TUSAŞ Motor Sanayi ile General Elektrik Marine arasında imzalanan lisans anlaşması kapsamında TILM2500 tipi deniz gaz türbinlerinin bakım, onarım ve revizyon faaliyetlerinde yetkili ve lisanslı servis sağlayıcısı konumuna yükselmiştir. Amerika Savunma Bakanlığı'nın duyurusuyla netlik kazanan bu işbirliği T'nin Eskişehir'deki tesislerinde Amerikan donanmasının envanterinde bulunan LM2500 gaz türbinlerinin bakım faaliyetlerini üstlenmesini içermektedir. Bu gelişme yalnızca iki ülke arasında teknik bir işbirliği olmanın ötesine geçerek Türkiye'nin savunma sanayi altyapısına ve ihracat potansiyeline çok boyutlu katkılar sunmaktadır.
LM2500 general elektriğin havacılık motorları olan TF39 ve CF6 motorundan türetilmiş yüksek güvenilirlik ve performans sunan bir deniz gaz türbündür. Halihazırda 30'dan fazla ülke donanmasında aktif şekilde kullanılan bu motor tipi dünya genelinde 1400'den fazla gemide görev yapmaktadır.
Türkiye'de ise bu motorlar Gabya, Barbaros ve istif sınıfı fırkateynlerde, ada sınıfı Corvetlerde ve denizde ikmal ve muharebe destek gemisi gibi önemli platformlarda yer almaktadır. T'nin bu
anlaşma ile kazandığı yetkinlik sadece Türkiye'nin sahip olduğu LM 2500 motorlarının değil aynı zamanda dost ve müttefik ülkelere ihraç edilen ya da edilecek gemilerde kullanılan LM2500
motorlarının da Türkiye'de bakım görebileceği anlamına gelmektedir. Bu durum TI küresel MRO zincirinin resmi ve sertifikalı bir parçası haline getirirken bakın Türkiye'ye ne gibi faydalar sağlayacak.
En başta stratejik endüstriyel yetkinlik sağlayacak. Türkiye ilk kez denizcilik sınıfı bir gaz türbünde OM lisanslı bakım sağlayıcısı konumuna geldi. Bu Türkiye'nin yüksek teknolojiye dayalı
savunma sistemlerinde bağımsızlığını pekiştiren kritik bir kazanımdır.
Türkiye artık sadece kullanıcı değil aynı zamanda hizmet sağlayıcı konumundadır. LM2500 kullanan yabancı donanmalara sağlanacak bakım hizmetleri ülkeye döviz girdisi kazandıracaktır.
Yerli bakım altyapısının devreye girmesi Türk donanmasının motor bakımında dışa bağımlılığını azaltacak, teslim sürelerini kısaltacak ve operasyonel verimliliği artıracaktır. Proje
kapsamında yapılacak yatırımlar TEI bünyesindeki insan kaynağı, altyapı ve teknoloji birikimini artıracak, dolaylı olarak tedarik zincirinde yer alan diğer yerli firmaların da kabiliyet gelişimini tetikleyecektir. General Elektrik gibi bir küresel aktörün bakım yetkisini Türkiye merkezli bir şirkete devretmesi Türk savunma sanayisinin mühendislik yeterliliği ve teknik güvenilirliğinin
uluslararası düzeyde kabul gördüğünü göstermektedir.
Sonuç olarak bu anlaşma sadece T açısından değil Türkiye'nin savunma sanayisinin genel vizyonu açısından da dönüştürücü niteliktedir.
Türkiye'nin yüksek katma değerli teknolojilerde hem kullanıcı hem de sağlayıcı pozisyonuna geçişinin güçlü bir örneği olarak değerlendirilmektedir.