YAĞIZ BARUT/ İZ GAZETE- Urla’nın Gülbahçe Köyü’nde, İzmir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından ‘Uçurtma Sörfü Parkur Alanı’ ilan edilen sahilde, 7 tane uçurtma sörfü okulu bulunuyor. İddialara göre bu alandaki okullar yerlerinden edilerek, bulundukları sahil alanı, hukuksuz şekilde, bir iş adamına tahsis edilmek isteniyor. Uçurtma sörfüne gönül vermiş ve okullarında binlerce sporcu yetiştirdiklerini söyleyen okul sahipleri, ellerinde resmi hiçbir belge olmayan kişilerin rant girişimine karşı, bir imza kampanyası başlattıklarını duyurdu.

‘RESMİ BELGELERİ OLMAYAN KİŞİLERİN RANT GİRİŞİMİ’

Ücretsiz olarak halkın kullanımına açık olan ‘Uçurtma Sörfü Parkur Alanı’nda tüm resmi izinlere ve uluslararası yeterliliğe sahip yedi uçurtma sörfü okulu bulunduğu söylenen imza kampanyasında, “Her sezon yerli ve yabancı binlerce ziyaretçi ağırlayan uçurtma sörfü alanı, hepimizin emekleriyle kısa sürede Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen uçurtma sörfü merkezlerinden biri haline geldi. Daha çok kişiye uçurtma sörfü sporunu sevdirmeyi hayal ettiğimiz bu günlerde, hukuksuz bir şekilde sörf okullarını yıkmak ve herkesin ücretsiz kullanımına açık olan hazine arazisi statüsündeki bu sahile erişimi demir çitler çekerek engellemek isteyen, ancak ellerinde resmi makamlardan alınmış hiçbir izin ya da belge olmayan kişilerin rant girişimi ile karşı karşıyayız. Sörf okulları olarak hukuki süreci başlattık ve uçurtma sörfü sporuyla ilgili herkes adına takipçisiyiz. Çok geç olmadan bu haksızlığa karşı sesimizi duyurmak ve sahillere ücretsiz erişim hakkımızı korumak için sporu ve rüzgarı sevenler olarak hep beraber #UçurtmaSörfümeDokunma diyelim ve bu rant girişimini durduralım.” ifadeleri kullanıldı.

Konuyla ilgili kendisine ulaştığımız haber kaynağımız ise ayrıntılı bilgileri gazetemizle paylaştı. Hukuki sürece duyduğumuz saygı gereği, işadamının ismini kamuoyuna duyurmuyoruz. Ancak haber kaynağımızın aktardığı ayrıntılar ve sunduğu iddialara göre, Gülbahçe sahili resmi hiçbir belgesi olmayan kişilere yönelik ranta açılmak isteniyor.

‘GEREKLİ BÜTÜN YASAL İŞLEMLERİ UYGULADIK’

Yerlerinin hazine arazisinde bulunduğunu, her türlü yasal izinlerinin ve kayıtlarının olduğunu söyleyen kaynağımız, “İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün burada tahsisli arazileri varmış. Eski rektör bizim bulunduğumuz yerde, arazilerinin olmadığını söylemişti. Yeni rektör geldi ve bir anda ‘Burası bizim arazimiz, çıkın’ demeye başladılar. 1994 yılında bir tahsis yapılmış ama amacına uygun kullanılmadığı için iptal edilmiş. 2015 yılında biz geldik. Ecrimisil ödüyoruz, imar affından yararlandık, yapı kayıt belgemiz var, belediyeden numaratajlarımızı aldık. Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden izinlerimiz var. Bütün gerekli yasal işlemleri uyguladık ve bu şekilde faaliyet gösteriyoruz. Üniversite ise yasal olarak hiçbir belge gösteremedi.” diye konuştu.

‘İHALE BELGESİNİ GÖSTEREMİYORLAR!’

