CHP’nin, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 74’üncüsü İstanbul’un Çatalca ilçesinde düzenledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çatalcalıları "Bugün İstanbul'un yeşil gerdanındayız. Trakya'nın bereketli topraklarının çalışkan insanlarıyla bir aradayız. Rumeli'nin hasreti yüreğinde yananlarla birlikteyiz. Selanik'ten Drama'dan Kavala'dan canım hemşehrilerimle, canlarımla, akrabalarımla birlikteyiz. Aralık'ın ortasında, Çatalca'nın soğuğunda nasıl olacak bu iş diyenlere 'Gezmeye gitmedik. Mitinge gitmedik. Eyleme gittik kardeşim eyleme' demeye geldik" sözleriyle selamlayarak şöyle devam etti:
"Siz böyle bir arada durdukça yan yana kol kola yürek yüreğe oldukça kötülük ne kadar büyük olursa olsun, sevgiyi, dayanışmayı, mücadeleyi büyüttükçe biz kazanacağız, kötülük kaybedecek. Çatalcamız bugüne kadar 15 kez belediye başkanı seçti. 2019'da bir küçük kaza oldu. Ama kusuru Çatalca'da aramadık. Doğru adayı aradı. Gencecik evladınızı Erhan Güzel'i aday ettik. Yüzde 50 oyla seçtiniz, ellerinize, yüreğinize sağlık.
"ERHAN BAŞKAN ÜÇ KREŞ YAPMIŞ, İKİSİNİN YAPIMI DEVAM EDİYOR. KREŞ SAYIMIZ BEŞE ÇIKIYOR"
Erhan Başkan gibi adaylar yüksek oyla seçilince beklenti yüksek oluyor. Ben onların performansına başka yerden bakıyorum. Belediye başkanlarımıza seslendiğim ilk toplantıda demiştim ki 'Millet cebinize bir anahtar koydu. Bu anahtar o şehrin o ilçenin altın anahtarı değil belediyenin kapısının ya da kasasının anahtarı değil. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisinin 100 yıl sonra iktidarının anahtarı.' Erhan Güzel Başkan yedi ayrı noktada kavşakları düzenlemiş, hayata geçirmiş ve önemli bir sıkıntınızı çözmüş. Çatalca'ya yedi spor tesisi kazandırmış. İki taziye evi yapmış, 12 parkı baştan aşağı yenilemiş. İki açık biri kapalı üç düğün alanını hizmete sokmuş. Yedi caminin pergolalarını yaparak oraları ibadete açmış 11 bin 200 kişiye sosyal destek sağlamış. 5 bin 100 öğrenciye eğitim destek paketi sağlamış. 12 okuldaki içme suyu sorununu çözmüş, oraya su sebilleri koyarak artık o 12 okulda zil çalınca öğrenciler hızla teneffüse fırlayınca parası olanın kana kana temiz su içtiği olmayanın tuvalet çeşmesine ağzını dayadığı bu haksızlığı yedi yaşından sekiz yaşından ortaya çıkan bu haksızlığı ortadan kaldırmış. Bu projeyi söyleyip de Erhan Başkan alkışlarken bu projeyi ilk hayata geçirip Türkiye'ye örnek olarak göstermemizi sağlayan Beyoğlu Belediye Başkanımıza yürekten alkış, Silivri'den izliyor bizi. Erhan Başkan üç kreş yapmış, ikisinin yapımı devam ediyor. Kreş sayımız beşe çıkıyor. Emekli lokali açmış, emekliler üç liraya çay içiyor. Bu ülkeye hizmet eden, eli nasır tutan, dirseği çürüyen, göz nuru akıtan ama emeklilikte vefasızlık yapılan bütün emeklilerin önünde saygıyla eğiliyorum.
