TBMM’de kabul edilen ve zeytinlik alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasının önünü açan düzenleme kamuoyunda tartışma yarattı. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla düzenlemeyi "Cumhuriyet tarihinin en büyük talan yasası" olarak nitelendirdi.
Soyer’den zeytinlik düzenlemesine sert tepki: Cumhuriyet tarihinin en büyük talan yasası
AKP’li Mustafa Varank’ın başkanlığını yaptığı TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu, kamuoyunda büyük tepki toplayan “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni görüşmek üzere toplandı. Toplantıda en dikkat çeken madde, zeytinlik alanların enerji ve madencilik projelerine açılmasına imkan tanıyan düzenleme oldu. Muhalefetin yoğun itirazlarına karşın teklif komisyonda kabul edildi.
Konuya ilişkin önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer resmi sosyal medya hesabı üzerinden şu açıklamalarda bulundu ;“Zeytinlikler, ormanlar ve meralarla ilgili Cumhuriyet tarihinin en büyük yıkım ve talan yasası maalesef Meclis Komisyonundan geçti.
Zeytinliklerin yok edilmesinin önü açıldı
Unutulmamalıdır ki, “üstün kamu yararı” maden şirketlerinin ekonomik refahında değil yaşam alanlarının korunmasındadır. Yasal düzenleme "ulusal güvenlik ve yüksek ekonomik refah" gerekçesini bahane ediyor ancak; hangi ekonomik refah, kimin yüksek ekonomik refahı konularını tamamen keyfi bir değerlendirmeye bırakıyor. Bu nedenle adeta ülkenin maden kaynaklarının peşkeş çekilmesinin ve ülkenin en büyük kamu yararı olan yaşam alanlarının; ormanlarının, meralarının, zeytinliklerinin yok edilmesinin önünü açıyor.
Düzenleme sınır tanımıyor
Gerek ÇED süreçlerinin arkasından dolanılması; Gerek Devlet ormanlarının maden faaliyetlerine bedelsiz tahsisi; Gerek ÇED olumlu kararı verilmese de belli sürelerin sonunda izinlerin verilmiş kabul edilmesi; Gerek elektrik üretimi tesisleri için bu süreçler tamamlanmadan yapılmış olan imalatların af kapsamına alınması; ve öngörülen bir çok değişiklik; yapılan yasal düzenlemenin ne kadar hoyrat ve sınır tanımaz olduğunu kanıtlıyor.
Ancak milliyetçilik ve yurtseverlik gibi erdemler öncelikle bu ülkenin su varlıklarına, ormanlarına, zeytinlerine, meralarına kısacası toprağına sahip çıkmakla, onların zarar görmesine engel olmaya gayret etmekle başlar. Bu meclisin yurtsever ve milliyetçi vekillerinin hangi partiden olursa olsun bu kadar büyük yıkım ve talana izin vermeyeceğine inancımızı koruyoruz. Bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.”
