CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de aracına aldığı kişinin silahlı saldırısı sonucu yaşamını yitiren taksi şoförü Oğuz Erge'nin ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Buca Belediyesi taziye evinde gerçekleşen ziyarette Özgür Özel, Oğuz Erge'nin abisi Mehmet Ali Erge'ye taziyelerini iletti. Özel'e CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya ve Buca Belediye Başkan Adayı Görkem Duman eşlik etti. Özel, taziye evindeki ziyaretinin ardından Erge'nin annesini de evinde ziyaret etti.

“Zalimce cinayet hepimizi kahretti”

Özel, taziye ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:
 “Taksicilerin yaşadıkları sıkıntıları, uğradıkları şiddet zaman zaman Türkiye’nin dört bir yanında taksici cinayetlerini hep duyuyoruz, üzülüyoruz. Yakınlarına taziyeler veriyoruz. Ama Oğuz kardeşimizin yaşadığı bu sefer takside bulunan kamera sayesinde hepimizin gözünün önünde oldu. Bu yüzden de bir kat daha fazla irkildik. Meseleyi bütün Türkiye yaşadı, gözümüzün önünde oldu. Gerçekten insan, insanlığından utanıyor. Kalp yerinde taş olsa o kişinin, o niyetle arabaya binmiş de olsa ‘Seni bu soğukta bırakır mıyım, hiç olur mu’ diyen, parayı baştan istemeyen birine ve o kadar iyi bir insana karşı giriştiği bu vahşice, zalimce cinayet hepimizi kahretti. Onun kalbinin yerinde taş olsa yumuşardı. Ama maalesef bu yaşandı.

Meclis araştırma komisyonu kurulmasını teklif edeceğiz

Gördüğüm andan itibaren etkisinden kurtulabilmiş değilim. Bugün İzmir programım da yoktu. Özellikle gelip aileyi görmek, geride bıraktıkları, arkadaşları için bir şey yapabilir miyiz diye bu ziyareti yapmak istedik. Biraz önce ailesine, abisine, duraktaki arkadaşlarına da söyledim. Bu geride kalanlarla ilgili elimizden ne geliyorsa yaparız. O yapılır. Orada bir sıkıntı yok. Ama Oğuz kardeşimizin kaybı ailesi için büyük bir acı. Ama bundan sonra taksiciler açısından sürekli hayatları tehlikede, kayıplar veriyorlar. Alınabilecek tedbirler noktasında bu bir artık başlangıç olursa, biz bu konuyu bu hafta Meclis’te gündeme getireceğiz. Konuyla ilgili bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arkadaşlarımız teklif edecekler. Hem birebir bu mesleği yapanlarla konuşarak, dernekleriyle, odalarıyla görüşerek nasıl tedbirler alınabilir düşünülecek. İlk akla gelen bir ‘güvenli kabin’ konusu var ama nasıl uygulanabilir, nasıl yapılabilir hepsi konuşulacak. Ümit ediyorum, bu büyük kayıp bundan sonraki taksicilerin evlatlarının yetim kalmaması noktasında bir kazanıma dönüşebilir. Ailesi, Buca’mız, hepimiz için bu büyük kayıp bundan sonraki meslektaşlarının hayatlarını kaybetmemesi, evlatlarının yetim kalmaması için atılacak adımlara vesile olursa bu hepimiz için bir teselli olacaktır. Böyle düşünüyoruz.”

Özel, gazetecilerin soruları üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hatay’daki “Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı” sözlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Özel şöyle konuştu:

Depremzedeye tehdit, şantaj olur mu? 

“6 Şubat’ta deprem oldu. 11 ilimiz etkilendi. 10 ilimizde can kayıpları oldu. Hepimizin yüreği hala yanıyor. 6 Şubat günü de hep birlikte deprem bölgesinde olacağız. Bu meseleyi siyasete alet etmek istemem. Bundan da hep özenle uzak durdum. Ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Genel iktidarla yerel iktidar birlikte olmazsa, el ele vermezse hizmet gelmez. Geldi mi? Gelmedi? Hatay mahzun kaldı’ ifadeleri gerçekten vicdan, yürek, akıl sahibi kimsenin bırakın söylemeyi, duymaya tahammül edemeyeceği laflar. Hatay’a, bir kente siyasi şantaj yapıyor olmasının ayıbını Hataylılara havale ediyorum. Dün, gördüğüm kadarıyla Samandağ’da bir teyze buna gerekli cevabı verdi. Dedi ki ‘Biz buna ölürüz. Yine boyun eğmeyiz bu tehdide, şantaja’ dedi. Diyor ki ‘Benim partimden bir belediye başkanı olmadığı için ben Hatay’ı mahzun, hizmetsiz bıraktım. Seçmezseniz yine getirmem.’ Kime diyor bunu? Her siyasi görüşten, mezhepten, dinden insana ‘Benim kalbim bu kadar taş’ diyor. Yalan da söylüyor. Çünkü kendi belediyelerinin olduğu yerde de sorunları çözmüş değil. Ama maalesef siyasi şantaj yapıyor. Bununla oy istiyor. Ona en iyi cevabı 31’inde bütün siyasi partilerden Hataylılar verir. Ama ben bunu bütün milletimize şikayet ediyorum. Bilhassa ben bunu AK Parti’ye oy veren, irfan, vicdan sahibi insanlara havale ediyorum. 28 Mayıs’ta ona oy veren herkese şikayet ediyorum. Bu olur mu ya? Depremde siyaset olur mu? Depremzedeye tehdit, şantaj olur mu? Böyle vicdan olur mu?