"BUGÜN BU HİZMETLERİ GÖRÜP DE 'GEÇMİŞTE NİYE CHP'YE OY VERMEDİM' DİYEN AK PARTİLİ ÇOK, MHP'Lİ ÇOK"
Rehabilitayon merkezinde 145 çocuk eğitim alıyor. İlk kadın kooperatifini kurmuşlar. Rahmetli Volkan Konak'ın ardından terbiyesizce konuşan bir müftü vardı, o günlerde demiştim 'Bunun hesabını sorarız.' El mi yaman bey mi yaman bak kendisi oldu perişan ama o terbiyesizliği yaptığı sokağın adı Volkan Konak Sokağı artık. Bu ülkede yakında iktidar değişecek. Üç vakte kadar üç ay sonra olur. Veya üç yıl sonrayı bulmaz iki buçuk yıl sonra mecburen seçim var ama bu ülkede iktidar değişince hiç kimse şundan endişe etmesin: 'Ben eskiden AK Parti üyesiydim, ben eskiden MHP üyesiydim. Şimdi CHP gelince bana haksızlık yapar.' Asla böyle bir şey olmaz. CHP gelirse 'Ankara'da su faturalarını teröristler dağıtacak' dediler. 'İstanbul'da İSPARK'ı terör örgütü işletecek' dediler. CHP geldi ne Ankara'da ne İstanbul'da ne Balıkesir'de, Denizli'de, Manisa'da, Uşak'ta, Afyon'da gelip de CHP'li olmayana bir kötülüğümüz olmadı. Sosyal yardımları kimi yerde üç katına çıkardık, kimi yerde beş katına. Kimsenin partisine bakılmadı. CHP'ye oy verip de pişman olan yok ama en çok bugün bu hizmetleri görüp de geçmişte niye CHP'ye oy vermedim diyen AK Partili çok, MHP'li çok.
"ANADOLU'NUN TRAKYA'NIN GÜZEL İNSANLARI HANGİ PARTİDEN OLURSA OLSUN HİÇ KORKMASIN"
CHP'nin iktidarında emekliler çok daha iyi bir noktaya gelince asgari ücret artınca işsizlik azalınca bu sadece CHP'ye değil bütün partilerin geçmişte iyi olsun diye oy verenine, bilerek bilmeyerek o partiye, AK Parti'ye üye yapılanlara ne olursa olsun herkese birden iyi gelecek. Çünkü CHP hakça bir düzeni kurmaya, birlikte daha çok kazanmaya, daha adil bölüşmeye herkesin yüzünü güldürmeye geliyor. Bizden korkacaksa kul hakkı yiyenler korksun, zulmedenler korksun. Volkan Konak'ın arkasından kötü laf konuşanlar korksun. Bu vatanın, milletin düşmanları korksun. İyi insanlar, Anadolu'nun Trakya'nın güzel insanları hangi partiden olursa olsun hiç korkmasın. Onların yüzünü güldürmeye geliyoruz.
Bugün Silivri'deydim. Ekrem Başkan'ımızı gördüm. 'Çatalca'ya gideceğim' dedim. 'Çatalca'ya benden selam söyle, burnumda tütüyor hepsi' dedi. Ekrem Başkan'la Silivri'de konuşurken, rahmetle andık Cem Kara Başkanımızı. Geçmişteki emeklerine minnet duyuyoruz. Değerli Kara ailesini de yürekten selamlıyorum."
"AK PARTİ'NİN KARA DÜZENİ BU MEYDANIN TAMAMINI FAKİRLEŞTİRDİ"
Özel, vatandaşlara "Genel Başkan'ınızı, belediye başkanınızı seviyor musunuz, o sizi seviyor mu" diye sordu. Vatandaşlar "Evet" dedi. Özel, ardından "Tayyip Bey seviyor mu" diye sordu. Vatandaşlar "Hayır" deyince Özel şöyle devam etti:
"Niye sevmiyor? Sevmez. Fakiri sevmez. Peki sizi kim fakir etti? Tayyip Bey etti. Tayyip Bey zengin sever, fakir sevmez. Bugün Türkiye'de yoksulluk sınırı 97 bin lira. Meydanda 97 bin lira ve üzerinde geliri olanlar el kaldırsın. 97 bin liradan az alanlar el kaldırsın. Meydanın tamamına yakınını yoksul yapan AK Parti'nin kara düzenidir. Tayyip Bey 2018 yılında göreve başladı. 2017'de anayasayı değiştirdiler, OHAL şartlarında. O zaman diyordu ki 'Verin yetkiyi görün etkiyi. Şirket yönetir gibi yöneteceğim ülkeyi.' Vallahi sözünü tuttu. Bir kabine ilan etti. Milli Eğitim Bakanı'nın özel okul zincirleri var. Sağlık Bakanı'nın özel hastane zincirleri var. Turizm Bakanı'nın otelleri var. Et Balık Kurumu Müdürü'nün bile yurt dışından et ithal eden şirketi var. Tayyip Bey kurduğu bu şirkete bir isim verdi biliyor musunuz? KADAŞ. Nedir KADAŞ? Kara Düzen Anonim Şirketi. AK Parti'nin kara düzeni. O gün bugündür bu meydanlar yoksullaşıyor. O gün bu gündür emekli sürünüyor. O gün bu gündür asgari ücretli perişan durumda. O gün bugündür Çatalcalı çiftçi milletin efendisi olmayı bırak artık borçtan, bataktan kendini kurtarmaktan başka bir beklentisi yok. Çiftçide, emeklide, işçide para olmayınca Çatalca'nın esnafında da para yok. AK Parti'nin kara düzeni bu meydanın tamamını fakirleştirdi.
