SERCAN YALÇINKAYA - Türkiye İşçi Partisi (TİP) Urla Belediye Başkan Adayı Aytekin Aktaş ile TİP Urla Bürosu’nda buluştuk. Seçim öncesi bir toplantı başlayacağından hararetli bir şekilde halk buluşmaları ve mahalle ziyaretleri planlanıyordu. Urla Belediyesi Meclis Üyesi adayı Ebru Çetimoğlu ve Aytekin beyle birlikte iskeleye doğru yürümeye başladık. Yol boyunca iskele esnafıyla,  kahvehanelerde oturan vatandaşlar ile selamlaşarak, sohbet ederek yürüdük.  Yanımızda aniden bir araba durunca şaşırdık. TİP’in çalışmalarını sosyal medyadan takip ettiklerini söyleyen bir aile selam vermek, sohbet etmek istemişti. Anne ilk kez oyunu TİP’e vereceğini, kızı ise ilk oyunu TİP’e vereceğini söyledi. Seçimi kimin kazanacağını 31 Mart akşamı göreceğiz ama Aytekin Aktaş’ın Urla’da halkın sevgisini kazandığını şimdiden söyleyebiliriz. 

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

İstanbul’da doğdum büyüdüm.  İstanbul Üniversitesi Hukuk bölümü mezunuyum, aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İşletme bölümü lisansı aldım. İzmir’de de yüksek lisansımı Dokuz Eylül Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku alanında, inanç temelli ayrımcılık yasağı çalışarak tamamladım. İnsancıl hukuk alanında da doktora eğitimine hazırlanmaktayım. 
Hukuk bölümünü politik saiklerle tercih ettim. İzmir Barosu’nda İnsan Hakları Merkezi yürütme kurulundayım. Adalet İçin Hukukçular İzmir sekreteri, Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Hukukçular Topluluğu üyesiyim. İnsan hakları ve çevre mücadelesi başta olmak üzere tüm toplumsal meselelerde inisiyatif almaya çalışıyoruz.  
Ablamın 15 yıl önce Urla'ya gelin gelmesinden sonra diğer ablamın da buraya öğretmen olarak atanmasından sonra biz de buraya yerleşerek buralı olduk.

Siyasete ilginiz nasıl başladı? 

İstanbul Sarıyer’de büyüdüm. Ortaokul yaşlarımdan itibaren siyasete ilgi duydum. Halkevleri’nin örgütlü olduğu bir mahallede büyüdüm. Halkevleri’nin “Okumuş İnsan Halkın yanındadır” kampanyasının önce öğrencisi daha sonrasında gönüllü öğretmeni oldum. Dayanışma ağlarında yer aldık. Lise öğrenimim sırasında politik nedenlerle okul değiştirmek zorunda kaldım. Üniversite yıllarımda bağımsız olarak siyasi faaliyetlere katıldım, siyasi yayınlara yazılar yazdım. Hep siyasetin içerisinde oldum.  TİP’de 3 yıldır örgütlüyüm. TİP çatısı altında mücadele ediyorum.  En geniş tanımıyla kendimi Devrimci olarak tanımlıyorum. 

Neden Urla Belediye başkan adayısınız?

2017 yılından beri Urla’da yerleşik olarak yaşıyorum. Ablam burada yaşadığı için daha önceden de Urla ile ilişkimiz vardı. Mesleğime Urla’da başladım, burada köklendim, kendimi bu nedenle Urlalı hissediyorum. Yerel seçimlere TİP olarak katılma kararı alınınca çalışmalara başladık. Aday olmamdan önce Urla’da kapsayıcı bir kadın adayın belediye başkan adayı olması için bir dizi çalışmalar yaptık ama koşullar buna elvermedi. Daha sonrasında görev bana düştü. Başkan adayının kim olduğu da çok önemli değil partimizde. Birlikte yönetme kabiliyeti güçlü bir partiyiz.

Partinizin henüz bir yerel yönetim deneyimi yok ama sosyalist solun bu topraklarda bir deneyimi var. Fikri Sönmez, Aydın Erten, Mehdi Zana, Mehmet Maçoğlu bu isimlerden en çok bilinenleri.  Bu yerelin farklı deneyimleri mevcut. Siz Urla’da nasıl bir model oluşturmayı hedefliyorsunuz? 

