Cumhuriyet Halk Partisi Milli Savunma Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, CHP İzmir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Bağcıoğlu’na CHP İzmir İl başkanı Çağatay Güç de eşlik etti. Milli güvenlik ve milli savunma konularında önemli açıklamalar yapan Bağcıoğlu, konuşmasına ölüm yıl dönümü olan Bülent Ecevit'i anarak başladı. Bu yıl 29 Ekim'de Anıtkabir'i ziyaret eden kişi sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çeken Bağcıoğlu, "Bu sene Cumhuriyet Bayramı'nda Anıtkabir’i ziyaret eden vatandaşlarımızın sayısı geçen yıla göre yüzde 49 artmış, cumhuriyetimizin 100’üncü yılı kutlamalarındaki sayının da üstüne çıkmıştır. Cumhuriyet Bayramı'nda, Anıtkabir’e girişte, askeri personele yönelik kontrollere ilişkin talebimizin dikkate alınması ve Türk milletinin hassasiyetlerine uygun davranılması, olumlu bir yaklaşımdır. Ancak, birçok talep ve girişime rağmen, Anıtkabir’de siyasi sloganlarla milletimizin milli değerlerine saygısızlık yapılmaya devam edilmektedir. Gelecek hafta ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 87’nci yılında anacağız. Devletin ilgili ve sorumlu tüm kurumlarından beklentimiz, 10 Kasım tarihinde kabir adabına, milletimizin örf, adet ve geleneklerine, günün anlam ve önemine uygun davranılmasının sağlanmasıdır.

“TSK SİYASETE ALET EDİLMEMELİ”

Cumhuriyetimizin 102. yıl dönümü tüm Türkiye’de büyük coşku ve gururla kutlandı. Ancak, Cumhuriyet Bayramı törenlerinde Malatya’da, 2’nci Ordu Komutanlığı Bandosu tarafından cumhuriyet marşlarına yer verilmemesi, kutlu günün ruhuna yakışmaz ve kabul edilemez. Türkiye’nin her yerinde askeri bandolar cumhuriyet marşlarını coşkuyla çalarken, Malatya’daki bu rahatsız edici durumun Millî Savunma Bakanlığı tarafından incelenmesi uygun olacaktır. TSK hepimizin gözbebeğidir; siyasete alet edilerek yıpratılmasına izin verilmemelidir" dedi.

BÖLGEDEKİ GELİŞMELERİ DEĞERLENDİRDİ

Bölgedeki güvenlik gelişmeleriyle ilgili de bilgilendirmede bulunan Bağcıoğlu, "Adeta ateşten bir gömlek olan, bölgemizdeki güvenlik gelişmelerini yakından takip ediyoruz. Bu çerçevede yaşanan savaş ve çatışmalardan elde edilen dersler çerçevesinde hazırladığımız, tespit ve önerileri içeren değerlendirmeleri, güncellemeler yaparak son 2 yıl içerisinde 3 kere kamuoyu ile paylaştık. Rusya Federasyonu – Ukrayna çatışması, tüm çabalara rağmen devam ediyor. Hava gücü ve hava savunması ile insansız araçların önemli rol oynadığı çatışmalarda, Karadeniz’de dökülen mayınlar önemli tehdit. Deniz Kuvvetleri Komutanı geçtiğimiz günlerde Karadeniz’deki mayınların Türkiye tarafından temizleneceğini açıkladı. Bu devletin tüm kurumları ile koordineli verilmesi gereken stratejik seviyede bir karar. Türkiye bu konuda yetkin, Romanya ve Bulgaristan ile devam eden işbirliği var; Türk deniz ticaretinin güvenliği elbette önemli ama, mayınları döken Rusya-Ukrayna öncelikle sorumludur. Maliyet ve risk sadece Türkiye’ye kalmamalı, Türkiye’nin önceliği kendi deniz ticaretinin emniyeti olmalıdır. Ayrıca, Karadeniz sahildarı olmayan devletler bu sürece kesinlikle dahil edilmemelidir. Önce kirletenler gereğini yapsın, sonra Türkiye Karadeniz sahildarı devletler ile işbirliği içerisinde, elbette faaliyetleri destekleyebilir. Karadeniz’in yanı sıra doğu Akdeniz de milli hak ve menfaatlerimizin korunması açısından çok önemli bir bölgedir. Bölgede son dönemde meydana gelen gelişmeler ve muhtemel girişimler dikkate alındığında, doğu Akdeniz’de uluslararası hukuk çerçevesinde münhasıran haklarımız olan, ancak yıllardır faaliyet gösterilmeyen bölgelerde, araştırma faaliyeti icra edilerek devlet uygulaması yapılması, bayrak ve varlık gösterilmesi, milli menfaatlerimiz açısından zorunludur" diye konuştu.