Daha sonrasında ise bahsi geçen işadamının adamlarının sahile geldiğini dile getiren kaynağımız, “Bulunduğumuz alanı ihaleyle, üniversiteden aldıklarını, bizim çıkmamız ya da kira vermemiz gerektiğini söylediler. Ancak ihale hiçbir yerde yayınlanmamış, muhtarın haberi yok. İhale belgelerini de gösteremiyorlar, biz de bu sebeple yasal süreci başlattık. Geçen hafta resmi olmayan özel vinçlerle gelip, konteynerlerimizi kaldırmaya kalktılar. Polisi çağırdık. Onlar belge gösteremediği için vinçleri durdurdular ve bunun üzerine de ceza davası açtık. Geçtiğimiz gün ise sahili çitle çevirmeye başladılar. Zabıtalar geldi ve tutanak tutup çitleri kaldırdılar. İşadamının adamları ‘Bu iş burada bitmeyecek, pazartesi görürsünüz’ deyip gittiler. Korkutmaya da çalıştılar. Bunun üzerine de olayın artık kamuoyunda duyulmasını istedik ve change.org üzerinden imza kampanyası başlattık. CİMER’e de başvuracağız. Biz burada çok emek harcadık ve uluslararası merkeze çevirdik burayı. Her yönden hakkımızı aramaya devam edeceğiz.”şeklinde konuştu.

‘BİZİ BÖLMEYE ÇALIŞTILAR’

İş adamının bir kere geldiğini ve sadece bir okulla görüştüğünü iddia eden haber kaynağımız, “İhaleden bahsediliyor ama bizim neden haberimiz yok? Bizim de hakkımız var burada, biz de ihaleye girebilirdik. 7 okul bir parsel içerisinde yer alıyoruz. Bütün sahili boşaltmak istiyorlar. Tek tek hepimizle anlaşmaya ve bizi bölmeye de çalıştılar. Biz hepimiz birlik olduk ve emek vererek yaptığımız yerden, hakkımızdan vazgeçmek istemiyoruz” dedi.

MEB, İŞ ADAMINI ‘TEŞVİK’ ADI ALTINDA BESLİYOR MU?

Söz konusu işadamı ise basında yer alan haberlere göre, İzmir’in çevre ilçelerinde bulunan ‘organize sanayi bölgelerinde’ meslek liseleri kurarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın teşvikiyle, öğrencilere 'ücretsiz' eğitim veriyor. Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) ile Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’ndan (Eğitim-Sen) danıştığımız yetkililer ise bu tarz okulların, sermayeye ucuz iş gücü sağladığı ve çocukların eğitim hayatı sırasında sömürülmeye başlandığını ifade etti. Meslek liselerinin özel sektöre devrini reddettiklerini söyleyen eğitimciler, “Devlet okullarına ayrılmayan kaynak, hangi sebeple özel okullara ayrılıyor? Bakanlık, özel okula giden çocuğun parasını madem verecek, neden kendi devlet okulunda okutmuyor? Buralarda rant meselesi var. Devletin yükümlülüğü tüm öğrencilere eşit, adil ve ulaşılabilir eğitim vermektir. Meslek liseleri sermayenin arka bahçesidir ve halkın vergileri, ‘teşvik’ adı altında milyonlarca liralık bütçelerle buralara aktarılmıştır.” açıklamalarında bulundu.

‘NEDEN ÖZEL ŞEYLER MAHVEDİLMEYE ÇALIŞILIYOR?’

Urla Gülbahçe’deki sürece yönelik sosyal medya hesabından ise sevilen müzik grubu Athena’nın solisti Gökhan Özoğuz da paylaşım yaparak, imza kampanyasına destek istedi. Özoğuz, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Arkadaşlar neden illa ülkemizde çok güzel ve özel şeyler yapılabilen yerler ve mekanlar varken, onların hepsi bir takım nedenlerden dolayı mahvedilmeye çalışılıyor? Lütfen bunlara izin vermeyelim! Gençliğimize destek verelim!”

Editör: Haber Merkezi