İBB Davası'nın TRT'de canlı yayınlanması için basın açıklaması yapmak isterken Akmerkez önünde polis ablukasına alınan CHP'liler ilerleyen saatlerde ablukayı aşarak TRT'nin Ulus'taki binasının önüne ulaştı. Burada bir açıklama yapan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "TRT bir karar verecek. Gerçek sahibi olan halka mı hizmet edecek yoksa parayı halktan alıp bir zümreye mi hizmet edecek?"ifadelerini kullandı.

Çelik ayrıca, "Bir yıldır İstanbul'un sokaklarında ve meydanlarında bizi devletin polisiyle karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Sanki ülkede adı koyulmamış bir olağanüstü hal varmış gibi düşüncelerimizi ifade etmemizi engellemeye çalışıyorlar. Buradan Ankara'nın azınlık iktidarına sesleniyorum. Bize artık devletin polisiyle karşı karşıya getirmeyin. Cesaretiniz varsa siz kendiniz bizim karşımıza çıkan sandığı getirin. Sandığı hep beraber görelim."dedi.

İzmir Büyükşehir, kooperatif mağdurlarının şantiyeden çıkmasını istedi
İzmir Büyükşehir, kooperatif mağdurlarının şantiyeden çıkmasını istedi
İçeriği Görüntüle

18 Mart'ta üniversite diploması iptal edilen ve ertesi günü gözaltına alınan İBB Başkanı, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları hakkında hazırlanan iddianame sonrasında duruşmaların TRT'den canlı yayınlanması için kısa bir yürüyüş ve TRT Ulus binası önünde basın açıklaması yapmak isteyen CHP'liler abluka altına alındı. Saat 16.00 sıralarında Ak Merkez önünde buluşan ve aralarında CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP milletvekilleri Umut Akdoğan, Ali Gökçek ile Dilek Kaya İmamoğlu ile çok sayıda partilinin bulunduğu grubun önü çevik kuvvet ve TOMA'lar tarafından kesildi.

"Hak, hukuk, adalet", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz", "Cumhurbaşkanı İmamoğlu" şeklinde slogan atan partililer, anayasal haklarını kullanarak yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirmek istediklerini söylediler. Polis yetkilileri ile yürütülen müzakereler devam ederken polisin bazı sloganlarla ilgili anons yaptığı görüldü. O anlarda partililere hitap eden ve basına açıklama yapan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "halktan korkmayın, erken seçim sandığını getirin" çağrısı yaptı. CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan ile CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek de ablukayı eleştirdi, kaldırılmasını istedi.

CHP ABLUKAYI AŞIP TRT BİNASINA ULAŞTI

Bölgedeki ablukaya polis takviyesi yapılırken yurttaşlar duvarlardan, engellerden aşıp kaldırımdan yürüyerek TRT Ulus binasina ulaştı. Burada CHP milletvekilleri Umut Akdoğan, Ali Gökçek ve Dilek Kaya İmamoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "TRT bir karar verecek. Gerçek sahibi olan halka mı hizmet edecek yoksa parayı halktan alıp bir zümreye mi hizmet edecek?" dedi. Çelik ayrıca, "Bir yıldır İstanbul'un sokaklarında ve meydanlarında bizi devletin polisiyle karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Sanki ülkede adı koyulmamış bir olağanüstü hal varmış gibi düşüncelerimizi ifade etmemizi engellemeye çalışıyorlar. Buradan Ankara'nın azınlık iktidarına sesleniyorum. Bize artık devletin polisiyle karşı karşıya getirmeyin. Cesaretiniz varsa siz kendiniz bizim karşımıza çıkan sandığı getirin. Sandığı hep beraber görelim." açıklaması yaptı.
Özgür Çelik şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu'yla, milletvekillerimizle, parti yöneticilerimizle, gençlerle, kadınlarla Ulus'taki TRT binasının önündeyiz. Buraya Akmerkezden bir yürüyüş yapmak istedik. Bütün engellemelere rağmen Akmerkez önünden TRT binasına geldik ve burada hep birlikte basın açıklamamızı gerçekleştiriyoruz.

"BİZİ DEVLETİN POLİSİYLE KARŞI KARŞIYA GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR"

Akmerkez Alışveriş Merkezi'nin önünde de söyledim. Yürüyüşümüzün başlangıç noktasında da söyledim. Basın açıklamasına geçmeden önce buradan bir kez daha söylüyorum. Bir yıldır İstanbul'un sokaklarında ve meydanlarında bizi devletin polisiyle karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Sanki ülkede adı koyulmamış bir olağanüstü hal varmış gibi düşüncelerimizi ifade etmemizi engellemeye çalışıyorlar. Basın açıklaması yapmamızı engellemeye çalışıyor. Buradan Ankara'nın azınlık iktidarına sesleniyorum. Bize artık devletin polisiyle karşı karşıya getirmeyin. Cesaretiniz varsa siz kendiniz bizim karşımıza çıkan sandığı getirin. Sandığı hep beraber görelim.