Bu konunun bir savunma, bir de saldırı kısmı var. Öncelikle Urla’nın savunmasını yapacağız. Bunu da tarımsal alanların, doğal ve arkeolojik sit alanlarının imara açılmasını engelleyerek; kenti afete hazır hale getirerek; tarihi eserlerimize sahip çıkarak; deniz, toprak, su ve hava kirliliğine son vererek; kültürel değerlere sahip çıkarak; yöresel tarım ürünlerini destekleyerek; özetle kentin tüm doğal, tarihi, mimari ve kültürel değerlerine sahip çıkarak sağlayacağız.
Urla’da bir aday adayı enflasyonu oldu. Samimi adayları tenzih ederek söylüyorum ama bir kesim de Urla’yı yağlı kapı olarak görüyorlar ve bu nedenle aday olmak istiyorlar. Biz de bu düşünceye karşı Urla’yı savunmak zorundayız. 
Urla iki tarafı denizle kaplı bir ilçe olmasına rağmen bu ilçede bir halk plajı yok. Urla halkı işletmelere mecbur bırakılmış. Zeytineli’de bir halk plajı var tarikatlara peşkeş çekildi. “Kayyum vardı” cevabı bu konuda yeterli bir cevap değil. Son dönem haricinde bu ilçeyi uzun zamandır sosyal demokratlar yönetiyor ve halkçı bir çalışmaları olmadığını görüyoruz. 

Kamusal alanlardan bahsettiniz. Bu konuda somut projeleriniz var mı? 

İYTE Urla’nın önemli bir değeri. 10 bine yakın öğrenci burada eğitim görüyor.  Son zamanlarda yapılan bir yurt görece barınma sorununu azaltsa da. Burada hem öğrenci kapasitesi açısında hem de nitelik olarak büyük eksiklikler var. 
Urla’da sezon dışında kullanılmayan çok sayıda yazlık var. Belediye öncülüğünde bu yazlık sahipleri ile öğrencilerimizi ilişkilendirip öğrencilerimizin çok uygun bir şekilde konaklamasını sağlayacağız.
Belediye parsellerinde kamunun kullanımına açık yapılar oluşturmayı planlıyoruz. Bir gastronomi kenti olan Urla’da bu kamusal alanlarla hem işsiz gençlere istihdam sağlayıp hem de bir cazibe merkezi haline getireceğiz. Urla belediyesinin işletmesi olan Urit’leri kamucu bir yaklaşımla Urla’lıların hizmetine yeniden sunacağız. Halkımızın uygun fiyatlarla sağlık gıdaya erişim hakkını savunacağız. Urit’leri aynı zamanda yerel üreticiler için bir pazar alanına çevireceğiz. 
Urla’ya yeni bir çivi çakılmadığı gibi olan alanlar da değerlendirilmiyor. Belediye’ye ait semt evleri atıl bir şekilde duruyor. Öncelikle bu alanları kullanıma açacağız. Daha sonra da başta kıyı şeridi olmak üzere Urla’yı halkın yararına alanlar ile donatacağız. 
Deniz turizminin yanında tarih turizmi de çok önemli bir alan. Klazomenai bir Luvi kenti ve Anadolu’nun en eski uygarlıklarından biri. Urla balıkçılık, denizcilik ve zeytinyağı üretiminde tarihin eski çağlarından bu yana çok başarılı bir kent. Amfora üretiminde bir marka. İnsanlığın ortak tarihi olan bu bölgede tarihe yeterince sahip çıkılmıyor. Devam eden iki kazı ödeneksizlikten çok yavaş ilerliyor. *Üniversitelerin arkeoloji müzesi var ancak oldukça yetersiz. Bakanlık ve belediye işbirliğinde İskeleye bir arkeoloji müzesi açarak tarihi eserlerin kaybolmasını önlemek zorundayız. 

Doğa, sağlık, deniz ve tarih turizmi ile Urla potansiyelini gerçekleştirecek 

Biz belediye başkanlığını alsak da almasak da, belediye meclisinde 3 kişi de olsak 10 kişi de olsak bundan sonra Urla’da TİP var olacak. 1 Nisandan sonra görevimiz başlayacak ve Urla’da halk için bir siyasi hat kuracağız. 
Mahalle meclisleri kurup her mahallenin sorunlarının çözümünün halk tarafından tespit edilip çözümlerinin sağlanmasını sağlayacağız. Sosyalist belediyecilik anlayışının Urla’ya neler katabileceğini birlikte göreceğiz. Gerici bir talep olmaması durumunda mahalle meclislerinin tüm taleplerini doğrudan uygulayacağız. 
İMECE yaşam evleri kuracağız. Mahallelerde kuracağımız bu evler bir halk akademisi niteliğinde olacak. Bu evler mahalle meclislerinin fiziki alanları olacak. Dayanışma ağları ile birçok sorun bürokrasiye, yazışmalara takılmadan çözülecek. Dezavantajlı grupların, engellilerin, eğitimde fırsat eşitliği noktasında desteğe ihtiyacı olanların, sokak hayvanlarının, spor kulüplerinin, çevre hareketinin ve kentimizin ihtiyaç duyan tüm bileşenlerinin sorunları da bu imece yaşam merkezleri üzerinden çözülecek.

Urla halkı size ne söylüyor? Seçim çalışmalarınızda en çok hangi eksiklikler dile getiriliyor?