"ALLAH KİMSEYİ MİLLET İÇİN YAPTIĞI BÜTÇEYİ MİLLETİN MECLİS'İNDE SAVUNACAK CESARETTEN MAHRUM ETMESİN"
İşte Erdoğan gelecek sene bu meydandakilere ne hizmet yapacak, ne maaş verecek, ne yapacak, ne edecek diye bir bütçe yaptı. O bütçeyi Meclis'e yolladı. Pazartesi hep birlikte Meclis'teydik. Ama kim yoktu? 'Verin yetkiyi görün etkiyi' diyen yoktu. Ne yapmış? Macaristan Başkanı Orban'ı İstanbul'da ağırlamış. Allah kimseyi millet için yaptığı bütçeyi milletin meclisinde savunacak cesaretten mahrum etmesin. Allah kimseyi onun durumuna düşürmesin. Tabii ki gelemez. Daha bütçenin birinci sayfasında 2,7 trilyon liralık açık var. Tabii ki gelemez, faizi yüzde 40 arttırmış, yine 2,7 trilyon faize ödenecek para var. Tabii ki gelemez, yüksek enflasyonda, işsizlikte, yoksullukta Avrupa şampiyonu, gelir adaletsizliğinde Avrupa şampiyonu, vergi adaletsizliğinde Avrupa şampiyonu. Bunların her birisi için bir madalya taksak beşi bir yerdeyi buraya koyacak. Ama madalyayı böyle iyi bir iş yaptığı için değil bütün Avrupa'nın en kötü yöneticisi olduğu için, memleketi bu hale getirdiği için ve hepimizin umutlarını körelttiği için onları birer utanç madalyası olarak boynuna takıyorum beşi bir yerdeyi.
"BU VERGİ DÜZENİNİ ALLAK BULLAK, TERS YÜZ EDECEĞİZ
Bütçe yeni yılda zenginlerin şirketlerinden 768 milyar lira borç siliyor. Ama bir taraftan öyle bir düzen getiriyor ki 12 maaş alıyorsun, üç tanesi gelir vergisine gidiyor. Meclis'te gözlerinin içine baka baka anlattım, dönüp de savunabilen yok. Bu KADAŞ'ın getirdiği vergi düzeni var. Türkiye'de 100 lira vergi toplanıyor bu 100 liralık verginin 63 lirasını dolaylı vergilerden topluyorlar. Nedir dolaylı vergi? Zengin fakir ayırmayan vergi. Bu vergi toplam vergilerin yüzde 63'ü. Bunun dışında bir de bir yüzde 25 var. O da o yüzde 25 hepinizin aldığı maaşlardan kesilen gelir vergisi. Yaptı mı sana yüzde 88. Yüzde 1 ıvır zıvır vergiler var, yüzde 11'i kazanan şirketlerden alınan kurumlar vergisi. Yanlış duymadınız. Bu kadar büyük fabrika, bu kadar imalat 185 ülkeye ihracat, bu kadar hizmet sektöründen alınan vergiler hepsi yüzde 11. Sizden alınan zengin fakir ayırmayan vergi yüzde 63. Memlekette vergiyi vermesi gerekenler yüzde 11 veriyor. En az vermesi gereken grup 63'ü dolaylı 25'i maaşlardan yüzde 88'ini veriyor. AK Parti'nin kara düzeni budur. Türkiye'de iktidar değişecek. Halkın iktidarı gelecek. Bu vergi düzenini allak bullak, ters yüz edeceğiz. Çok kazanandan çok alacağız. Az kazanandan az alacağız, kazanmayandan vergi almayacağız.