"BİZ BUGÜN BURAYA TRT'Yİ YÖNETENLERE İŞİNİ HATIRLATMAYA GELDİK"

Biz buraya bir protestoya gelmedik. Biz bugün buraya TRT'yi yönetenlere işlerini hatırlatmaya geldik. Çünkü TRT tüm halkımıza ait bir kurumdur. Parasını biz veriyoruz. Çalışanlarının maaşını vergilerimizle biz ödüyoruz. Buradaki yöneticilerin maaşlarını, huzur haklarını vergilerimizle biz veriyoruz. Son 20 yılda 11 milyar dolardan fazla para vergilerimizden, faturalarımızdan, aldığımız elektronik eşyalardan kesilen paylarla TRT'ye gitti. Yani neredeyse beş yüz milyar Türk lirasını 86 milyonun cebinden hep birlikte vergilerimizle TRT'ye verdik. Bu para yaklaşık yüz bin ev yapacak kadar bir paradır. Bu paranın karşılığında ne alıyoruz? Sürekli bize hakaret eden, değerlerimizi hiçe sayan, halkı yok sayan bir yayıncılık anlayışı. Yıllardır bize sadece bir partinin propagandasını izletiyorlar. Kamusal yayıncılık ayaklar altına alan partizanca bir yönetim görüyoruz TRT'de. Bitmek tükenmek bilmez sansürlerle partimiz, belediyelerimiz ve siyasi temsilcilerimiz yok sayılıyor. Bu da yetmezmiş gibi hakkımıza karalama, iftira yalanlardan oluşan medya operasyonları, TRT kanalları eliyle yaygınlaştırılıyor.

"HALKIN PARASIYLA HALKA HAKARET EDİYORLAR"

Halkın parasıyla, halka hakaret ediyorlar. TRT kanunla yönetilir. Bu kanun 2954 sayılı TRT kanunudur. Bu kanunun beşinci maddesi TRT'nin yayın esaslarını açıkça belirlemiştir. Bakın tane tane yazıyor kanun. Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşulabilmesi için kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapmak tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun çevresinin, inanç ve düşüncenin menfaatlerine alet olmamak, kanun açıkça TRT'nin yapması gerekenleri çerçeveliyor. Başka ne diyor? Kişilerin özel hayatlarına şeref ve haysiyetlerine ve dürüstlük anlayışına bağlı kalmak.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİR KABİLE DEĞİL HUKUK DEVLETİDİR"

Hatırlatıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bir kabile devleti değil, bir hukuk devletidir. Bugün TRT'yi yönetenler açıkça kendi kuruluş yasasını çiğnemektedir. Yandaşlıklar, resmen iktidarın yandaş özel medyasıyla yarışan bir devlet medyası olamaz. Değerli basın emekçileri, hatırlayalım 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde montaj video yayınlamışlardı. Sonra da montaj montaj demişlerdi. Seçim dönemlerinde AK Parti bülteni gibi TRT'yi çalıştırdılar. 19 Mart sürecinin başından itibaren akıl almaz iftiralara, TRT'yi alet ettiler. İnsanlara cevap hakkı tanımadılar. Onlarca arkadaşımızın şerefine, haysiyetine kastedecek iftiraları, yalanları, masumiyet karinesini ayaklar altına alarak TRT'de yayınladılar. Atılan iftiralar iddianamelerde yer almadı. Yalan olduğunu iddianameler ortaya çıktıktan sonra gördük. Bir özür bile dilemediler. TRT 61 yaşında bir kurumdur. Kurulduğu günden bugüne böyle rezil bir duruma, tarihin hiçbir döneminde düşmemiştir. Eskiden TRT'nin bir ağırlığı vardı. Eskiden TRT'nin bir saygınlığı vardı. Eskiden TRT'nin bir etik çizgisi vardı. Şimdi ise resmen iktidarın propaganda makinesine dönüşmüş bir kurum var.

Değerli İstanbullular. Burada altını çizmek istiyorum. TRT'nin emekçileriyle, sahada emek veren elemanlarla, muhabirlerle, hiçbir problemimiz yok. Onların da TRT nin taraflı halinden rahatsız olduğunu biliyoruz. Ancak konuşamadıklarını, işten atılıp, yuva kaygısıyla bu duruma tepki gösteremediklerini biliyoruz.

"BİZİM DERDİMİZ TRT'Yİ İSTİSMAR EDEN YANDAŞ YÖNETİCİLER"

Bizim derdimiz TRT'yi istismar eden yandaş yöneticilerledir. Bugün TRT'nin önünde bir sınav vardır. Anketlerde görüyoruz. Halkın yüzde sekseni İstanbul Büyükşehir Belediyesi davasının ilçe belediyesi davalarının canlı yayınlanmasını istiyor. Her partiden, her görüşten insan bu davayı canlı olarak izlemek istiyor. TRT'nin parasını veren, TRT nin gerçek patronu olan halk bu davayı izlemek istiyor. TRT bir karar verecek. Gerçek sahibi olan halka mı hizmet edecek yoksa parayı halktan alıp bir zümreye mi hizmet edecek? İktidar bir karar verecek. Mecliste bu kanun çıkartılacak mı? İnsanların haber alma hakkının önündeki engeller kaldırılacak mı? Gerçeklerin canlı yayınlanması, halkın gerçekleri görmesi sağlanacak mı? Yoksa gerçek halktan kaçırılacak mı? TRT hükümetin yayın organı mı olacak? Yoksa devletin saygın medyasının olduğunun bir kararını verecek. Masumiyet ve adil yargılanma haklarını ihlal eden yayıncılık anlayaşına karşı sözümüzü ve tepkimizi bugün TRT binasının önünden dile getiriyoruz.