HAVA GÜCÜNDEKİ ZAFİYETLER

Türkiye Cumhuriyeti'nin hava gücüyle ilgili de tespitlerde ve önerilerde bulunan Bağcıoğlu, "Caydırıcı ve etkin hava gücü bölgemizde milli güvenliğimizin teminatıdır. Ancak, son 20 yılda Hava Kuvvetleri Komutanlığımız envanterine, sadece 30 F-16 eklenebilmesi ciddi zafiyet yarattı; öngörüsüz ve yanlış kararlar neticesinde F-35 programından çıkarılmamız bu zafiyeti vahimleştirdi. Müşahade ve muhakeme eksikliği ile yönetim hataları hem milli güvenlik sorunu yarattı hem de tedarik maliyetlerini yükseltti, bütçemizi zorladı. Krizlerin merkezi olan bölgemizde, diğer ülkeler hava güçlerini geliştirir ve modernize ederken, Türkiye için Kaan muharip uçağımız envantere girene kadar hava gücümüzü güçlendirecek bir çözüm bulunması zorunlu idi. Bu konudaki görüşümüz, Hava Kuvvetleri Komutanlığı değerlendirmeleri esas alınarak bir an önce muharip uçak tedarik edilmesi idi. Bu kapsamda; EF-2000 Typhoon tedarikinde Almanya’nın çekincelerinin giderilmesinde CHP’nin girişimleri de sürece katkı sağladı. Bu konuda Genel Başkanımız sayın Özgür Özel’in Alman makamları nezdinde yaptığı girişimler ve cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun ilettiği mektup tüm kamuoyunun hafızasındadır. Milli güvenlik konularında Türkiye’nin hak ve menfaatlerini önceleyen duruşumuz bellidir ve nettir. Milli güvenlik ve savunma sanayisi konularında atılan her doğru adımı destekler, ama tespit ettiğimiz yanlış hususları eleştirir, önerilerimizi sunarız. Hava Kuvvetlerimize güç katacak Typhoon’ların, en kısa sürede harekâta hazır olmasını bekliyoruz" ifadesini kullandı.

“GECİKME SEBEBİ SİYASİ SAİKLİ TERCİHLER”