"ŞU MEYDANDA BİR TANE MAĞDUR BIRAKMAYACAĞIZ"
Göreceksiniz bu ülkede yüzü asık olan, ağlayan, umutsuz olanların yüzü gülecek, pişkin pişkin memleketi sömürenlerin keyfi kaçacak söz veriyoruz. Peki sermaye düşmanı mıyız? Biz işçinin dostuyuz da işverenin düşmanı mıyız? Böyle bir şey yok. Aslında Türkiye'de demokrasi olunca insan haklarına saygı olunca, adalet olunca, hukuki öngörülebilirlik olunca Türkiye'ye yerli ve yabancı yatırım çok daha fazla gelecek, şirketlerin önündeki engeller kalkacak, çok daha fazla kazanılacak, çok daha fazla kazanarak kalkınacağız ama adaletli vergi düzeniyle eşitçe paylaşacağız. Hepimiz hakkımızı alacağız. Şu meydanda bir tane mağdur bırakmayacağız. Bir tane yoksul bırakmayacağız.
"İKTİDARIMIZDA İLK ALACAĞIMIZ KARAR ÇİFTÇİLERİN KREDİ BORÇLARININ FAİZLERİNİ SİLECEĞİZ
Burası bir tarım ilçesi. Kanuna göre gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 1'i tarıma destekleme olarak verilecek. Bütçe getirdiler yüzde 1 değil binde 2. Yani yüzde 1'in 5'te 1'i. Kanuna uygun destekleme koysalar 772 milyar destekleme alacak. Bunlar 168 milyar lira koymuş. Bunu savunmaya gelen Cevdet Yılmaz şöyle bir cümle kuruyor, diyor ki 'Tarım 2025'te eksi 12.7 büyüdü.' 'Nasıl' dedim? Dedim 'Sayın Yılmaz gözünü seveyim. Ne yapıyorsun? Eksi 12.7 büyüdü denmez. 12.7 küçülttük biz tarımı denir, küçülttük denir.' Memlekette geçen sene en çok küçülen sektör 12.7'yle tarım. Geçmişte Çatalcalılar bilir. Bir kilo mazot almak için bir kilo buğday satmak lazımdı. Bir kilo buğday satıyordun bir kilo mazot alıyordun. Şimdi bir kilo mazot almak için kaç kilo buğday satıyorsun? Beş diyen var. Altı. Tam altı kilo buğday bir kilo mazot alıyor artık. Satılan buğdayın mazot üzerinden alım gücü altı kat azalmış AK Parti iktidarında. CHP programını hazırladı, 'ÖTV'siz KDV'siz mazot.' 23 sene önce bunu söylediler geldiler 23 yıldır yapmıyorlar. CHP iktidarında ÖTV'siz KDV'siz mazot gelecek CHP iktidar olsa bugün 58 liralık mazotu çiftçi 33 liraya alacak. Çatalcalı çiftçilerin tarım kredi borçları doğru mu? İktidarımızda ilk alacağımız karar çiftçilerin kredi borçlarının faizlerini sileceğiz. Anaparayı da uzun taksitlere böleceğiz. Geldik mi ilk sizin yüzünüzü güldüreceğiz.
