TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Komisyonda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2026 bütçesi ve kesin hesabının görüşmeleri devam ediyor. CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, komisyonda açıklamalarda bulundu.
Özlale şunları söyledi:
“GIDA ENFLASYONU YÜKSEKSE TARIM POLİTİKASI BAŞARILI DEĞİL”
“Bir ülkede eğer gıda enflasyonu yüksekse o ülkede tarım politikasının başarılı olduğundan bahsedemezsiniz. Dünyada da tarımı başarılı uygulayan hiçbir ülke ithalat yaparak, ithalatı arttırarak tarım politikasında sürdürülebilir bir başarı elde edememiştir. O yüzden bence Tarım ve Orman Bakanlığı olarak sadece siz değil, sizin döneminizde gıda enflasyonunu yukarı çıkartan bütün bakanlar ve temsilcileri bu işten sorumludur. Yeterince kaynak ayırmıyorsunuz. Mesela biz bugün kapalı sulama sistemleri için sizin öngördüğünüz bütçede yüzde 100'lük bir artış teklif edeceğiz. Ve biliyorum ki AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi bu teklifi kabul etmeyecek. Oysa siz de sunumunuzda söylediniz. Kapalı sulama sistemi yatırımları daha fazla olması lazım.
“DENETLEME, DÜZENLEME VE DESTEKLEME KONUSUNDA ZAYIFSINIZ”
Denetleme, düzenleme ve destekleme konusunda zayıfsınız. Biz yeni yönetim sisteminden önce bu plan bütçe komisyonunda bu Tarım ve Orman Bakanlığı’nı konuşsaydık Sayın Bakan siz bir seçilmiş milletvekili olarak karşımızda olurdunuz. Yanınızda da en az 15 yıl boyunca devlette, Tarım ve Orman Bakanlığı içerisinde uzmanlık yapmış taşra teşkilatından gelen, tarımı bilen insanlar olur. Temel problem bu. Türkiye'nin Kültür ve Turizm Bakanı bir otel yatırımcısı. Türkiye'de eski Sağlık Bakanı hastane sahibi. Bakın sizler de özel sektörden geldiniz ve bunu bir maharet gibi anlatıyorsunuz. Ama kamu faydası içeren tarım gibi, sağlık gibi, eğitim gibi, kültür gibi sektörlerde sizin ilk yapmanız gereken şey, uyguladığınız politikalarda bir kamu faydası var mı yok mu ona bakmanız gerekiyor.”
“GIDA GÜVENLİĞİ BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR’ DEMİŞSİNİZ, NEDEN BUNLARI YAŞIYORUZ"
CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, gıda zehirlenmelerine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“’Gıda güvenliği bizim kırmızı çizgimizdir’ demişsiniz. Bu ifade çok iyi aslında bir şey yok. Ama sorun, basına geçen haberler bile sizin ifadeleriniz arasında büyükçe çelişki var. Mesela Almanya'dan gelen dört kişilik aileden yaşananlar, İstanbul'da deterjandan zehirlenenler... Bunlardan hepsinden haberimiz var. Kastamonu'da, Zonguldak'ta, Trabzon'da, benim ilim Rize'de meydana gelen gıda zehirlenmeleri inanılmaz boyutta. Bunlar günlerdir oluyor ve sayıları çok yüksek boyutta. Gıda güvenliği madem ki bu kadar kabul görmüş metotlarla yapılıyor, ‘neden biz bunları yaşıyoruz’ sorusunu sormak lazım.
"HAYVANCILIKTA ÇOK EKSİK KALIYORUZ"
Şap hastalığına da dikkat çeken Ocaklı, “Hayvancılık meselesinde çok kötü sorunlar. Bazı illerimizden şap hastalığıyla ilgili karantina bilgisi geldi. Dolayısıyla hayvancılıkta çok eksik kalıyoruz. Zaten girdi maliyetleri çok yüksek ve insanlar bir şey yapamıyor” dedi.
"BU BÜTÇE ÇİFTÇİYİ DEĞİL NE YAZIK Kİ SERMAYE VE İTHALAT LOBİLERİNİ DESTEKLEYECEK"
DEM Parti Diyarbakır Millevekili Adalet Kaya:
“Çiftçiyi üretimden koparan ve ne yazık ki gıda konusundaki güvenliği gittikçe azaltan neoliberal politikaların devamı niteliğinde bir bütçe ile karşı karşıyayız. Bu bütçe çiftçiyi değil ne yazık ki sermaye ve ithalat lobilerini destekleyecek ve onları gözeten bir bütçe olmuş. Türkiye tarımı bugün iktidarın yanlış politikaları sonucu üreticisiz, borçlu ve ithalata dayalı bir yapıya mahkum olmuştur.
"HÜKÜMETİNİZ ÇİFTÇİYİ TEFECİLERE VE BANKALARA BAĞIMLI HALE GETİRDİ"
Hükümetiniz çiftçiyi tefecilere ve bankalara bağımlı hale getirdi. Çiftçilerin bankalara olan borçları 1 trilyon 94 milyar lirayı aşmış durumda. Yine takipteki borçlar bir yılda yüzde 109 artmış. 500 traktör ve 10 bin tarla haciz edilmiş. SGK ve vergi borcu olan çiftçiler Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi’nden kredi dahi alamıyorlar. Bu borçluluğun temel nedenine baktığımız zaman elbette ki enflasyonun çok büyük bir etkisi var ve kontrolsüz girdi maliyet artışları... Mazotun litre fiyatı 2002'den bu yana 40 kat artmış. Gübre ise yüzde 200 oranında bir artış göstermiş.
"GİRDİ MALİYETLERİ ENFLASYONU GEÇTİĞİ İÇİN ÇİFTÇİ ÜRETİMDEN KOPMA NOKTASINA GELDİ"
2025 Temmuz ayında tarımsal girdi fiyat endeksindeki artış yüzde 134 ile genel enflasyonun çok üzerinde seyretmiş. Gübrede yüzde 50.2 yem ve tohumda da yüzde 35 civarında bir artış yaşandığı görülüyor. Şimdi girdi maliyetleri enflasyonu geçtiği için çiftçi üretimden kopma noktasına geldi. Yani çiftçiye reva gördüğünüz desteğe baktığımız zaman yine bu da karşılamıyor. O da yüzde 27 oranında. Dolayısıyla Sayın Bakan 2026 destekleri 2027'de ödeniyor. Yani çiftçi bir de bu desteği geç aldığı için enflasyon karşısında bu da eriyor. Eline geçen hiçbir şey olmuyor. Bütün bunları değerlendirdiğimizde emeği ile ürettiği ürünleri değer bulmadığı için ne yazık ki çöpe atan çiftçiler var."
Çiftçilerin taleplerinden de bahseden Kaya, "Bu koşullar altında da çiftçilerin talepleri var. Ben bunları iletmek istiyorum size. Borçlarının 5 yıl süreyle ertelenmesi, faizlerin silinmesi, mazot ve gübre fiyat artışlarının kontrol altına alınması, destek ödemelerinin zamanında ve enflasyona karşı korunarak yapılmasını talep ediyorlar" dedi.




