ÜMİT KARTAL - Yerel Seçim Yazıları yazı dizimize bugün Balçova’dan devam etmek istiyorum. Ama bu kez genel olarak Balçova’daki tabloyla ilgilenmeyeceğim.  Özel olarak aday adaylarından birine dair yazmak istedim. (Önümüzdeki haftalarda hem diğer aday adaylarına yönelik, hem de genel durum hakkında yazılar yazacağım)

İzmir siyasetinin yakından tanıdığı bir isim o…

Ama sadece siyasetin değil, sanat dünyasının da…

Kadın mücadelesinin de…

Mülteci çocukların da…

Mahkûm çocukların da…

Engelli çocukların da yakından tanıdığı ve sevdiği bir isim…

2010 yılında ‘Hiç kimse suçlu doğmaz’ isimli proje ile Buca Islah Evi’ndeki mahkûm çocuklardan koro oluşturdu.  Onlara enstrüman çalmayı öğretti ve harika bir gecede sahne almalarını sağladı.

2011 ve 2012 yıllarında ‘Sanat engel tanımaz’ isimli proje ile otistik çocuklar korosu ve bedensel ve görme engelli çocuklar korolarını kurdu.

2014’te Lösemili çocuklar için ‘Müzik umuttur’ projesini gerçekleştirdi.

2015 yılında kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturmak için ‘Notalar şiddete karşı’ etkinliğini yaptı. Kadın sığınma evlerindeki şiddet mağduru kadınları müzikle buluşturup sahneye çıkardı.

2016 yılında mülteci çocuklardan koro oluşturarak, ‘Bestelerle barışa yolculuk’a çıktı.

2017 yılında yine kadınlarla ‘Kıyafetime karışamazsın’ defilesi yaptı.

2018 yılında Kadına Yönelik Şiddete karşı projeleri nedeniyle Londra’ya davet edildi, ‘Biz dünyayız’ dedi.

Bunlarla, yüzlerce defa gazetelere, onlarca defa televizyonlara çıktı. Ayrıca birçok panel ve söyleşi de gerçekleştirdi. 2013 yılında Türkiye’de en iyi sosyal proje ödülünü aldı.

Tüm bunları yaparken, “Muhtemelen Avrupa Birliği Fonu falan alıyordur” diye düşünebilirsiniz. Ben sordum, bir kuruş fon almamış. Dönem dönem bazı masrafları belediyelerin karşılamasını istese de, çoğunlukla birçok masrafı cebinden, kredi kartından harcamış. Hatta bazen, CHP’li belediyelerden salon tahsis etmekte bile zorlanmış. Ama yılmamış.

Müzik eğitmeni, bir dönem de Balçova’da belediye meclis üyeliği yapmış, genç ve nitelikli bir politikacı.

Tüm bu projelerde yan yana geldiği binlerce kişi “Belediyelerin imkanlarıyla daha nasıl önemli işler yapılır. Keşke siz belediye başkanı olsanız” demiş.

Muharrem Dayanç’tan bahsediyorum.

***

Yazının bu kısmında kısaca Balçova’ya değinelim, Dayanç’a geri döneriz.

Balçova sosyolojik açıdan birbirine yakın, orta sınıf ağırlıklı, 78 bin nüfuslu bir ilçe. Siyasi tercihi uzun yıllardır CHP’den yana olmuş.  Nüfusunun yaklaşık 20 bini Alevi, 25 bine yakını İzmir'in yerlisi… Ayrıca, Karadenizlilerin, Kürtlerin ve her bölgeden insanların yaşadığı; dağ, deniz ve yeşilin iç içe olduğu şirin bir kıyı kenti…

CHP’nin seçim kaybetmesinin zor olduğu ilçelerin başında geliyor. 2004 yerel seçimlerinden bu yana ise aynı belediye başkanı tarafından ve onun kontrolündeki ilçe örgütü tarafından yönetiliyor. “Balçova’da kim aday gösterilirse o kazanır” anlayışı ve biriken metal yorgunluğu büyük oranda heyecanın da yok olmasına, belediyecilik faaliyetlerinin rutine düşmesine sebep olmuş.

***

Balçova’da doğmuş büyümüş, burada okumuş, burada çalışmış bir isim olarak Muharrem Dayanç da “Balçova artık değişimi hak ediyor” diyor.

Bir hayali var Muharrem Dayanç’ın “Balçova tüm Türkiye’ye örnek olacak bir kültür sanat kenti olamaz mı?” diye soruyor.

Doğa boşluk tanımaz. Böylesi değerli projelerle doldurulamayan bir kent, rant projeleriyle boşaltılabilir. Bence Balçova ikisine de elverişli. Burada belirleyici olan, CHP Genel Merkezi’nin ne isteyeceği olacaktır.

Yayınlayacağımız röportajda Dayanç’ın Balçova için hayallerini detaylıca okursunuz.

Ancak 2 konuyu özellikle vurgulamalıyım:

  1. Dayanç’ın ‘sanat kenti’ iddiasının altı kesinlikle boş değil.
  2. ‘Sanat kenti’ demesi, temel belediyecilik faaliyetlerini önemsemediği anlamına asla gelmiyor.

Dayanç, “Neden hala otellerde etkinlikler yapıyoruz da Balçova’nın bir kültür merkezi yok?” diye soruyor. Neden Balçova’nın bir Cemevi yok, neden bir taziye evi yok diye sıralıyor. (Bunları uzatmayacağım)

Ama mesela tek örnek daha vereyim: “Müzik aletleri üretim atölyesi kuracağız” diyor. Üniversitenin Çalgı Yapımı Bölümü’nden mezun gençlere istihdam alanı açıp, Belediyeye gelir getirici harika bir projeden bahsediyor.

Hele bir termal projesi var ki, -onu Kemal Kılıçdaroğlu’na da anlatmış- çok etkileyici. Ancak o projeyi buraya yazmamamı özel olarak rica etti.

Bu arada Kılıçdaroğlu tüm bu projeleri biliyor. Dayanç da aday adaylığı ile ilgili “Genel Başkanım ‘Seni ve projelerini tanıyorum, yürü’ derse yola çıkacağım. Hem 24 Haziran öncesinde hem de sonrasında defalarca görüştüm kendisiyle. Genel Başkanım böyle demezse, partimi de kendimi de yıpratmak istemiyorum” diye vurgu yapıyor.

***

Balçova ya da değil. Muharrem Dayanç ya da değil. İlçeden ve kişiden bağımsız olarak söylüyorum: Sosyal demokrat bir parti için, bu projeler, bu başarı hikâyesi, bu heyecan aday gösterilmek için yeterli olmalı.

CHP’de yeterli olur mu?

Herkes gibi ben de merak ediyorum. Balçova’da, diğer 29 ilçede ve Büyükşehir’de göreceğiz.