İZ GAZETE-Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) ve İzmir Barosu, Dünya Tüketici Hakları Günü'ne yönelik ortak bir açıklama yaptı. 

"Uzun yıllar sonra, yılın ilk ayında asgari ücret ile açlık sınırı kafa kafaya gelmiştir" denilen açıklamada, "Tüketici geri kalan 11 ayda açlık sınırının altında yaşam mücadelesi vermeye çalışacaktır. Emeklinin durumu içler acısı. Zamlardan dolayı tüketici sağlıklı, besin değeri yüksek, ekonomik gıdaya ulaşamamakta, merdiven altı, taklit ve tağşiş ürünlere yönelmektedir. Bu ürünler nedeniyle toplum sağlığı ciddi tehdit altındadır. Tüketici tüketemeden tükeniyor” ifadeleri yer aldı. 

'SADECE İSMİ KALDI, KENDİSİ TÜKENDİ'

Yapılan açıklamada, “Türkiye’de 83 Milyon vatandaşın hepsi tüketicidir.  Ne yazık ki  sadece ismi  kaldı, kendisi “tükendi”. Döviz Krizi, Ekonomik Kriz, Savaş Krizi derken, ülkenin içine girdiği darboğazın faturası aşırı zamlar ile tüketiciye ödetiliyor. Bu krizlerin hiçbirinin nedeni ve sorumlusu tüketici değildir. Gün geçmiyor ki bir zam haberi almayalım, marketlerde her gün etiket değişir oldu, çarşı pazarda tezgahların yanından geçilmiyor, seyahat biletleri uçmuş durumda… Bir yılda akaryakıta gelen yüzde 200’ün üzerinde, elektriğe yüzde 185'e varan, gıdalarda yüzde 200’ü aşan zamlar artık tüketiciyi tüketmiştir. Zamlar geldikçe  ÖTV ve KDV artmakta olup tüketicinin tüketimden kaynaklı VERGİ yükü de artmaktadır. Gıda fiyatlarının indirilmesinin yolu ithalat ya da depo baskınlarından geçmez. İflas eden tarım politikalarının değiştirilmesinden, betonlaştırılmaya çalışılan tarım arazilerinin çiftçinin kullanımına açılarak, küstürülen çiftçinin tarlaya dönmesinin teşvik edilmesi ve üretimden geçer. Zeytinlik alanlarını madencilik şirketlerine açmaktan geçmez, tam tersi; yeni zeytin ağaçları dikmekten geçer. Eskiden olduğu gibi tekrar kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olmak istiyoruz. Ülkenin gıda egemenliğini ulus ötesi şirketlere teslim edilemez. Enflasyonu dizginlemeden fiyat istikrarını sağlamak mümkün değildir” ifadeleri kullanıldı.

'ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRI İLE KAFA KAFAYA GELDİ'

“Uzun yıllar sonra, yılın ilk ayında asgari ücret ile açlık sınırı kafa kafaya gelmiştir” denilen açıklamada, “Tüketici geri kalan 11 ayda açlık sınırının altında yaşam mücadelesi vermeye çalışacaktır. Emeklinin durumu içler acısı. Zamlardan dolayı tüketici sağlıklı, besin değeri yüksek, ekonomik gıdaya ulaşamamakta, merdiven altı, taklit ve tağşiş ürünlere yönelmektedir. Bu ürünler nedeniyle toplum sağlığı ciddi tehdit altındadır. Tüketici tüketemeden tükeniyor” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, “Bugün, buradan, bizi yönetenlerden talep ediyoruz” denilerek maddeler sıralandı:

-Artık bizde 15 Martlarda dünyadaki tüketici örgütleri gibi dijital çağda tüketici sorunları konusunda farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak istiyoruz. Bu nedenle ülkenin gündeminden yoksulluk ve açlık sorununu çıkarılmasını,

-Zamlara bir son verilmesini ve zamların geri alınmasını,

- Günümüzde bir insan hakkı olan Elektrik hizmetinin kamu hizmeti olarak verilmesini, elektrik üretim ve dağıtımının kamulaştırılmasını. Tüketiciye ucuz elektrik sağlanmasını,

-Alım gücü düşen maaş ve ücretlerinin ivedilikle güncellenmesini,

-Tüketici gözeten politikalar oluşturulmasını, tüketicilerin örgütlenmesinin desteklenmesini, tüketicilere ve örgütlerine temel ürünlerin fiyatlandırılmasında yetkili kurullarda temsil hakkının verilmesini,

-Şehirlerin, ormanların, koruların, dağların, ovaların, meraların, yaylaların acilen korumaya alınmasını, betonlaşmaya son verilmesini,

-Suyumuzun özgür bırakılmasını, suyumuzun zehirlenmesinin önlenmesini,

-Tarım arazilerinin ranta kurban edilmemesini, halkın geleceğinin ve sağlığının düşünülmesini talep ediyoruz.

Bu dünya ve bu ülke hepimizin gideceğimiz başka yer yok…

Bu nedenle;

-Doğanın ekolojik dengesini değiştirecek, tüketicinin sağlık ve güvenliğini tehdit edecek, sağlıklı çevrede yaşam hakkını ortadan kaldıracak, bilim adamlarının da karşı çıktığı, Kanal İstanbul projesinden vazgeçilmesini, istiyoruz.

İzmir Barosu ise yaptığı açıklamada, 08 Mart 2022 tarihinde Baroların görüşü alınmaksızın Meclis'e sunulan, Tüketici Kanunu’nda yapılması istenen değişiklikleri sıraladı.

Sıralamada şu maddeler yer aldı:

 •Hâlihazırda kredi çekilmesinde yapılması zorunlu olmayan sigorta, artık yasa ile meşruluk kazanacak ve sigorta yapılıp yapılmamasına göre kredi maliyetlerinde değişiklik görülecektir.

Oysaki kredi ve sigorta birbirine bağlı işlemler değildir. Tek bağlılık kredi kuruluşlarının aynı zamanda sigortacılık faaliyeti yürütmesidir.

 • Ön ödemeli konutlarda azami teslim süresi 36 aydan 48 aya çıkarılmış olacaktır.

‘DAHA DA YIPRANACAK’

Baro,  ‘’Yenilenmiş ürün’’ adı altında hayatımıza yeni bir tanım girecek; Donanım, yazılım veya fiziki özelliklerinde iyileştirme yapılarak tekrar satışa sunulan kullanılmış mallar denilen bu ürünler yeni sorunları beraberinde getirecektir. Özetle tüketicinin hakları daha da yırpanlanacaktır. Başka yasa değişikliği çalışmalarında olduğu gibi Tüketici Yasasına ilişkin değişiklik çalışmalarının da hiçbir sürecine dâhil edilmeyen ve fakat yasa yapma sürecinde asli unsur olan Baroların görüşleri yok sayılamaz. Yasa yapımı ve değişikliklerinde en önemli paydaş olan Barolar dikkate alınmalıdır. Bizlerin tüketici adına söyleyeceği çok şey bulunmakla irademizin yok sayılmasını kabul etmeyeceğimizi ve her zaman tüketicinin yanında olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyoruz” açıklamasında bulundu.

Editör: Haber Merkezi