Eski adı Punta olan Alsancak, yıllar boyunca kentin en önemli yerleşim merkezlerinden bir olmuştur. Alsancak, dünyaca ünlü birçok seyyah ve yazarın eserinde geniş yer bulmuştur.

Victor Hugo, 1829 yılında yayınlanan "Les Orienta- les" adlı kitabında yer alan, "Le Captive" şiirinde ünü batıya yayılan İzmir'i bir prensese benzetir: "İzmir, bir prensestir çok güzel küçük şapkasıyla. Mutlu ilk baharlar durmaksızın onun çağrısına yanıt verir. Nasıl vazo İçindeki çiçekler gülümserse, o da denizler arasından ışıldar. Hatta Arşipel'in yaratılışından çok daha tutkulu..."

Dünya edebiyatında silinmez izler bırakan Ünlü yazar Victor Hugo, İzmir'e gelmemesine karşın kentin ününden ve bir Amazon Kraliçesi tarafından kurulup isimlendirilmesinden etkilenmiştir. Şiirinde anlattığı yer, Alsancak sınırlan İçindeki Frenk Mahallesi'dir.

19. yy.’da dünyanın kültür sanat başkenti Paris'tir. Ancak farklı kültürlerin ortak yaşam alanı olan İzmir, tiyatroları, sinemaları, operalar ve sosyal kulüpler ile kültür ve sanatta o kadar ileridir ki, bu dönemde "Petit Paris" yani Küçük Paris olarak anılmıştır.

Alsancak'ta Rum ve Ermeniler ile birlikte yaşamış Levanten aileler günümüzde de İzmir'in çok kültürlü yapısının ayrılmaz bir parçasıdır.

Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nin iki tarafında uzanan bu dönemlerden kalma yapılar ve kiliseler bulunmaktadır.

Değişik ve özgün mimarileriyle inci gibi dizili bu yapılar, ara sokakları denize taşır. İzmir'in en görkemli binalarından olan Alsancak Garı, gece ışıklandırıldığında daha da etkileyici bir görüntü sergilemektedir.

Editör: Özlem Çimen Durmaz