İz Bırakanlar Ödülleri’nin sahiplerini bulduğu ve İz Gazete’nin 8’inci yılını kutladı.
İz Gazete’nin yayın hayata başlamasının 8’inci yılı coşkuyla kutlandı. Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşen törende siyaset, ekonomi, sivil toplum, medya, spor, kültür sanat camiası önemli isimlerin katılımı kutladı.
Türkiye’nin içinde bulunduğu baskı ve ekonomik zorluklara rağmen, 8 yıl yayın hayatına devam etmek çök önemli bir başarı…
Bu başarıyı kutlamak ise, biz meslektaşlarına düşer…
Bu başarıdan bahsetmek iltifat etmek hakkını vermek bütün kıskançlıkları bir kenara bırakarak, kutlamak gerekiyor…
İz Gazete’ye ve Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartalı tebrik ederim…
Ümit Kartal, İzmir'e ayak basarken yanında sadece bir fotoğraf makinesi vardı.
Gazetecilik yapmak için çıktığı bu yolda, 8 yıl boyunca durmaksızın ilerledi. İşte bu şehrin sesi, soluğu olma yolunda attığı her adımda, bir adım ileri gitti.
İz Gazete Ümit Kartal, kendi deyimiyle “biz tarafız” diyerek, iktidara muhalif kimliğini açıkça ortaya koydu.
İzmir gazeteciliğinde yeni bir çığır açan Kartal, 'biz tarafız' diyerek, sadece bir gazetecilik anlayışını değil, aynı zamanda bir duruşu da temsil ediyor.
Kartal ve İz Gazete ekibi, bu zorluğu başarıya dönüştürdü. Onların hikayesi, sadece bir başarı öyküsü değil, aynı zamanda İzmir'in sesinin daha güçlü çıkmasının da bir simgesi.
Elbette, bu duruş zaman zaman eleştirilere de yol açtı.
Ancak; bu kentte eksik olan muhalif çizgiyi sürdürmekten asla vazgeçmedi. İşte bu, onun farkını ortaya koyan en önemli özellik. Eleştirilere aldırış etmeden, kendi doğrularına, kendi inançlarına sadık kalarak yoluna devam etti. Onun bu tutumu, sadece bir gazetecilik başarısı değil, aynı zamanda bu kette yeni bir soluk kazandırdı.
Zaman zaman engellerle, baskılarla karşılaştı muhalif medya kuruluşlarının yaşadığı sorunları yaşadı…
Bu engelleri aşmak için muhalif çizgisinden hiçbir zaman geri adım atmadı. İzmir’in sesi olmak için, bu şehrin sokaklarında, bu şehrin insanları arasında, cesur bir şekilde var oldu.
Hatırlıyorum, 2018'de TV35'i kurduğumda, 'Bu işi yürütemez, bu parayı nereden buldu?' diyen dedikodular arasında kalmıştım. İzmir için ne kadar önemli bir adım attığımı anlayanlar azdı, engel çıkaranlar çoktu.
Şimdi, Ümit Kartal'ın başarısını kıskananların, onun önünde set çekmek için gösterdikleri çabalara şahit oluyorum ve içim burkuluyor.
Çünkü ben de aynı duyguları yaşadım, Ümit'in hissettiklerini yüreğimde hissedebiliyorum. Ama unutmayalım ki, İzmir'de önemli bir medya kuruluşu olmak ve bunu başarmak, sadece alkışlanacak bir durum değil, aynı zamanda büyük bir fedakarlık gerektiriyor.
Bu hikayeden alınacak ders net:
Kıskançlık ve dedikodu, asla başarının önünde bir engel değil, aksine gerçek başarının kıvılcımıdır. Ümit Kartal, sadece İzmir için değil, hayallerine inanan herkes için önemli bir adım oldu.
Onun bu başarısı, sadece kişisel bir zafer değil, aynı zamanda İzmir'in de zaferi. İşte bu yüzden, kıskançlıkları bir kenara bırakmalı, bu kentin geleceği için hep birlikte ileriye bakmalıyız.
Ümit Kartal ve onun çalışma arkadaşları yılmadan, usanmadan çalışıp İzmir daha da güçlü, daha da duyarlı bir sesle konuşuyor. İşte bu yüzden, bu başarı hikayesi, sadece alkışlanmalı değil, aynı zamanda gururla anlatılmalı."
Bu başarı, pes etmeyen, zorluklar karşısında direnen ve hedeflerine ulaşmak için azimle çalışan herkese ilham veriyor. Meslektaşlarının kıskançlığına rağmen, o, İzmir'e ve medya dünyasına kattığı değerle tanınıyor. Kartal'ın bu yolculuğu, başarıya giden yolda kararlılık, tutku ve pozitif enerjinin ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor.
İşte tamda burada yapılması gereken, rekabet…
Rekabet, gazetecilik gibi dinamik ve sürekli gelişen bir alanda, kalitenin ve yenilikçiliğin motoru olabilir. Ümit Kartal'ın yarattığı bu rekabet ortamı, İzmir gazeteciliğini daha da ileriye taşıyabilir. Bu rekabet, kıskançlık ve negatif duygularla değil, mesleki saygı ve ortak bir amaca hizmet etme arzusuyla yürütülmeli.
İzmirli gazeteciler, İzgazete’nin başardıklarını bir rekabet unsuru olarak görmeli ve bu rekabeti, kendi yeteneklerini ve potansiyellerini daha da ileriye taşıyacak bir fırsat olarak değerlendirmelidir.
Böyle bir ortam, sadece gazetecilik mesleğinin gelişimine katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda İzmir'in zengin ve çeşitli hikayelerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlar. Bu durum, hem gazetecilik mesleğine hem de İzmir'in kültürel ve sosyal yapısına büyük katkılar sunar.
Bütün bu güzel iltifatların fazlasını hak eden İz Gazete ve çalışanlarını tebrik eder ve bundan sonra nice yıllar başarılı olması dileğiyle…

Editör: Esra Seyirden