Bayraklı Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Serdar Sandal ile yaptığımız söyleşinin ikinci kısmında Başkan Sandal’ın görevde geride bıraktığı 4 yılı ve hedeflerini konuştuk.
Öncelikle görevde geride bıraktığınız 4 yılı konuşmak isterim. Özellikle mali açıdan sıkıntılı bir belediye devraldınız. Geçen 4 yılda tasarruf hamleleriniz, mali disiplini sağlamaya yönelik adımlarınız oldu. Bayraklı Belediyesi mali olarak 4 yılda nereden nereye geldi?
Doğal olarak bütün belediyelerin borcu var. Bu borçlar, kimi belediyelerin kendi yaptığı işlerle ilgili, bazıları şirketlerine ait, bazıları ise kamuya olan borçlar… Ben göreve geldiğimde belediyemizin 250 milyonun üzerinde bir borcu var. Bu 250 milyonu bu günkü kurla değerlendirdiğinizde düşük kalsa da o günkü kura göre ciddi bir para... Biz gelir gelmez öncelikle tasarruf tedbirleri uyguladık. Biz o günkü yaptığımız tasarruflar doğrultusunda aylık 5 milyon bir tasarruf elde ettik, 110 milyona yakın banka kredi borcumuzu bitirdik. Piyasaya borcumuz kalmadı. Şu an olan borcumuz, belediye şirketlerimizin kamuya olan borçları… Onu da bu ekonomik krizde ödeyebilen bir belediye herhalde yoktur, varsa da çok nadir… Çok net gelirleri olan, ciddi arazi satışları yapan belediyeler olabilir ama onun dışındaki belediyelerde kamuya olan borçlar; SGK, vergi borçları katlanarak büyüyor. Biz yine de finansal istikrarımızdan taviz vermiş değiliz. Ama çok mu rahat bu süreç? Hayır.
O kadar tehlikeli bir şey ki...
Peki bu süreçte karşılaştığınız finansal engeller var mı?
Zaten kredi alamıyoruz ve belki ilk defa, belediye şirketlerinin SGK ve Vergi Dairesi’ne olan borçlarından dolayı belediye mallarına tedbir konuyor, bu tedbir nedeniyle mal satamıyorsunuz. Bu durum bizde olduğu gibi tüm belediyelerde var. Bu o kadar tehlikeli bir şey ki… Sizin maliyetleriniz döviz kuru ve enflasyonist ortam nedeniyle gittikçe artmasına rağmen finansal erişiminizi engelliyorlar. Bir belediye finansa nasıl erişir? Ya kredi olanaklarıyla ya da elinde gayrimenkul varsa bunları satışa çıkarır. Bunun dışında belediyenin yapabileceği bir işlem yok. Hatta öyle bir aşamada ki şu an Büyükşehir Belediyemize bir yer devredeceğiz, devredeceğimiz yerde SGK’nın haczi var. SGK ikinci sırada, önünde özel bir firma da var. O özel firma çekildiğinde SGK, birinci duruma gelip avantajlı hale geçecek. Biz de üzerindeki haciz kalmak koşuluyla bunu Büyükşehir’e devretmek istiyoruz. Satışın iki tarafında da kamu kurumu var, SGK lehine bir işlem var ama SGK, işlem gerçekleşmesin diye ayak diretiyor. İçinde olduğumuz durum bu… Ama ne olursa olsun bu süreci atlatacağız.
Artık siyaset devrede
Özellikle meclis toplantılarında muhalefet size mali konularda çokça eleştiride bulunuyor. Bu finansal engellerin aşılması konusunda muhalefet yardımcı oluyor mu yoksa sadece muhalefet mi yapıyor?
Muhalefetin, daha önce SGK ile ilgili borç düzenlenmesinde bir desteği oldu. Kentsel dönüşümdeki revizyon planları ile ilgili kararları beraber geçirdik, deprem sonrasındaki K sınırları ile ilgili uygulamalarda bizimle beraber oldular. Ama imar artışı ile ilgili süreçte ayrıldık. Bir de siyasetin doğası gereği, artık seçim takvimi yaklaşıyor ve herkes elindeki kozları oynuyor. Bu saatten sonra belediyenin elini rahatlatabilecek işlemlerde olabileceklerini pek düşünmüyorum. Artık siyaset devrede…
Problemlerin altından kalktık
Geride kalan 4 yılda pandemi, deprem ve sel yaşandı. Tüm bunları, ekonomik kriz ve siyasi gelişmeleri de göz önünde bulundurduğunuzda genel olarak 4 yılı değerlendirirseniz neler söylersiniz? Bayraklı’nın 4 yılı nasıl geçti?
