İZ GAZETE- TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, suyun beka sorunu olduğu ifade edilirken, " Su yaşamdır, su kaynaklarımızı korumak öncelikli hedefimiz olmalıdır. Artık kaybedilecek zaman kalmamıştır" çağrısında bulunuldu.

Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilimizi etkileyen depremin 45. gününde hem içme hem de kullanma suyu temininde hala sıkıntılar yaşanmaktadır.  Dünyada en fazla can ve mal kaybına sebep olan deprem felaketlerini yaşayan ülkemizde barajlar, su hatları, lojistik kanallar deprem gerekliliklerine göre inşa edilmemektedir. Yine deprem sonrasında  bölgede yaşanan sel felaketleri de depremde mağdur olan ve en temel ihtiyaçlarına günlerce ulaşamayan vatandaşlarımıza ikinci bir darbe vurmuş, canlarımızın kaybına sebep olmuştur.   

Ülkemizde 20 yıldır göz yumulan ihmallerin sonucunda yaşanan felaketlerle başlayan 2023 yılında; Dünya Su Günü vesilesi ile şimdiye kadar savunduğumuz ‘Su temel bir insan hakkıdır’ söyleminin ne kadar uzağında olduğumuz bir kez daha kanıtlanmıştır. 

Madde madde sıralandı

Açıklamada yapılması gerekenler şöyle sıralandı:

·         Her insan için temel bir hak olan suya ulaşım, geliri olmayanlara kamusal destekle sağlanmalıdır. Bu çerçevede yerel yönetimler tarafından vatandaşlara temel ihtiyaç oranında içme ve kullanma suyu ücretsiz olarak verilmelidir.

·         İklim değişikliğinin bölgemizdeki olumsuz etkileri göz önüne alınarak, yeni su politikaları oluşturulmalıdır.

·         Su kıtlığının çözümünde su tüketiminin sektörler arası dağılımı dikkate alınmalıdır. Ülkemizde 2021 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre toplam suyun %71’i tarımda,  %18’i sanayide, %11’i içme ve kullanma suyu olarak evlerde tüketilmektedir. Su israfının önlenmesi ve doğru su kullanım politikalarının oluşturulmasında, sektörel kullanım oranları önem kazanmaktadır.

·         Ülkemizde nüfusun ve suyun yersel dağılımı birbirinin tam tersidir. Bu ters orantı yine doğru politikalar ile düzenlenmelidir

·         Su kaynaklarının sürdürülebilirliği çerçevesinde politikalar oluşturulurken,  suyun geri dönüştürülmesi değerlendirmeye alınmalıdır.

·         Su problemine kriz yönetimi değil risk yönetimi mantığı ile yaklaşılması önem arz etmektedir. Bu bağlamda arz ve talebin doğru belirlenmesi ve yönetilmesi, doğru yatırımların doğru zamanda yapılması son derece önemlidir. Deprem sonrasında yaşanan arz sıkıntıları kriz ve risk yönetiminde sınıfta kaldığımızı ortaya koymuştur.

·         Tarım arazileri ve dere yatakları hiçbir şart altında yapılaşmaya açılmamalı ve yasalarla koruma altına alınmalıdır.

·         Yeraltı sularını akıllıca kullanmak, kirlilik ve aşırı tüketimden korumak hedefler arasına alınmalıdır. Ülkemizde yeraltı sularının bilinçsiz ve yoğun tüketimi toprak bütünlüğüne ciddi zararlar vererek obrukların (çökük) ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

·         Su, tüketileceği yere ulaşana kadar buharlaşma, sızma, şebeke altyapısı gibi sebepler yüzünden kayıplara uğramaktadır. Bu kayıpların azaltılması yönünde tedbir ve iyileştirmeler gerçekleştirilmelidir.

·         Deprem ülkesi olma gerçeğinden hareketle barajların yapımı için yer seçimi ve yapı sağlamlığı kontrolleri bilim ışığında yapılmalıdır.

·         Şehir şebekelerinin periyodik bakım ve yenilemesi ihmal edilmemelidir.

·         Su beka sorunudur, su kaynaklarımızın stratejik bir kitle silahı olarak kullanılabileceği göz önünde bulundurulmalı, sabotaj eylemlerine karşı yönetim politikaları oluşturulmalı ve gündeme getirilmelidir. 

 Su yaşamdır, su kaynaklarımızı korumak öncelikli hedefimiz olmalıdır. Artık kaybedilecek zaman kalmamıştır.

Editör: Duygu Kaya