Emekliler, AK Parti gelmeden önce 1,5 asgari ücret alıyorlardı. Asgari ücret çok düşük ama bugün 1,5 asgari ücret olsa 33 bin lira. Emekliler AK Parti gelmeden önce en düşük emekli maaşıyla sekiz çeyrek altın alıyordu. Bugünkü parayla 88 bin lira. Bugün emeklileri 16 bin liraya mahkum ettiler. Asgari ücretliler AK Parti öncesi yedi çeyrek altın alıyorlardı bir aylık maaşla. Şimdi iki çeyrek altını zor alıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin asgari ücretle ilgili teklifi bu sene 39 bin lira. Emeklilerin 16 bin lira sefalet maaşına itiraz ediyoruz. En düşük emekli maaşının da bir asgari ücret olması gerektiğini savunuyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında önce en düşük emekli maaşı bir asgari ücret, sonra hak ettikleri gibi 1,5 asgari ücret seviyesine çıkacak. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında emeklilere bayram ikramiyesi öyle komik paralar verilmeyecek. Her emekliye her iki bayramda da birer asgari ücret ikramiye verilecek. Söz veriyoruz."
"DEMOKRASİ, ADALET OLMAZSA HUZUR DA REFAH DA OLMUYOR
Türkiye'nin kaynaklarının doğru kullanılmadığını söyleyen Özel, iktidarı "küçük bir zümreyi kayırmakla" suçladı. AK Parti'nin geçmişte muhalefet ettiği konuları bugün kendisinin uyguladığını söyleyeyen Özel şu ifadeleri kullandı:
"Biz zengin bir ülkeyiz. Toprağımız bereketli, insanımız çalışkan. Petrolümüz de, kıymetli madenlerimiz de var. Üç tarafımız deniz. Her imkanımız var. Ama kötü yönetiliyoruz. Talihsizlik AK Parti’nin iktidarda olması, halkın genelini değil; küçük bir zümreyi kayırması. Demokrasi olmazsa, adalet olmazsa ülkede asla huzur da, refah da olmuyor. Bir yandan yorulacaksın, bu milleti de bu kadar yoracaksın. Sonra karşına çıkan sandıkta yenileceksin. Kendin yendiğinde, kazandığında baştacı yaptığın milli iradeyi alaşağı edeceksin. Bu milletin seçtiklerine saygı göstermeyip, onlara darbe yapacaksın. Onları toplayıp Silivri’ye atacaksın. Kendinden sonraki iktidara yargı darbesi yoluyla mani olmaya çalışacaksın. Sonra diyeceksin ki 'Oturun kardeşim. Oturun oturduğunuz yerde.'"
"SAVCISINA GÜVENEN, KARŞIMIZA ÇIKSIN GÖRELİM"
CHP'nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun yargılama sürecinin TRT'den canlı yayınlanması teklflerinin reddedlmesine tepki gösteren Özel, "Bu meydan 265 gündür haysiyetlerine kastedilen, yapmadıkları her şey yapmış gibi TRT’den yayınlanan, yandaş kanallardan karalanan, seçtiklerine sahip çıkıyorlar. Atılan bütün iftiraları teker teker püskürttük. TRT’den canlı yayın diyorduk, 'varız' diyorlardı. Kanun teklifini verdik. 'Yokuz' diye kaldırdılar. Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Biz arkadaşlarımıza güveniyoruz. Biz Ekrem Başkan’a güveniyoruz. Ekrem İmamoğlu'na kefiliz. Biz canlı yayın istiyoruz. Savcısına güvenen, karşımıza çıksın görelim" diye konuştu.
"KALEMİNİ SATMAYAN GAZETECİLERE SAHİP ÇIKACAĞIZ"
Konuşmasında medya üzerindeki baskılara da değinen Özel, Halk TV, Tele 2 ve Sözcü TV'ye teşekkür ederek, izleyicilere dayanışma çağrısı yaptı. Özel, "Bizi yayınlayan, öncelikle hiç yalnız bırakmayan, hiç ara vermeden bizimle birlikte olan Halk TV ailesine bir güçlü alkış. Kayyım atandığı ana kadar hiç yayından çıkmayan, bugün Merdan Bey’i ziyaret ettim. Tele 1 ailesi mücadelesini Tele 2 olarak YouTube’da sürdürüyor, onu sizlere emanet ediyoruz. Herkes bu meydandan ayrılınca YouTube’a giriyor. Tele 2 yazıyor. Orada abone ol, takip et düğmesi var. O düğmeye basıyor. Tüm yayınlardan haberdar oluyor. Var mıyız? Bir kuvvetli alkış Tele 2’ye. Sözcü Televizyonu’nun geçen hafta ufak bir girdi çıktı yanlışlık olmuş. Aksilik olmuş. Millet kızmış, onlar üzülmüş. Bugün Sözcü Televizyonu büyük bir dayanışma ile yayın yapıyor. Sözcü ailesine de teşekkür ediyoruz. Sonra çeşitli televizyonlardan, gazetelerden, çeşitli sebeplerle işsiz kalan gazeteci kardeşlerimiz var. Onlar için büyük bir dayanışma, onlar için envai çeşit çözüm yolları için çalışan çok yürekli bir ekip var. Biz de elimizden gelen desteği verip, günü gelince onların yeni televizyonlarını sizlere emanet edeceğiz. Ama yürekli, eğilmeyen, bükülmeyen, kalemini satmayan bu yüzden de mesleğini yapamayan gazetecilere bir kuvvetli dayanışma alkışı." diye konuştu.