Aslında bizim durumumuz şu; bir ringe çıkıp bir boks maçına giriyorsunuz ama karşınızdaki rakibin boks dışında her şeyi var; karate, tekvando, judo… Biz yumruk yiyeceğimizi düşünüyorduk ama hepsi beraber geldi. Ekonomik kriz ve pandemi, üzerine depremi atlatan, selden nasibini alan bir ilçeyiz. Genç bir belediye olmamıza rağmen borç stoku en yüksek belediyelerden biriydik o dönemde. Bunlara rağmen bugüne kadar iyi gittik. Siyaset zaten problem çözebilme sanatıdır. Sayın Genel Başkanımız, ‘Geminin kaptanı benim ve ben bunu güvenli bir limana yanaştıracağım’ diyor ya, siyaset bu zaten… Bizim bir tarafımız kamu, bir tarafımız siyasi…. Ve ben hep söylerim, CHP rozetini çıkarmadım. Bizim buraya atanma gerekçemiz de bu… Biz atanırken Bayraklı’nın problemleri belliydi. Bu problemlerin çarpanı belki de bin oldu ama biz bunun da altından kalkabildik. Daha da önemlisi, belediyenin kurumsallaşmasını sağladık. Yönetmeliklerimizi bitirdik, işçilerimiz ‘Eşit işe eşit ücret’ taleplerini yerine getirdiler ve Bayraklı’da artık böyle bir problemimiz yok. Kurumsal kimlikle birlikte iş barışını da sağladık. Aslında odaklandığımız şey; kent kimliğini yeniden canlandırabilmek. Çünkü eğer kent kimliği yoksa sizin yollarınızın, parklarınızın çok büyük bir anlamı yok. Kent kimliği ileriye dönük koyduğumuz bir vizyon ve ileriye doğru da bunu güvence altına alan bir şey… O yüzden Smyrna’nın, Tantalos’un olduğu, İzmir’in ilk kurulduğu ve yeni kent merkezi olarak teyit edilen bu alana İzmir’in Kalbi diyoruz.
Yüzde 90'ı ile ilgili adım attık
Belediye başkan adaylığınız sürecinde de röportaj yapmıştık. Bayraklı’ya dair pek çok projeniz vardı. Aradan geçen 4 yılın ardından tüm bu olumsuz koşullara rağmen vaatlerinizin ve hedeflerinizin ne kadarını hayata geçirebildiniz?
Bizim vaatlerimiz iki eksenden oluşuyor; bunlardan bir tanesi belediye inisiyatifinde yapılacak işler, diğeri ise Büyükşehir Belediyesi ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarıyla yapacağımız işler… Bu vaatlerden biri Altınyol’un yer altına alınmasıydı, bu Büyükşehir ile beraber yapacağımız bir iş. Burada artık proje bitmek üzere… Diğeri, Bornova ve Laka derelerinin Eskişehir Porsuk Çayı gibi bir sosyal donatı alanına dönüşmesiydi, burada bir yaşam alanı, cazibe merkezi oluşturmak istemiştik. Onun da şu an proje etütleri yapılıyor. Bir diğer projemiz Kent Meydanı Projesi’ydi. Şu an 17 bin metrekare içerisindeki planlar yeni askıya çıktı. Dünya Çocuk ve Gençlik Kenti Projemiz vardı, burada istediğimiz verimi alamadık. Çünkü ilk 6 ayımız tebrik ziyaretleri ve vatandaşla geçti, 1 buçuk 2 yılımız pandemiyle, 1 yıldan fazla bir süreyi de depremle kaybettik. Ama bunlara rağmen gençlik meclislerimizi, çocuk meclislerimizi oluşturduk. Birden fazla kez yurt dışından gelen misafirlerimizi ağırladık. Doğançay’da bir alanımızla ilgili proje aşamasındayız, mülkiyet problemi yaşıyoruz, bunu çözebilirsek gerekli adımları atacağız. Kent kimliği ölçeğinde, o markayı bir şeyle doldurmak lazım; onu da dolduracak şey Dünya Çocuk ve Gençlik Kenti… 23 Nisan’ı, 19 Mayıs’ı referans alarak burada yılın tamamına yayılan organizasyonlar, festivaller, olimpiyatlar yaparak kenti cazibe merkezi haline getirebiliriz. Bunun içinde gerekli olan altyapılar belli… Bu bir taraftan da kamunun desteğiyle olabilecek bir işlem. Kentsel dönüşüm bitmek üzere…Bu ölçekte baktığımızda biz projelerimizin yüzde 90’ı ile ilgili adım attık.
Ciddi bir siyasi risk ama...
İlçe için en önemli konulardan biri de kentsel dönüşüm… Kentsel dönüşüm çalışmalarında son durum nedir?