Çok ilginç bir durum yaşıyoruz. Gittiğimiz her yerde belediyeden beklentilerini sorduğumuzda halkımız bize cevap veremiyor. Çünkü Urla halkı uzun süredir hizmet alamadığı için belediyenin ne iş yaptığını unutmuş. Cumhuriyet’in 100. Yılında, uzaya turist gönderdiğimiz bir dönemde Urla’da biz hala kanalizasyon ve altyapı sorunlarını konuşuyoruz. Bunun sebebi de Urla’da ceketimizi assak kazanırız anlayışının yerleşmiş olması. Bu seçimde TİP olarak alacağımız oy ile bu yaklaşımı tersine çevireceğiz. 

Urla’yı 4 yıldır seçilmiş değil atanmış birileri yönetiyor. Kayyumlu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
CHP’nin Urla’da halka karşı özensiz davrandığı bir dönem yaşadık. CHP’ye kızgınız. Urla halkının verdiği oylara, belediyesine, belediye meclisine sahip çıkmadı. Batı’da kayyum atanan tek belediye Urla belediyesi. Ama bunun sorumlusu olan CHP bir özeleştiri bile yapmadı. Bunun sebebi de kazanacağına olan mutlak inancı. Bu sorumsuzluğun, özensizliğin bedelini de bu seçimde ödeyecek. 
Biz Urla’ya karşı özenli davranacağımızı söylüyoruz. Denetlenebilir bir yönetim biçimi olacağımızı şöyle ifade ediyoruz, halkın geri çağırma hakkını taahhüt ediyoruz. Eğer halkın yarısından çoğu belediye çalışmalarımızdan memnun olmadığını ifade ederse o koltukta oturmamızın anlamı yok. 

Urla’da TİP ilk defa seçime katılıyor. Siz sahada ne görüyorsunuz?

Urla'da bilinç seviyesi yüksek, adalete ve hizmete susamış, memleketin haline gönülden üzülen ve değişmesini isteyen, cumhuriyetin ilkelerine bağlı, aydın ve yurtsever insanlar var. Bu seçimlerden itibaren bizim her zaman Urla’da bir gücümüz olacak. 1 Nisan’dan sonra Urla’da örgütlü bir halk gücü olduğunu göreceksiniz. Belediye başkanlığını alsak da almasak da TİP Urla’da 2. ya da 3. Parti olacağımızı tahmin ediyoruz. 
Belediye başkanlığını kazanamasak dahi, belediye meclisinde ve Urla sokaklarındaki gücümüzle burada bir denetim mekanizması kuracağız. Kim seçilirse seçilsin halkın aleyhine bir şey yapılması mümkün olmayacak.  Rantçı bir politika üretmekten korkulacak. 
TİP’in olduğu yerde halk kazanacak, halk güçlenecek. Çünkü bizim kimseyle bir rant ilişkimiz yok. Kimseye eyvallahımız yok.

TİP bazı yerellerde diğer partiler ve oluşumlar ile ittifaklar kurdu. Urla’da böyle bir çaba oldu mu?
Urla’da TİP olarak elimizden geleni fazlasıyla yaptık. Tüm demokrat, yurtsever siyasi parti ve oluşumlar ile görüştük. Emekten, halktan ve demokrasiden yana olan tüm siyasi yapıların kapısını çalarak Urla’da birlikte çalışmak ve ortak bir seçim kampanyası yürütmek istedik. Belediye başkanlığında olmasa dahi belediye meclisinde ortak liste çıkarmayı da teklif ettik ama ne yazık ki bunu başaramadık. İnanıyorum ki sosyalistler olarak bu seçimde Urla’da güçlü bir oy alırsak bir sonraki seçimlerde bir arada hareket edersek daha güçlü bir birliktelik kurabileceğiz. 

Seçim dönemleri kitleselleşme için bir araç da oluyor. İzmir’de de Kemalpaşa ve Karaburun adaylarınız üzerinden tepki aldınız. Urla’da tartışmasız bir aday olarak siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Seçimleri doğrudan bir amaç olarak değil halkımız ile buluşmak için bir araç olarak görüyoruz. TİP çok geniş bir kitleye hitap ediyor. Kendisini daha önce ulusalcı, milliyetçi, muhafazakâr noktada tarifleyen birçok kişi Urla’da da partimize katılıyor. TİP’i umut olarak görüyor. 
Bizler daha önceden başka partilerde siyaset yapan kişilerin partimize katılmak istemesi çok değerli. Halkın bütün tabakalarında sevgi, saygı kazanmak sosyalistler için büyük bir kazanıma dönüşüyor. TİP’e katılmak isteyenlere “sen git, öteki mahalledensin” diyemeyiz. 

Son olarak sosyalist Urla Belediyesi’nin modeli ne olacak?

Urla’da yerel yönetim anlayışımızı katılımcı ve şeffaf demokrasi anlayışıyla, ekolojik yaklaşımla, kültür-sanat, gastronomi ve doğa başta olmak üzere turizmin ve de tarımın birbirini desteklediği bir model üzerine kuracağız. Özelikle oluşturacağımız turizm politikasıyla, sosyalist yerel yönetimlerde halk için neler yapılacağını turizm alanında da göstererek bir ilke imza atacağız. 

Editör: Esra Seyirden