"TARİHİNİN EN BÜYÜK GÜVENSİZLİK OYUNU KAYSERİ’DE AÇIKLANACAK"
Özel, İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığı için yürütülen imza kampanyasında 25 milyon 100 bin imzanın toplandığını, bunların "tarihin en büyük güvensizlik oyu" olduğunu söyledi. Bu imzaların 75’inci mitingde Kayseri’de kamuoyuna sunulacağını açıklayan Özel, şöyle konuştu:
"Şimdi çok çok kirli bir kumpas, inanılmaz işler yaptı, hep konuştuk. Yani düşünün ki Ekrem Başkan’ın 31 yıllık diplomasını iptal ettiler. Cumhurbaşkanı adayı olmasın diye. Akşam iftar sofrasında diploma iptal ettiler. Sabah sahur vaktini geçerken evin önüne polisleri dizdiler. 19’unda gözaltı yapıp, dört gün sonraki yapılacak ön seçime mani olmaya çalıştılar. 2 milyon üyemizle seçecektik, ‘Dayanışma sandığı’ dedik. 90 yaşında ninem çift bastonuyla geldi. Karnında üç aylık bebeğine hamile anne, evladının geleceği için geldi. Küçücük çocuklar Ekrem Amcasını çizdikleri resimleri atmak için sandık başına koştular. Büyük bir dayanışmayla 15,5 milyon kişi geldi, Cumhurbaşkanı adayını seçti. Dedik ki ‘Gelin, seçin, tarihe geçin.’ Geldiler, seçtiler, tarihe geçtiler. Bayramın birinci günü sabahı Trabzon’da Ekrem Başkan’ın köyünde ilk imzayı köyün en yaşlısına attırdık. Oradan başlayarak, hepinize görevler tanımlayarak hep birlikte yaptık. En son 25 milyon 100 bin imzayı yeminli mali müşavirlerden oluşan bir heyetle saydırdık, tespit ettirdik, tescil ettirdik. Bir TIR’ın içine koyduk, kurultay salonumuzun önüne çektik. Oradaki her imza, namusumuz gibi bize emanettir. Kimse korkmasın ki ‘İmza attım, Tayyip Bey’in eline geçer. Evladımın mülakatı, memuriyeti, torunumun sınavı.’ Şimdi bugün buradan ilan ediyorum, Bugün burada 74’ncü eylemimizdeyiz Çatalca’da. 75’incisi bu hafta Kayseri’de. Kayseri’ye gidiyoruz. 25 milyon imzayı, dünya siyasi tarihinin en büyük imza kampanyasını ve bir yönetene, Cumhurbaşkanına, yürütmenin başına tarihin en büyük güvensizlik oyunu bu hafta sonu 75’nci mitingde, 75’nci eylemde Kayseri’ye götürüyoruz. Kayseri’ye."
