DUYGU KAYA/ İZ GAZETE-  Geçtiğimiz aylarda koronavirüs salgını nedeniyle Sağlık Bakanlığı üniversitelere tavsiye kararında bulunarak uzaktan eğitim önerisi yapmış, bunun üzerine birçok üniversite güz dönemini uzaktan eğitim ile geçirme kararı almıştı.

Öte yandan üniversitelerin açılacağına yönelik ortaya çarpıcı bir iddia atıldı. Öğretim Elemanları Sendikası ve Öğretim Elemanları Derneği Genel Başkanı Dr. Vahdet Özkoçak, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamaya göre 2 Kasım 2020'de üniversitelerde yüz yüze eğitime geçilmesi planlandığını iddia etti.

Özkoçak’ın yaptığı paylaşımda, “ Yükseköğretim Kurulu açıklama yapmadı henüz ancak 2 Kasım Pazartesi yüz yüze eğitim başlayabilir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulları açmasının yansımaları haftaya sayısal veriler ile ortaya konacak. Yapılacak olan Bilim Kurulu toplantısı sonrasında da açıklama gelecek. Kısaca bu takvim konuşulmaya başlandı" ifadelerini kullandı.

‘KAMUOYUNU HAZIRLAMAK İÇİN YAPILMIŞ HABERLER’

Bu kritik iddia kamuoyunda da yankı bulurken, Eğitim Sen İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Ulaş Yasa, bu iddiayı İz Gazete’ye değerlendirerek, "Böyle bir duyum almadık. Ama geçen hafta Cumhurbaşkanı en kısa sürede üniversiteleri yüz yüze açacağız diye konuşmuştu. Bunun akabinde de ana akım medyada 1 Kasım tarihini veren haberler çıkmıştı. Biz bu haberlerin tahmin olarak yapıldığını düşünmüyoruz. Bu gazetelerin hükümetle ilişkisini biliyorsunuz, oradan aldıkları duyumla, biraz da kamuoyunu hazırlamak için yapılmış haberler olduğunu düşünüyoruz” dedi.

‘GÜZ DÖNEMİNDE AÇILMASI MÜMKÜN DEĞİL’

Üniversitelerin yüz yüze eğitime hazır olmadığını vurgulayan Ulaş Yasa, “Zaten bu ayın başında üniversitelerin güz döneminde açılmayacağı şeklinde açıklamalar yapılmıştı. Üniversiteler de eksiğiyle gediğiyle hazırlıklarını buna göre yaptı. Şimdi yüz yüze eğitim iddiası var ama bu, üniversitelerin de yeni duyduğunu bir iddia. Bu yüzden hiçbir hazırlık olmadı, zaten olması da imkansız. Nitekim üniversite amfileri buna çok da uygun değil, en temel madde olarak 4 metrekareye bir öğrenci olması gerek, bu bile sağlanamıyor. Üniversite döneminde bunu sağlayabilecek derslik sayısı da yok. Ayrıca buna sadece derslik olarak da bakmamak lazım, ne yemekhaneler ne de KYK'lar da buna hazır değil. Yani hiçbir anlamda böyle bir çalışma yapılmadı, biz de böyle bir şey duymadık” dedi.

Yasa ayrıca,  “Üniversitelerin güz döneminde açılması mümkün değil. Bunun hakkında alınan kararlar da bu yöndeydi zaten, personelin dönüşümlü çalışmaya geçmesine dair YÖK yazıları var" diye konuştu.

‘BU NESİL BİR KAYIP NESİLDİR VE BUNDA SİYASİ İKTİDARIN DOĞRUDAN ETKİSİ VARDIR’

“Üniversitelerin açılacağının söylenmesi, siyasi iktidar açısından pandemiyle mücadelede başarılı olduğunu algısını yaratmanın araçlarından bir tanesi” ifadelerini kullanan Ulaş Yasa, “ Aslında siyasi bir karar, eğitim öğretimin sağlıklı olup olmadığını değerlendiren bir karar değil. Uzaktan eğitim kesinlikle yetersiz, hiçbir üniversite bunun altyapısını oluşturamadı, programlar da yetersiz kaldı. Bu nesil bir kayıp nesildir, bu neslin kaybolmasında da siyasi iktidarın doğrudan bir etkisi vardır” dedi.

‘SOSYAL MEDYAYA VİDEO KOYAR GİBİ UZAKTAN EĞİTİM VEREMEZSİNİZ!’

Ulaş Yasa, üniversite öğrencileri için uzaktan eğitimin de yetersiz olduğunu vurgulayarak, “Bu insanlara yüz yüze öğretimden başka bir şekilde eğitim vermek mümkün değil ama yüz yüze eğitim vermek için de bazı şartları sağlamanız gerekiyor. Asgari düzeyde de olsa hijyen şartlarını sağlamalısınız. Bizce uygulamalı dersler bu şartların sağlandığı tarihe kadar ertelenmeli, diğer dersler de uzaktan eğitim olarak verilmeli. Uzaktan eğitim, sadece altyapı meselesi değil, uzaktan eğitim dediğiniz şey başlı başına bir konu. Tabiri caizse sosyal medyaya video koyar gibi uzaktan eğitim olmaz ya da kameraya konuşarak uzaktan eğitim sürecini yürütemezsiniz. Uzaktan eğitimin şartlarını ve donanımlarını sağlamanız gerekir" dedi.

KARAR REKTÖRLÜKLERE BIRAKILSA İZMİR’DEKİ ÜNİVERSİTELER AÇILIR MI?

“Bu karar rektörlüklere bırakılsa, İzmir’deki üniversiteler açılır mı’ sorusunu yanıtlayan Ulaş Yasa, şu ifadeleri kullandı:

 “Mevcut durumda Dokuz Eylül Üniversitesi, personelini dönüşümlü çalışmadan çıkarıp sürekli çalışmaya çağırdı ve bunun sebebini işlerin yetişmemesi olarak gösterdi. Sadece bu bile yaşadığımız şeyi gösterme açısından önemli. Atanan rektörler artık üniversitelerden çok siyasi iktidarın kararlarına bakıyorlar. Hani iktidarın kararı neyse, ona yakın hatta onu geçen kararlar alıyorlar. Ege Üniversitesi rektörünün birçok yerde söylediği sözdür, 'Benim aidiyetim üniversiteye değil, beni atayan iradeyedir.’ Bu bakış açısında olan rektörlerin, siyasi iktidarın kendi siyasal hedefleri doğrultusunda aldığı kararlara muhalefet etmesi çok da gerçekçi değil.”


 

Editör: Haber Merkezi