanını çalmayı artık bırakın. Sandığı milletin önüne bir an önce getirin el mi yaman, bey mi yaman görelim bakalım. Son kez olsun, milletimizin bu beklentisine kulak verin ve Türk milletinin iradesiyle birlikte merhametine kendinizi teslim edin."

Editör: Haber Merkezi