"EKREM BAŞKAN’IN BERAATINE KARAR VEREN HAKİMİ BİR HAFTA SONRA MARAŞ‘A SÜRDÜLER"
İmamoğlu dosyalarına bakan yargı mensuplarının görev yerlerinin değiştirildiğini belirten Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir çok hukuksuzluk, haksızlık var. Ama şimdi bambaşka bir rezaletle karşı karşıyayız. AK Toroslar çetesi var. Yapmadıklarını bırakmadılar. Şimdi onların hedefinde şerefli, namuslu yargı mensupları var. Diploma davası vardı. Aynı zamanda İstanbul İl Başkanlığı’nın davası. Buraya bakan 59’uncu Asliye Ceza Mahkemesi, diplomanın iptaline yönelik YÖK’e zor sorular sordu. ‘Bu soruları soran sen misin?’ Kendisini Kahramanmaraş’a sürdüler. Diploma iptaline bakan 5’inci İdare Mahkemesi Başkanı, doğru bir yargılama yapıyordu. Kendisini değiştirdiler. Yerine başkasını getirdiler. Ahmak davasına bakan Anadolu 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi hakimini Samsun’a sürdüler. Hakaret davasına bakan İstanbul 14’üncü Asliye Mahkemesi, Ekrem Başkan’a ceza verirken ikisi verdi, birisi ‘Beraat etmeli’ diye karşı oy kullandı. O bir karşı oya tahammül edemediler, onu başka mahkemeye sürdüler. İhaleye fesat davasına bakan Büyükçekmece 10’uncu Asliye Mahkemesi hakimi… Ekrem Başkan’ın beraatına karar verdi. Beraatine karar veren hakimi bir hafta sonra Maraş‘a sürdüler. Bilirkişi davasına bakan 2’nci Asliye Ceza üyelerini değiştirdiler.
"BUGÜNE KADAR ÖZGÜR ÖZEL‘İN BİR ŞEYE SÖZ VERİP DE TUTMADIĞINI GÖRDÜNÜZ MÜ?"
İBB davasında, dünyanın en büyük duruşma salonunu yapıyorlar. 40’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne ikinci bir heyet atayarak, iddianameyi yazanlar mahkemeyi görecek heyeti de hazırlamaya çalışıyorlar. Demişler ki AK Toroslar çetesine ‘Bu kadar da olur mu? Millet demez mi ‘40’ıncı mahkemeye özel heyet hazırlandı’ diye.’ Bakın ‘Millet demez mi?’ deyince millete ne diyor? ‘E yerlerse. Minareden at beni, in aşağı tut beni yapacağız’ diyor. Bugüne kadar Özgür Özel‘in bir şeye söz verip de tutmadığını gördünüz mü? Bir şeyi azmedip de yapmadığını gördünüz mü? Ant olsun ki bu cesur kararları veren, hukukun gereğini yapan ve çocuğunun okulu varken hakim, savcının coğrafi teminatı vardır, verdiği karardan dolayı süremezsiniz. Kararı verirken endişe edeceği hiçbir tehdidi hissettiremezsiniz. Yılda iki kez kararname çıkacakken bu hakimleri, bu savcıları… Daha dört gün sonrası 23 Mart‘ta bir mahkemedeki hakim kendisine götürülen dokuz kişiyi ‘Tutuksuz yargılama esastır’ diye bıraktı. Karşı mahkemeden ertesi gün tutuklattılar. Kendisini de İcra İflas’a yolladılar. Namusum ve şerefim üzerine söylüyorum; ant olsun ki bize bu zulmü yapan AK Toroslar’ı da unutmayacağız, bu namuslu ve şerefli, cesur insanları da unutmayacağız. Teker teker yazıyorum, teker teker. Kim ki sadece doğru karar verdi diye; namusuyla, vicdanıyla karar verdi diye ara kararnamelerle karardan üç gün sonra kendisine zulüm, diğerlerine ibret olsun diye sürülüyorsa o sürüldüğü yerde de başka yere gönderseler de günü gelip de seni bulmayanın, alnından öpmeyenin görecek yüzü olmasın. Söz veriyorum."
"ORDUDAN ATTIĞI TEĞMENLERİ GERİ GETİRİP DE ELLERİYLE ONLARIN RÜTBESİNİ TAKMAYAN NAMUSSUZDUR"
TSK'dan ihraç edilen teğmenlere ilişkin Özel, "Ordudan attığı teğmenleri geri getirip de elleriyle onların rütbesini takmayan namussuzdur, şerefsizdir. Bu rejim kimi üzdüyse onu korumak, kime zulmettiyse ona sahip çıkmak, mağdurlarına sahip çıkmak hepimizin namus borcudur. Ant olsun ki yapacağız bunu. Bunu niye söylüyorum? Şunun için söylüyorum: Hep ‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda oturuyoruz’ diyoruz. En büyük onurumuzdur, gururumuzdur. Oturduğumuz koltuk İsmet Paşa’nın da koltuğudur, ondan bize vasiyet namussuzlar kadar namusluların da cesur olmasıdır. Kara düzen gidiyor, AK Parti’nin kara düzeni gidiyor" dedi.
