İZMİR HABERLERİ

Temel Conta grevi 241. gününde: Bu mücadelenin sonucu bütün işçi sınıfının kaderini etkileyecek

Sendikal hakları için 241 gündür grevde olan Temel Conta işçileri, yaşadıkları mağduriyetleri, taleplerini ve direniş sürecini anlattı. İşyeri Temsilcisi Kaya, “Şafak sayar gibi greve çıkacağımız günü saydık” dedi.

Abone Ol

Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikası’nda örgütlü olan ve 241 gündür patronun Toplu İş Sözleşmesi masasına oturmayı kabul etmemesi nedeniyle grev yapan Temel Conta İşçileri, İz Gazete’ye konuştu. İşçiler, işyerindeki mobbing, ücretler, patronun sendikaya ve işçilere karşı tutumu ile grevin ne kadar devam edeceği ve nereye varacağı hakkında değerlendirmelerde bulundu. BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen de Temel Conta işçilerine gerçekleştirdiği ‘dayanışma’ ziyareti sonrası görüşlerini iletti.

‘Şafak sayar gibi’

Temel Conta İşyeri Temsilcisi Sinem Kaya, 241 gün önce greve çıktıklarında yeniden ‘insan’ gibi hissetmeye başladıklarını belirtti. Herkesin çalışma koşullardan şikayetçi olduğunu söyleyen Kaya, “İçeride insan gibi muamele görmediğimiz, kapının önüne çıktığımızda daha iyi anladık” ifadelerini kullandı. Sendikaya üye olduklarında iş yerinin baskı yapmaya başladığını dile getiren Kaya, “Şafak sayar gibi greve çıkacağımız günü saydık. Greve çıktıktan sonra da patron bizi görmedi ve duymadı, arabuluculara da ‘Benim param var, onlar düşünsün’ dedi” ifadelerini kullandı.


241 gündür “Kemalpaşa’nın en soğuk yerinde” direndiklerini kaydeden Kaya, “İlk günden bu yana mesaiye gelir gibi buraya geliyoruz. Bize hakaretler edildi ve bunları da sineye çekmedik. Bir özür bile dilemediler. Greve çıktığımızda şunu fark ettik; aslında o kadar çok haksızlığa susmuşuz, o kadar kötü koşullara bile ses çıkarmamışız ki, pişmanlık yaşadık. İçeride ağladıklarımız ve sustuklarımız burada kahkahaya dönüştü. 241 gündür konuşmaktan da direnmekten de yorulmadık. Biz insanız, onlar bizim insan olduğumuzu anlayana ve sendikamızı kabul edene kadar buradaki grev devam edecek” dedi.

‘Baskılar artınca sendikayı istedik’

Temel Conta İşçisi Yücel Korkmaz da fabrikada 2012 yılında işe başladığını, ardından emekli olduğunu ancak yeniden çağrıldığını söyledi. Korkmaz, “Ben aslında çok istekli değildim ama onlar yine ısrarla çağırınca geldim. 2012’de buradaki insanların aklında sendika yoktu. 2021’den sonra aldığımız maaşlar belli, içerideki baskılar da artınca sendika istedik. Özellikle kadınlarla küfürlü konuşulunca işler değişti” dedi. Sendikaya üye olduktan sonra içerideki baskının daha da arttığını belirten Korkmaz, “İnsanları iş olmasa bile mesaiye bırakmaya, ‘Kalacaksın yoksa tutanak yazarım’ diye zorlamaya başladılar. Hatta işi o kadar ileri götürdüler ki insanları tuvalete giderken bile takip ettiler. Sonrasında tuvaletlerin kapılarını bile kilitlemeye çalıştılar” diye konuştu.


“241 gün oldu ama yorulmadım” diyen Korkmaz, “Şu anda ne baş ağrım var ne de bir sıkıntım, greve çıkınca hepsi geçti. Sadece maddi olarak zorlanıyorum. Kemalpaşa’da oturuyorum. Ağzıma bir tane kiraz koymadım. Koyamadım çünkü kilosuna 800 lira diyorlar. Ama ne olursa olsun biz sendikayı buraya sokana kadar buradayız. Belki yıpranacağız ama gelecek insanlar için bunu yapacağız” diye konuştu.

