ABD’nin uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle haftalardır tehditler savurduğu Venezuela’nın Savunma Bakanı Vladimir Padrino Lopez ulus olarak bunlara başı dik şekilde karşılık verdiklerini söyledi. Lopez, Washington’un kendi çıkarlarını dayatmak için askeri gücüne başvurduğunu öne sürerek, “ABD emperyalizmi bizi bombardıman uçaklarıyla, füze donanımlı savaş gemileriyle ve Karayip’te nükleer tahrikli denizaltılarla tehdit etmeye çalışıyor. Biz hiçbir imparatorluğun kölesi değiliz. Peki biz ne yaptık? Ulus olarak başı dik şekilde karşılık veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“HİÇBİR İMPARATORLUĞUN KÖLESİ DEĞİLİZ”
Cumhuriyet’in haberine göre, Karayip ülkesi Trinidad ve Tobago’da ABD tarafından gerçekleştirilen askeri tatbikatları da eleştiren Lopez, “Hiçbir hava veya deniz konuşlandırması Venezuela’nın bağımsızlığını ortadan kaldıramaz. Ne kadar güçlü ve korkutucu olursa olsun, özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı kimse elimizden alamaz” dedi. Öte yandan Devlet Başkanlığı Sarayı Miraflores’te adını taşıyan bir film galasına katılan Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD’nin uluslararası medya aracılığıyla kendisini “diktatör” olarak göstermeye çalıştığını savunarak, “ABD, Venezuela’da bir rejim ya da diktatör olduğunu söylemeye çalışıyor. Bunu tekrar edip duruyorlar, artık tamamen bayatlamış bir söylem” değerlendirmesinde bulundu.
NE OLMUŞTU?
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce imzaladığı kararname kapsamında, Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatını vermişti. ABD, ağustos sonlarında Venezuela açıklarına denizaltı ile savaş gemilerinden oluşan deniz gücü göndermiş, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de ABD ordusunun Venezuela’da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söylemişti. Venezuela Devlet Başkanı Maduro da buna karşılık ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıklamıştı. ABD’nin Venezuela açıklarında bazı tekneleri uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle hedef almaya devam etmesi hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyunda eleştirilere neden olmuş, saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğu savunulmuştu.





