CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, “Kahramanmaraş merkezli deprem Türkiye'yi maalesef yıktı, 50 binin üzerinde vefat eden insanımız, on binlerce yaralımız var, yüz binlerce vatandaşımız sokakta kaldı, köylerde evlerle birlikte hayvan damları yıkıldı ve insanlarımız öldü, hayvanlarımız telef oldu. Depremin ikinci günü Diyarbakır'daydım. Enkaz başlarında yükselen Kürtçe, Türkçe çığlıkları ve ağıtları dinlerken düdük çaldı, bu ses "Ses çıkarmayın." anlamına geliyormuş, enkaz altından gelen sesler insanın yüreğini parçalıyordu. Gözlerimiz Kızılay’ı, AFAD'ı, askerlerimizi arıyordu ama maalesef yoktu. Diyarbakır'da 84 dernek bir araya gelmiş, yaralarını sarmaya çalışıyordu; Gaziantep'te ise dört gün kaldım, şehir merkezinde 5 bina yıkılmış ancak Nurdağı, İslahiye ve köyler maalesef yok olmuş durumdaydı. Nurdağı'nda enkazları dolaşırken enkazdan kurtulmak isteyen bir kadın yarıya kadar çıkmış ama sesini duyan olmamış ancak ikinci depremde maalesef ölmüş, görevliler sadece üzerine bir gömlek atmış, bu da geç kalmanın ağır bir bedeli.

TBMM Genel Kurulu

BAŞKENTGAZ Ankara'da Melih Gökçek tarafından doğalgaz şirketinden Kızılay aracılığıyla 8,5 milyon dolar ABD New York'taki Ensar Vakfına göndermiştir, halk bundan dolayı AFAD ve Kızılay’a maalesef güvenmiyor. Ben buradan bir kez daha savcıları göreve davet ediyorum.

Recep Tayyip Erdoğan İBB Başkanlığından bu yana imar affını yirmi yıldır uyguladı, ülkemizde binlerce insanın maalesef ölümüne neden oldu. Depremzedeler için yapılan kampanyada 115 milyar bağış toplandı. 86 milyar denetimsiz... AFAD'ı Sayıştay maalesef denetleyemiyor. Halkın "Recep Tayyip Erdoğan seçim çalışmalarında bu parayı kullanabilir." dediğini bizzat kendi kulaklarımla duydum. Deprem vergisi 34,5 milyar paranın nereye gittiğini her gittiğimiz yerde bize soruyorlar.

AFAD, Kızılay bizim çok kutsal gözle baktığımız kurumlardır ama çadır ve yiyecekleri Ahbap ve Eczacılar Odasına parayla sattığını duyduk. Cumhuriyet tarihinde yaşamadıklarımızı bize maalesef yaşattınız, yazıklar olsun diyorum. Yetmedi, dün, Kızılay’ın yetkililerini deprem faciasının yaşandığı bugünlerde pavyonda maalesef eğlenirken izledik. İşte, tüm bunlardan dolayı halkımız AFAD ve Kızılay’a maalesef güvenmiyor.

Pakistan, Kızılay’ın çadırları sattığını duyunca gönderdiği çadırlara "Parayla satılamaz." ibaresini koymuş çadırlarını kurtarmak için. Bize bunları da maalesef yaşattınız yani Pakistan'dan deprem bölgelerine gelen çadırları Pakistanlılar kurtarabilmek için satılamaz belgesini koymuşlar.

Sayın milletvekilleri, önemli bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi okudum, deprem bölgesinde 125 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi'yle işten atılmama yasağı getirildi. Ancak işverenler kod 29 gerekçesiyle, ahlak kurallarına uymadıkları gerekçesiyle hatırlarsanız Covid-19 pandemi döneminde 177 bin işçiyi işten atmıştır. O dönemde sosyal devlet görevini yapamamıştır. Hâlbuki kapsamlı bir sosyal koruma yasası birlikte yapabilirdik, işverenler 177 bin işçimizi işten atamazlardı.

15 milyon insanın etkilendiği depremde depremzedeler için alınan istihdam tedbirleri bana göre yetersizdir. Örneğin, işsiz kalan asgari ücretlilere ödenecek işsizlik ödeneği 2.910 liradır. Kısa çalışma ödeneği asgari ücretlilere 3.664 liradır. Depremzedelere ödenecek aylık nakdî ücret desteği 4.003 liradır. Ortalama kira ücretleri nereye giderseniz gidin en az 5 bin liradır. Yapılacak yardımlar en az asgari ücret düzeyinde olmalıdır. 8.500 liranın altında verilecek yardımlar depremzedeye çare olmaz, onları açlık ve sefalet içinde yaşamaya mahkûm edersiniz.

İşsizlik Fonu'nda 125 milyar paramız var yani İşsizlik Fonu'nda işsiz kalan çalışanlara yetecek kadar paramız var. Dolayısıyla bu para işsiz kalan depremzede işçilere dağıtılması gerekir.

6 Şubat depreminde enkaz altında kalan insanlar "Kimse yok mu?" çığlıklarını yetkililere FOX TV, Halk TV, Tele1 aracılığıyla duyurmak isterken saray muhalif televizyonları cezalandırarak buna engel olmak istiyor. Ülkeyi yasaklarla yönetmeye çalışanlar, afeti felakete dönüştürenler, tüm sorumlular yargı önünde hesap vermelidir.

Yaralarımızı birlikte saracağız, geçmiş olsun Türkiyem” değerlendirmelerinde bulundu.

Editör: Duygu Kaya