ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - TMMOB’un kent suçlarını ilan etmesinden çok önce, 30 yıla dayanan geçmişiyle Basmane Çukuru hala kentin kördüğüm olmuş bir sorunu.

İLK GÜNAH

1990’lı yıllarda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur zamanında Kültürpark için hazırlanan Kültürpark Mimari Proje Yarışması, Basmane Çukuru’nda işlenen ilk ‘günah’ın tohumlarını attı.İzmir Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Zafer Mutluer, söz konusu proje yarışmasında Basmane Çukuru’nun da ele alındığını hatırlatarak “Kültürpark A ve B olmak üzere iki bölüme ayrılıyor. Basmane Çukuru da bu proje kapsamında değerlendiriliyor. Ve C bölgesi olarak o da bu yarışmanın içerisinde yer alıyor. Orası kamusal kullanımda olan bir alan. Mülkiyeti kamuya ait ama kamusal fonksiyonu olan bir alanın doğrudan belediye eliyle fonksiyonunun ticarileştirilerek aslında özelleştirme sürecinin açıldığı bir başlangıç noktası.” ifadeleriyle ‘ilk günah’ın işlendiği tarihe dikkat çekti.

‘ÇUKUR’UN AÇILIŞI

İzmir Mimarlar Odası Başkanı Halil İbrahim Alpaslan ise “Basmane Çukuru olarak anılan parsele dair değerlendirmeye bu alanın yüksek yapılaşmaya izin veren imar durumu atanıp kamunun elinden çıkarılması ile başlamak lazım.” diyerek 1997 yılında dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Burhan Özfatura’ya dikkat çekti. Özfatura döneminde alanın %18’i İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde kalarak geri kalan hisseler satışa çıkarıldı. Birçok girişimcinin satın aldığı alanda Dünya Ticaret Merkezi yapılmak üzere inşaat çalışmaları başlatıldı ve bugünkü ‘çukur’ açıldı. Yaşanan mali krizlerin etkisi ile bu aşamada grubun hisseleri ve dolayısıyla alanın mülkiyeti TMSF’ye geçti. Yakın zamanda İzmir’de kamu parsellerini tartışmalı biçimde ele geçiren ve hukuka aykırı imar hakları ile proje üreten bir Folkart, TMSF’deki hisseleri alarak yüksek yapı içeren bir proje ile kent gündemine geldi ancak meslek örgütleri ve birçok sivil toplum örgütünün ve kentlinin tepkisinin de yardımıyla bu sağlıksız yapılaşmanın önüne geçildi, şirket payını tekrar TMSF’ye iade etti.

“Bu sürecin gösterdiği ilk şey, bir kamu arazisinin yüksek imar hakları ile donatılarak satılmasının ne kadar yanlış bir bakış açısı olduğudur. Kenti ve kent parçalarını onun barındırdığı sosyolojik, kültürel, mekânsal niteliklerini yok sayarak salt ticari bir meta olarak gören bu anlayış yıllardır çözülemeyen bu sorunun temel nedenidir.” diyen Mimarlar Odası Başkanı, Mimarlar Odası’nın sürecin önemli aktörlerinden biri olduğuna dikkat çekerek Folkart’ın yapmak istediği gökdelen projesine İzmir halkının gösterdiği tepkiyi hatırlattı.

FOLKART’A TEPKİLER

“Buraya yapılması düşünülen ve kent suçu olarak nitelendirdiğimiz gökdelen projelerine engel olmak için birçok eylem ve etkinlikte bulunduk. Diğer kent bileşenlerinin yürüttüğü mücadelelere destek olduk. Bunun yanı sıra hukuki mücadeleleri de sürdürdük. Hatta en son bu alana konut yapılmasının da önü açan Alsancak-Kahramanlar 1/5000’lik plana birçok gerekçenin yanı sıra bu yanlış kararı da gerekçe göstererek dava açtık ve yakın zamanda davanın lehimize sonuçlanmasını bekliyoruz.” şeklinde konuşan Aplarslan, çözümün Büyükşehir Belediyesi ve TMSF’nin masaya oturması ve alanda hukuki hakları olanların bu haklarının ödenerek alanın mülkiyetinin kamuya dönmesi olduğunun altını çizdi.

KAMU YARARI

Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Sekreteri Mutluer ise Basmane Çukuru sürecinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin kamucu bir anlayışa sahipse geçmişe yönelik soru işaretlerinin de aydınlatması gerektiğini düşünüyor. “Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin nasıl yapıldığı, mülkiyet devrinin nasıl gerçekleştirildiği bu işlemlerin hukuki olup olmadığının aydınlatılması lazım.” diyen Mutluer, 2016 yılındaki Kültürpark Revizyon Projesi ile Basmane Çukuru’nun ihalesindeki sürece de dikkat çekti. Yaşanan gelişmelerin tesadüf olmadığını söyleyen Mutluer, şöyle konuştu; “Büyükşehir Belediyesi, İzmir Enternasyonel Fuarı’nda Folkart’tan sponsorluk aldı. Bu doğrultuda Fuar’daki etkinliklerin niteliğinin arttığını ve bu anlamda aslında şirketin İzmirliye sevimli gösterilmeye çalışıldığı bir süreç geçirdik. Sonrasında Folkart bir proje ile İzmirlinin karşısına çıktı. Yaklaşık 250 metre yüksekliğinde iki kuleden oluşan ÇED raporunda 230 bin metrekare inşaat alanına sahip olduğunu gördük. Şu an mevcut onaylı imar planında 1/1000 ölçekli imar planında 104 bin metrekare inşaat hakkı tanınırken proje iki katından fazla inşaat alanına sahipti. Kamuoyunun ciddi bir etkisi oldu. Onun dışında da ruhsatla ilgili sıkıntı yaşadıklarını söyleyerek Folkart mülkiyeti tekrardan TMSF’ye iade etti.”

‘ŞEFFAF OLUNMALI’

Mutluer, Folkart ve TMSF gelişmelerinde de aydınlatılması gereken birçok nokta olduğuna dikkat çekti ve “Folkart ihaleyi dolar üzerinden almıştı. 10 milyon dolar peşinat verildiği, sonrasında 8 milyon dolar daha verildiğini biliyoruz. Peşinatın verildiği tarihteki dolar kuru 2,80 civarındayken 2017 yılının Mayıs ayında doların artışından dolayı Folkart’ın TMSF’ye kurun sabitlenmesi ve TL bazında ödenmesi konusunda bir başvurusu oldu. 2016 yılında dolar 3,17’de sabitlenip ödeme bunun üzerinden yapıldı. Ama TMSF’nin geri ödemeyi nasıl yaptığını bilmiyoruz.” diyen Mutluer bu konuya da şeffaflık getirilmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Basmane Çukuru’nun çevresinin de çok önemli alanlar olduğunu sözlerine ekleyen Mutluer, bölgenin bütüncül bir yaklaşımla kamu yararına ele alınması gerektiğini söyledi.

Mimarlar Odası Başkanı ise, yapılaşma konusunda şu anki inşaat hakkının düşürülmesi gerektiğinin altını çizerek son olarak “Alanın, yapılacak analizler sonucunda bölgedeki altyapının kapasitesini zorlamayacak, silüeti bozmayacak yapılaşma şartları ile kamusal bir işlevle kente kazandırılmasını talep etmekteyiz.” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi