Yerel seçimlere sayılı günler kala, Sol Parti Buca Belediye Başkan adayı Erkal Günel, İz TV’de yayınlanan Seçime Doğru Programı’nda Batuhan Kaya’nın konuğu oldu. 
Buca’nın sorunlarını ve Sol Parti’nin yönetim anlayışını anlatan Günel, “Türkiye’de tüm il ve ilçelerde, belediye meclislerinde ve il genel meclislerinde adayımız mevcut. İzmir’de sadece Buca’da aday çıkarmamızın sebebi, yerel yönetimler bir rant alanına dönmüş durumda ve buralarda çarpık işleri ve kirlilikleri denetlemek gerekiyor. Bu denetim için en doğru mücadelenin toplum içerisinden gelen devrimcilerle yapılabileceğini düşündük ve seçimlere katıldık. Buca’nın kendine özgü bir durumu var, aslında memleket siyasetinden ayrı değil bu durum. Türkiye’deki tüm sorunların ete kemiğe bürünmüş hali Buca’da mevcut” dedi.

Unutulmuş ilçe Buca

Buca’nın vitrin ilçe olmaması sebebiyle yerel yönetimler tarafından ihmal edildiğini söyleyen Günel, “Buca’yı diğer ilçelerden ayıran şey vitrin bir ilçe olmaması, biraz daha içeride kalmış merkezi bir ilçe. Bundan kaynaklı olarak yerel yönetimlerin ihmal ettiği, unuttuğu bir yer. Biz, bunun değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Buca’da, ülkemizde olduğu gibi bir problemi var. Konut ve kira fiyatlarının artışıyla birlikte, insanlar gelecek ve yaşamlarını planlayamaz hale geldiler. Buca’da yaşayan emekçi kesimlerde de bunun derdi var. Sisam depreminde hasar alan 500’ün üzerinde bina mevcut, gerçekten böyle bir sağlıksız yapı stoğu var. Bunlarla başa çıkmak gerekiyor. Bunun çözümü kentsel dönüşüm müdür, bunu tartışmak gerekiyor” diye konuştu.

Sol’un kırmızı çizgisi: Katılımcılık

Sol Parti’nin yönetim anlayışının özünde katılımcılık olduğunu vurgulayan Günel, “Biz, Buca’da ya da başka bir ilçedeki sorunların çözümünü, birinin çıkıp, ‘Biz bunu çözeriz’ demesini doğru bulmuyoruz. Sözün, yetkinin, kararın halkta olduğu bir yönetim anlayışını kurmamız gerekiyor. Halkın sorunlarını en iyi halk biliyor çünkü bu sorunları halk yaşıyor, onların belirlediği sorunları kamu kaynağıyla çözmek gerekiyor. Demokratik bir bütçe yönetimiyle bu problemleri adım adım aşamalı olarak çözebiliriz. Mesela trafik sorunu diyoruz ancak bu sorun çarpık kentleşmeyle ortaya çıktı. Bizim aslında trafik sorununu çözme mücadelemiz oradaki çarpık kentleşme sorununu çözmeyle kesişiyor. Bu sorunların tamamı bir yumak haline gelmiş” şeklinde konuştu.

“Cezaevi Alanı için mücadele ettik”

Yıkılan Cezaevi için verilen toplumsal mücadelenin bir parçası olduklarını ve bu alan için görüşlerini paylaşan Günel, “Sol Parti eski cezaevi alanının yeşil alan olarak kalması için mücadele eden bileşenlerden biri, biz, uzunca bir süredir Buca Cezaevi Özgürleşirken platformunun bileşenlerinden biriyiz. Bu mücadeleyi uzunca bir süre devam ettirdik, burası hakkında da halihazırda bir mahkeme kararı var. Toplumsal mücadelenin zaman içerisinde yürüttüğü mücadelelerle beraber mahkeme sonucunda oranın yeşil alan olması kararlaştırıldı. CHP’nin de AKP’nin de orası için yeşil alan olacak demesi normal çünkü mahkeme kararı var. Bu alan halka ait bir alan, burası için verilen karar demokratik bir biçimde, halkın katılımıyla verilmeli” dedi.

“İnşaatçılar adaylar üzerinde söz sahibi olmuş”

Mevcut adaylar üzerinde “İnşaat Lobisinin” söz sahibi olduğunu iddia eden Günel, “Herhangi bir il ya da ilçenin değil tüm Türkiye’nin sorunu, direkt olarak kamuya hizmet satanların yerel yönetimlere aday olması. Zaten projelere baktığımızda hep daha fazla beton görüyoruz, diyorlar ki, ‘Sizi daha çok betona boğacağız’. Bunlar bize daha fazla yokluk vaat ediyor ama işte insanların gözüne o kadar güzel geliyor ki gözleri kamaşıyor. Türkiye’nin her yerinde inşaat alanında ticaret yapan insanlar direkt aday olmasa bile adaylar üzerinde söz sahibi olmuş. Rant belediyeciliği tüm partiler içerisinde karşılık bulmuş ve biz bunu tüm partilerimizde görüyoruz” diye konuştu.

Bucalılar’a çağrı: Adayların vaatlerine kulak kabartın

Buca’daki seçmenlere, “Adayların vaatlerine kulak kabartın” diyerek çağrı yapan Günel, “Buca’da yaşayan herkesin başkan adaylarının vaatleri konusunda kulak kabartması gerekiyor. Bu adayların projeleri var, bir inşaattan bahsediliyor. Mesela Buca’da bir otopark alanı yapıldı Kasaplar’da, o otoparkı kaç kişi kullanıyor? Bu projelerin halkın katılımıyla planlanması, tüm kesimlerin demokratik katılımıyla belirlenmesi gerekiyor. Proje diye tabir edilen şeylerin geneli biraz daha böyle bir noktaya düşüyor. Bizim söylediğimiz şey ise daha demokratik bir yönetim anlayışı, yönetimin tam içinde olduğu, gerektiğinde yöneticiyi geri çekebildiği bir yönetim anlayışı istiyoruz” dedi.

Toplumsal mücadele vurgusu

Sosyalistlerin seçimlere olan bakışını açıklayan ve toplumsal mücadeleye destek isteyen Günel şöyle konuştu:
“Seçimler sosyalistlerin kendini anlatabilmesi için bir alandır, halkımızı da bu anlamda bu mücadelenin parçası olmaya çağırıyoruz. Ne kazanıyorsak toplumsal mücadeleyle kazanıyoruz, tüm halkımızı da bu mücadelenin ve yönetimde söz sahibi olmaları noktasında çağrı yapıyoruz. Bizim çağrımız sadece seçimler için de değil, aslında daha çok toplumsal mücadele için. Mesela seçimden sonra anayasa tartışmaya açılacak ve bu seçimi resmileştirecek bir anayasa tartışması olacak. Bunu hangi yolla yapabilirlerden bağımsız olarak toplumun tüm bu olumsuzlukları görerek bir mücadele hattının parçası olması gerektiğini söylüyoruz. Bir barikat kurulmalı ve toplum bu barikatın içerisinde yer almalı.” 

Editör: Esra Seyirden