"BİZ DOĞRU TARAFTAYIZ"
Ya biz hep taraf oluyoruz. Ben 10 yıl, 15 yıl önce de taraftım. Tayyip Bey de taraftı. Ben rahmetli Kuddusi Okkır’ın tarafındaydım. Ben İlker Başbuğ’un tarafındaydım. Ben Mustafa Balbay’ın, Mehmet Haberal’ın, şerefli Türk subaylarının tarafındaydım. Tayyip Bey Zekeriya Öz’ün tarafındaydı. Ona Mercedes veriyordu. 15 Temmuz’da Zekeriya Öz ve arkadaşları Tayyip Bey’e, yönetimine darbe yaptılar. Sonra da sıçan gibi kaçtılar. Benim Mustafa Balbay’ım, Mehmet Haberal’ım, İlker Paşam, alnı açık başı dik geziyor hala. Ben doğru taraftayım. Biz doğru taraftayız. Geçtiğimiz günlerde küçücük bir çocuk yine işçi olarak çalıştırıldığı, emeğinin sömürüldüğü MESEM’lerde öldü. Orada Tayyip Bey o katliamı yapan sistemin, bunu yapan Milli Eğitim Bakanının tarafında. Türkiye İşçi Partili çocuklar da gitmiş, protesto ediyorlar gençler. Vallahi biz de onların tarafındayız. Silivri’de, Bakırköy'de yatan TİP’lilere selam olsun. Sizin iradeniz, bizim irademizdir. Bu meydan Cumhuriyet Halk Partisi’nin meydanı değildir. İlk günden beri tüm siyasi partiler, büyük bir dayanışma gösterdiler. Biz bu meydanda Türkiye’nin elbette ki sol ve sosyalist demokratlarıyla, liberal demokratlarıyla, muhafazakar demokratlarıyla, milliyetçi demokratlarıyla, aslan sosyal demokratlarıyla omuz omuzayız. Biz demokrasinin tarafındayız.
"DEMOKRASİNİN ADAYI EKREM İMAMOĞLU’DUR"
Bizim suçumuz, müesses nizamın çarkına çomak soktuk arkadaşlar. Müesses nizam kimin iktidarda kalacağına, kimin muhalefette kalacağına karar veriyor. Biz yenilgiyi kabul etmedik. Biz ‘Bir daha girdiğimiz hiçbir seçimi kaybetmeyeceğiz, kaybedersek durmayacağız’ dedik. Biz 47 yıl sonra kurulduğu gün gibi Cumhuriyet Halk Partisi’ni Türkiye’nin birinci partisi yaptık. Biz aynı meydanda Zafer Partisi’nin Genel Başkanıyla, DEM Parti’nin Eş Genel Başkanlarını birlikte alkışladık, birlikte alkışlattık. İkisiyle de dayanışma gösterdik. Hiçbirinden geri durmadık. Biz bu ülkede meselenin sandığa, iradeye sahip çıkmak, diktaya, diktatöre direnmek olduğunu, önümüzdeki seçimlerin aslen bir referandum olduğunu, ya demokrasi ya otokrasi tarafında olduğunu açıkça söyledik. Evet, biz buradayız. Partimiz burada. İttifakımız burada. Demokratlar burada. Otokratların adayı kimse, korkmasın. Çıksın karşımıza. Tayyip Bey ise Tayyip Bey, TikTok’çu Hakan’sa TikTok’çu Hakan, damatsa damat, evlatsa evlat. Demokrasinin adayı Ekrem İmamoğlu’dur. Hodri meydan. Benim umudum sizdedir. Ben size güveniyorum. Bu yolda hep birlikte yürümeye var mıyız? Çatalca var mısın? Ben sana inanıyorum. Hadi bakalım yürüyelim arkadaşlar."