Altay ana muharebe tankı projesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Bağcıoğlu, "Türk savunma sanayi birçok başarıya imza atsa da Altay ana muharebe tankı projesi yönetimsel ve teknik sorunlarla boğuştu. 2007’de resmi olarak başlayan, 2012’de prototipi tanıtılan, 2018’de seri üretim ihalesi verilen projede 2025’te ancak sınırlı teslimat yapılıyor. Planlamaya göre, proje başlangıcından 24 sene sonra 250 tank envantere girecek. Gecikme Sebepleri ise; planlama hataları, dışa bağımlılık, motor/transmisyon sorunları, geçmiş dönemdeki yüklenici yetersizliği, siyasi saikli tercihler olarak özetlenebilir. Bu projeden alınan dersler diğer projelerin başarısına doğrudan etki edecektir. Bu çerçevede; Etkin Proje Yönetimi Eksikliği en önemli derstir. Tecrübesi sorgulanmadan bir firmaya ihale verildi. Gerçekçi planlama yoktu, süreç şeffaf değildi ve liyakatli ekipler oluşturulmadı. Adaletli Proje Yönetimi Eksikliği kapsamında; firma seçimi liyakate değil siyasi yakınlığa dayandırıldı. Denetlenebilir Proje Yönetimi Zafiyeti ise, proje takibinin yetersiz olmasına ve kontrol edilememesine yol açtı. TBMM ve Sayıştay denetimi oldukça önemli bir ihtiyaç. Bu süreçte ne kaybettik: Milli güvenlik zafiyeti oluştu, modern tank filolarını güçlendiren devletler karşısında geride kaldık, ihracat fırsatları kaçırıldı. Savunma sanayimizde yaşanan proje yönetimi zafiyetleri milli güvenliğimizi doğrudan etkileyebilecektir" bilgisini verdi.

İzmir-Aydın Otoyolu’nda korkutan kaza: Araç alev aldı
İzmir-Aydın Otoyolu’nda korkutan kaza: Araç alev aldı
İçeriği Görüntüle

DEPREMLER, DOĞAL AFETLER VE ORMAN YANGINLARI

TSK'nın depremlerde, doğal afetlerde ve orman yangınlarındaki rolüne değinen Bağcıoğlu, "Bölgemizde kabullenmek zorunda olduğumuz bir gerçek olan deprem, maalesef kendisini hatırlatmaya devam ediyor. Bu kapsamda, ivedilikle alınması gerekli tedbirleri tekrar hatırlatıyorum. Türkiye Afet Müdahale Planı revize edilerek, TSK afet müdahalesinde “destek” yerine “esas çözüm ortağı” olarak görevlendirilmelidir. “Afet ve Acil Durum Kurulu”nda, MSB/Genelkurmay temsilcileri sürekli yer almalıdır. Yaz mevsiminin sona ermesi ile birlikte, orman yangınlarına ilişkin gelecek seneye yönelik hazırlıkların şimdiden başlaması gerekiyor. Gelecek dönemde; geçici orman işçileri kadroya alınmalı; eğitimli personel merkezi bölgelerde konuşlandırılarak, hızla yangın bölgesine sevk edilmelidir. TSK’dan ayrılan uzman erbaş veya sözleşmeli erler, tecrübe ve fiziki yeterliklerinden yararlanmak üzere, kadrolu orman işçisi ve orman muhafaza memurları olarak istihdam edilmelidir. THK yeniden yapılandırılmalı, kayyum yönetimi sona ermelidir. Kiralama usulü bitirilmeli, Orman Bakanlığının kendi yangın söndürme uçak/helikopter filosu kurulmalıdır. TSK rezerv filosu yangınlarda destek vermeli; esas sorumluluğun Tarım ve Orman Bakanlığı’nda olduğu unutulmamalıdır. Yangınla mücadelede dünya genelinde giderek yaygınlaşan, zorlu arazi şartlarında yüksek hareket kabiliyetine sahip, askeri araçların dönüştürülerek kullanılması değerlendirilmelidir" dedi.

ÇAĞATAY GÜÇ’E BAŞARILAR DİLEDİ

Son olarak 17 Ekim’deki il kongresinde İl Başkanı olarak seçilen Çağatay Güç’e başarılar dileyen Bağcıoğlu, “Çağatay’ı ilk ziyaretim oldu. Güzel şehir İzmir’in birlik beraberlik içinde daha ilerilere gideceğine inancım tam. Kendisini tebrik ediyorum, başarılar diliyorum” dedi. Başkan Güç de bu ziyaretten onur duyduğunu ifade etti.

Muhabir: DOĞUKAN FİKRİ FİDAN