“Böyle siyaset, siyasetçi olmaz olsun”

Taksici Oğuz kardeşimize arkadan silah çekip vuran adamın kalbi taş olsa yumuşardı, diyoruz. Recep Tayyip Erdoğan’ın kalbinin yerinde taş olsa bu laf edilmez. Siyaseten böyle bir laf edersek, bizim belediye başkanlarımız var Türkiye’nin dört bir yanında. İktidar olduğumuzda onların olduğu şehirleri kayırır da olmadığı şehirlere bu kötülüğü yaparsak biz de taş olalım. Allah taş etsin bizi. Böyle düşünen bir CHP’li varsa olmaz olsun. Böyle siyaset, siyasetçi olmaz olsun.
Hatay’da 7 bin konut verdi. Konut ihtiyacı 260 bin. Söz vermişti ‘1 yıl içinde konutlarınızı vereceğim’ diye. Yüzde 2,5’u 100 kişiden 98’i ya çadırda ya konteynerde. Sene sonuna kadar bu sorun çözülmeyecek. 1 sene daha, kendi de söylüyor. Erdoğan, bu sorunu daha 4-5 sene de çözmeyecek. Bu kadar çaresizlikte olan insanlara bir de üstüne dönüp, sanki Maraş’ı, Malatya’yı, Adıyaman’ı hepsini evine sokmuş gibi orada da yalan söylüyor. Dönüp bu tarafta da insanları, soğukla, yağmurla, karla, çamurla, hastalıkla terbiye etmeye çalışıyor. ‘Bizi seçmezseniz, size hizmet getirmeyiz.’ Olmaz olsun senden gelecek hizmet. Olmaz olsun senin yapacağın. Senin kalbin bu kadar kötü olduktan sonra olmaz olsun senin siyasetin. Yazıklar olsun. Muhatap alıp da sana sarf edilen cevap için her kelimeye, verilen her nefese yazık. Ben, onu, ona oy verenlere şikayet ediyorum. Varsa yaşayan öğretmenlerine, hocalarına şikayet ediyorum. Bir insanın gözü nasıl bu kadar döndü? Gerçekten inanmıyorum. Kalbinin yerinde taş var demek ki bu adamın. Kalbi malbi yok.”

Ruhsatsız silah meselesi de türkiye’de kontrol edilemez bir noktadadır

Özel, bireysel silahlanma ve ruhsatsız silaha erişime ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

“Bireysel silahlanmaya her zaman karşıyız. Türkiye’de 30 milyon ruhsatsız silah olduğu hesaplanıyor. Umut Vakfı bu çalışmayı yapmıştı. Ben de okudum, haberdar oldum. Biz Türkiye’de bu kadar kolay ruhsatlı silah alınmasına da karşıyız. Silah ruhsatı sayısının bu noktalara varmasına da karşıyız. Ruhsatsız silah meselesini de Türkiye’yi tamamen denetimsiz bir alana dönüştürülmesine de son derece itirazımız var. Kurulacak olan, teklif ettiğimiz komisyonun hem taksicilerin güvenlikleriyle ilgili çalışmalar yapması hem de bu bireysel silahlanma meselesi ile ilgili de ciddi tedbirlerin alınması lazım. 30 milyon ruhsatsız silah ülkeyi, son derece güvensiz özellikle hem taksiciler için, gece saatlerinde çalışanlar, kadınlar, herkes için son derece tehlikeli bir hale sokmuş durumda. Bu konuda mutlaka tedbir alınması gerekiyor. Biz, CHP olarak sosyal demokrat bir parti olarak silahlanmanın her türüne karşıyız. Bireysel silahlanmanın önüne set çekilmesi gerekiyor. Ruhsatsız silah meselesi de Türkiye’de kontrol edilemez bir noktadadır. Bu konuda da tedbir alınması gerekiyor.”

Editör: Esra Seyirden