Bizden önceki süreçte kentsel dönüşüm meselesini Bayraklı Belediyesi, Büyükşehir’e devretmiş, oradaki mülkiyetlerini de Büyükşehir’e satmış. Dolayısıyla inisiyatifin tamamını Büyükşehir Belediyesi’ne vermiş. O dönem Büyükşehir Belediyemiz bir çalışma yapmış ve vatandaşa sunmuş. Ama aradan 10 yıl geçmesine rağmen bir sonuç alınamamış. Bu 10 yıl süresince de gerek mevzuatlarda gerek vatandaşın beklentisinde gerek yönetmelikler birçok değişiklik olmuş. Yani artık o projenin yürüyebilme şansı yoktu. Normalde bir ilçe belediye başkanı olarak benim bu sürece dahil olmam ciddi bir siyasi risk aslında… İnsanlar elini taşın altına koymazken biz gövdemizi koyduk ve Tunç başkanımızdan bu yetkiyi bize devretmesini istedik.
Dönüşümde karar vatandaşın
Yani insanların memnun olmaması durumunda fatura size kesilecek?
Tabi ki… Yaklaşık 50 yıldır kilitli olan bir sorun var ve top Büyükşehir’in kucağında ama siz diyorsunuz ki; bu topu bana ver… Aslında orada normal bir top yok, ateşten bir top var. Biz gidip o ateşten topu elimize aldık. Revizyon planlarını bitirdik, artık 18 uygulamaları yapılıyor. Tabi ki bu yasal süreç zorlu bir süreç, itirazlar vs çok kolay süreçler değil. Ama sonuna geldik. Başardık mı? Başardık. Bir aksilik olmazsa, bir engel çıkmazsa 1 yıl içinde kazma vurulur. Şu an gelinen noktada bizi mutlu eden şey; mevzuatın yürümesinden ve olumlu sonuçlanmasından ziyade vatandaşın ilgisi ve talebi… Hatta bir çağrıda bulunayım; Bayraklı’daki kentsel dönüşüm işiyle ilgilenmek isteyen firmalar, gelip Bayraklı Belediyesi’nden arzu ettikleri evrakları alıp projelerini bize getirebilirler. Çünkü bu bizim için bir avantaj… Birden fazla firmanın bu çalışmayı yapması, bizim de vatandaşa farklı seçenekler sunmamız demek. Tercih, karar vatandaşın… Müteahhitle onlar anlaşacaklar, bizim bir yönlendirme yapmamız söz konusu değil. Ama vatandaşın bizden istediği desteklerde sonuna kadar yanlarında olacağız.
İkinci döneme talip olacağım
Dört yılda yaptığınız çalışmalardan bazılarına değindik, devam eden çalışmalarınız da var. Buradan, ikinci döneme dair sinyal verdiğinizi anlıyorum. İkinci dönem için aday olacak mısınız?
Sinyal yok, ikinci dönem aday olacağım.
Peki, ikinci dönem neden aday olacaksanız desem?
Birinci dönemde pandemi, deprem, sel, ekonomik kriz, siyasi buhran gibi nedenlerle, enerjimizi yeterince ortaya koyamadık. Ama depremle ilgili bugüne kadar Türkiye’de yaşanmış tüm afetlere model olabilecek bir şeyi Bayraklı’da yaptık. Sadece deprem anıyla ilgili değil, çadır süreci, geçici konutlara yerleşim, oradaki ihtiyaçlar, K sınırları, yüzde 20 imar hakkı, Halk Konut… Özellikle Halk Konut, bir yerel yönetimin afet sürecinden sonra yaptığı en değerli toplu çalışma… Bence kamu kurum ve kuruluşları Büyükşehir’imizin öncülüğünde yaptığımız bu işi bir rol model olarak tüm yerel yönetimlere sunmalılar. Bunlar işin bir tarafı… İşin diğer tarafı; kentsel dönüşümü getirdik, biz bitirmek isteriz. Kentin kent meydanı yok, 3 yıldır uğraşıyoruz, daha bir sürü süreci var. Altınyol’un yer altına alınması projesi var, Dünya Çocuk ve Gençlik Kenti var, Bornova-Laka dereleri projesi var. Bunları ben bitirmek isterim. Bunlarla ilgili yapılabilecek her türlü çalışmayı yaptık, artık uygulama aşamasına getirdik. Doğal olarak bu süreçte olmak isterim.
Yüzde 60'ın altına düşmeyiz
Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Bayraklı’da yüzde 64 civarında bir oy aldı. 2019 yerel seçimlerinde siz CHP Belediye Başkan Adayı olarak yüzde 55 civarında bir oy aldınız. Önümüzdeki yerel seçimde aday olursanız oy hedefiniz ne olacak?
Yüzde 60’ın altına düşmeyiz.
Gizem TABAN
Muhabir/Politika haberleri/izgazete.net