‘Sabah gevreğimizi bölüşüp yiyoruz”

Temel Conta İşçisi Şule Yavaş da çapak temizleme işi yaptığını, bu işi yaparken koruyucu ekipman, eldiven ve gözlük olmadığını çalıştığını söyledi. Boyahaneden gelen tiner kokusunu soluyarak çalıştıklarını anlatan Yavaş, iş için mülakata geldiğinde sendikaya karşı uyarıldığını ancak içerideki ortamı görünce sendikalı olduğunu kaydeden Yavaş, bir başka çalışanın “17 bin TL ile geçinemiyorum” demesi üzerine yönetimin “Onu Cumhurbaşkanına söyleyin bana değil” dediğini ifade etti. Yavaş, “Toplantıdan sonra direneceğimi zaten kafamda kurmuştum” dedi. Müşterilerini kaybetmesine rağmen iş verenin sürekli “param var” lafını ettiğini söyleyen Yavaş, “Senin paran var da işçiye mi yok?” sorusunu yöneltti. Greve çıktıklarında “dışarıda bir aile” olduklarını ifade eden Yavaş, “Sabah kahvaltı yapmak için gevrek alıyoruz, onu bölüşüp yiyoruz. Bu 241 gündür böyle, sadece kendimiz için değil herkes için alıyoruz” yorumunu yaptı.

‘Pes etmeyeceğiz’

Bir diğer Temel Conta İşçisi Zeynep Zobuoğlu ise sendikal örgütlenme için dönüm noktası olarak iş verenin babasının işçilere hakaret etmesini gösterdi. Hakaretten sonra bir saat boyunca iş bırakıp özür beklediklerini belirten Zobuoğlu, “Özür bile dilemediler. O bizim için dönüm noktası oldu. Patron bizi sendikaya üye olduktan sonra toplayıp, ‘Sendika kaç gün arkanızda duracak’ dedi. Gördük. 241’inci gündeyiz ve patron arkamızda değil ama sendikamız arkamızda. Bize, ‘Greve çıkarsanız size ne yemek ne de su vereceğim. Siz de dahil aileniz ve çocuğunuz hiçbir yerde iş bulamayacak’ dedi. Greve çıktıktan sonra daha çok kenetlendik. İçeridekinden daha iyi haldeyiz, hatta patron hep ‘Biz bir aileyiz’ diyordu, ama biz gerçek ailemizi dışarıda bulduk. 241 gün oldu, ilk gün hissettiklerimizi bugün de hissediyoruz. Pes etmeyeceğiz” diye konuştu.

‘Dayanamazsınız’

Grevdeki Temel Conta işçilerinden Simay Çetin Bekar da “30 Ağustos’ta düğünüm var ama hakkım için buradayım. İçerideki adaletsizlik, haklarımızı alamamamız ve mobbing bizi sendikalı olmaya itti. Arkadaşlarımızın çocukları hasta olduğunda bile izin alamadıkları oldu. Mesela ben nişanım için zorla izin alabildim. Bize sendikayı istemediklerini söylediler. İş veren bize sendikayı kesinlikle kabul etmeyeceğini söyledi, ‘Çok fazla dayanamazsınız’ dedi ama 241 gündür buradayız” ifadelerini kullandı. Çalışma koşullarındaki zorluklara değinen Bekar, “Sıcak pres yaparken kullandığımız eldivenler bile prese değmeden yanıyordu. Kullandığımız yara bantları yaraya değmeden atıyordu. İçeride havalandırma ve ısıtma yok, havalandırma olmadığı için zehirli gazı direkt soluyorduk. Defalarca kez söyledik ama düzeltmediler. Bize getirdikleri ayakkabılar bile ikinci eldi” dedi. “İçerideki zehirli havadan sonra buradaki temiz havayı soluyunca baş ağrımız geçti” diye ifade eden Bekar, “Arkadaşlarımızda migren vardı ve o bile geçti. 241 gün oldu ama yorulmadık. Daha çok 241 gün gideriz. Sadece hakkımız olanı istiyoruz” dedi.

‘Bu mücadelenin sonucu sınıfın kaderini etkileyecek’

Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen İz Gazete’ye yaptığı açıklamada, “Temel Conta işçilerinin 241 gündür verdiği direniş sadece Temel Conta işçilerini ilgilendirmez çünkü memleketin her yerinde bu tür hak mücadeleleri, sendikal mücadeleler verilir ve bu mücadeleler sadece o işçileri ilgilendirmez. Artık bu tür mücadeleler işçi sınıfının kaderini her zaman olduğundan daha fazla etkileyen mücadeleler oldu. Bu mücadelenin sonucu bütün işçi sınıfının kaderine etki edecek. Dünyanın herhangi bir yerinde işçilerin kazanımı bütün işçilere örnek oluyor. O yüzden bu direnişler çok önemli” görüşünü aktardı.