Kooperatif soruşturmasında hazırlanan iddianamede, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer için 3 ila 45 yıl hapis cezası talep edilmişti. İlgili iddianamenin detaylarını İz Gazete yazdı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, eski İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Tunç Soyer, eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı ve eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya hakkında, ‘kooperatif’ soruşturması kapsamında düzenlenen iddianame ortaya çıktı.
Dolandırıcılık iddiası
Aslanoğlu, Soyer, Karcı, Kaya ve diğer 61 şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin Eylem-1, Eylem-2 ve Eylem-3 başlıkları altında düzenlendiği görülürken, her bir başlık altında belirtilen ayrı ayrı kooperatiflerde gerçekleştirilen iş ve işlemler yoluyla kamuyu zarara uğratmak, tüzel kişilikler aracılığıyla kamuyu dolandırmak ve nitelikli dolandırıcılık suçlarının işlendiği iddia edildi. İddianamede, İZBETON A.Ş ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ‘suçtan zarar gören’ olarak yer aldı. Aslanoğlu ve Soyer’in işledikleri iddia edilen suçlar için 3 yıldan 45 yıla kadar hapsi istendi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmanın iddianamesini üçe ayırarak oluşturdu. İddianamede çeşitli detaylar yer aldı. Savcılığın bilirkişi raporları, Mülkiye Başmüfettişi raporu, Sayıştay raporu ve diğer bulgulara bakarak Örnekköy 3. ve 4. Etaplarda devam eden kooperatif faaliyetleri kapsamında iddianamede yer alan detaylarda, İZBETON AŞ’nin alt yüklenici çalıştırmak için İzBB’den izin almadığı ve İzbeton’a 3’üncü Etap’tan dört, 4’üncü Etap’tan ise yalnızca iki daire bırakılması “Hayatın olağan akışına aykırı” ifadeleriyle iddianamede yer aldı.
Kira yardımı için kamu zararı dendi
3’üncü Etap’ta yapıldığı iddia edilen imalat hatası da iddianamede yer buldu. Öte yandan, 3’üncü Etap’ta 98, 4’üncü Etap’ta 161 kişi olan hak sahiplerine inşaatlardaki gecikmeler nedeniyle “kira yardımı” yapılması da “kamu zararı” diye değerlendirilerek iddianameye konuldu.
Diğer yandan, iddianameye göre, Kooperatifler ve İZBETON A.Ş arasındaki sözleşmelerin dönemin İZBETON AŞ Genel Müdürü Heval Savaş Kaya tarafından tek imza ile yapıldığı, sözleşmelerde sadece Kaya’nın imzasının bulunması, meclisten yetki almadan devirlerin yapılması nedeniyle iddianamede yer aldı. Savcılığa göre, geçmiş dönemdeki Sayıştay raporlarında bu konu hakkında uyarı yapıldıktan sonra, Kaya’nın evrakları geçmişe dönerek değiştirdiği tespit edildi.
Gaziemir Aktepe-Emrez ile Uzundere’deki 3’üncü ve 4’üncü Etaplar da iddianamede yer aldı. Buna göre, Gaziemir Aktepe-Emrez ve Uzundere 3. ve 4. Etap’taki işler için kooperatiflerle yapılan sözleşmenin yine sadece Heval Savaş Kaya’nın imzasıyla yapıldığı iddianamede kayda geçti.
City Construction adlı şirket ile kooperatifin aynı adreste bulunması da iddianamede yer aldı. İddianamenin ilgili bölümünde, “Kooperatif ve şirketin aynı yerde bulunmasında hukuken sıkıntı olmadığı için işlem yapılmamıştır” ifadelerine yer verildi.
Somut bilgi yok
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun, kooperatifin yönetim kurulu üyelerinden Dilek Coşkun ile ilişkisi de iddianamede yer buldu. Aslanoğlu’nun, eski S.S. İş İnsanları Yapı Kooperatifi Y.K Üyesi Dilek Coşkun’a şirket kurdurarak maddi menfaat sağladığı iddiaları ise, “ticari ilişkilerini kanıtlayacak somut bilgi ve belge bulunamadığı için yapılacak işlem bulunamamıştır” ifadeleriyle iddianameye yerleşti.
Dilek Coşkun, S.S İş İnsanları Yapı Kooperatifinin Y.K üyeliğini yalnızca 13 gün yapmış, ardından istifa ederek yönetim kurulundan ayrılmıştı. Coşkun ve Aslanoğlu arasındaki “maddi menfaat” iddiası ise, 2020 yılında Coşkun’un sahibi olduğu City Construction adlı şirketin, kooperatif ile “alt yüklenici” olarak sözleşme imzalamasından kaynaklanmıştı. Ancak ilerleyen dönemlerde Coşkun’un bahsedilen şirketi, sözleşmenin imzalanmasından 2 yıl önce “Erdal Saroğlu” ve “Yıldırım Kuruoğulları’na” sattığı ortaya çıktı.
Eylemler hukuki ihtilaf boyutunda
İddianamenin “Lehte olan deliller” kısmında şüpheliler için; “Olay nedeniyle bizzat maddi menfaat sağlamadıkları” ile “Eylemlerin hukuki ihtilaf boyutunda kaldığı” ifadeleri yer aldı.