"YARGILANMA TUTUKSUZ YAPILMALI,DURUŞMA TRT'DE YAYINLANMALI"

Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere belediye başkanlarımız, siyasetçilerimiz, evrensel anayasal haklarından yoksun biçimde, tutuklu yargılamaları çok büyük bir suçtur. Tekrar tekrar ısrarla söylüyoruz. Yargılamalar tutuksuz yapılmalıdır. Asla kaçma şüphesi olmayan hatta zorla götürülseler bile bu ülkede kalmak için canını verecek olan insanlar tutuklu yargılanmamalıdır. Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel çok önemli bir çağrı yapmıştır. Yargılamalar tutuksuz yapılmalıdır. Duruşmalar TRT'de yayınlanmalıdır. Bugün bu çağrıyı bir kez daha TRT'nin önünden yineliyoruz. İddianame ortaya çıktı. Deliller toplandı. Mahkemeler belirlendi. Arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmalıdır. Yargılamalar TRT'den canlı yapılmalıdır. Buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Hakkın ve hakikatin sesini hiç kimse susturmamalıdır. Çağrı çok açıktır cok nettir. TRT'nin yasalara uymasını istiyoruz. TRT'nin anayasaya uymasını istiyoruz. TRT'nin halka hizmet etmesini istiyoruz. TRT'nin kendi saygınlığını korumasını istiyoruz ve söz veriyoruz. Bizim iktidarımızda TRT, CHP'nin ya da hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmayacak. Yeniden tarafsız ve herkesin saygı duydugu bir kurum haline gelecek.

Son sözümüz de, milletimize, halkımızadır. Bir yıldır büyük bir zulümle, büyük bir zalimlikle karşı karşıyayız. Ancak hiç kimse umutsuz olmasın. Er ya da geç, erken seçim sandığı milletin önüne gelecektir. Günün sonunda sandık geldiğinde hak kazanacak, halk kazanacak, adalet kazanacak, demokrasi kazanacak."

"İKTİDARIN BORAZANI TRT'Yİ HER ALANDA KINAMAK GÖREVİMİZ"

CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan da "CHP dedi ki biz bugün TRT'ye çıkacağız. Her şeye rağmen tüm engellemelere rağmen buradayız, TRT'nin önündeyiz. Öncülüğü nedeniyle İl Başkanımız Sayın Özgür Çelik'e ve TRT'ye çıkacağız iddiasını yarı yolda bırakmayan İstanbul il örgütümüze teşekkür ediyoruz. İl baskanımızın açıklamasından önce çok kısa şunu belirtmek isterim. Değerli arkadaşlar, İBB soruşturmasıyla ilgili Ekrem başkanımızın ailesi dahil, aile fertleri dahil birçok yalan aylarca maalesef hepimizin vergileriyle ayakta duran TRT'de yayınlandı. Ancak Akın Gürlek'in iddianamesinde dahi TRT'deki yalanlar yer bulamadı. Dolayısıyla olmayanları olmuş gibi aktaran ve hepimizin vergileriyle ayakta duran ancak iktidarın borazanı olan TRT'yi bulduğumuz her alanda kınamak bizim görevimizdir" dedi. Akdoğan şöyle devam etti:

"HODRİ MEYDAN! HEP BİRLİKTE İZLEYELEİM DURUŞMALARI"

"Şimdi son isteğimiz şu. Ceza muhakemeleri kanununda ilgili değişiklikle ilgili üç Cumhuriyet Halk Partili grup başkan vekili teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisime verdi. Madem 3 bin 700 sayfalık iddianame hazırladınız, madem bu kadar söyleyecek sözünüz var, madem Türkiye'de mahkemeler Türk Milleti adına karar veriyor. O zaman hodri meydan hep birlikte TRT'den izleyelim bu duruşmaları.

Biz biz Ekrem Başkanımızın yüreğiyle, o geniş yüreğiyle, haklılığıyla, inancıyla ve kararlılığıyla bu çağrıyı yapıyoruz. TRT'nin önünden TRT'ye tarafsız yayıncılık yapması çağrısını yapıyoruz ve TRT Ekrem Başkanımızın belediye başkanlarımızın, bürokrat arkadaşlarımızın duruşma yayınlada yalanları tüm Türkiye görsün diyoruz."

"Kamu yayıncısı olan TRT’nin; suçları kanıtlanmamış kişiler hakkında yürüttüğü taraflı yayıncılıkla ailelere ve çocuklara yaşatılan zulme artık son vermesini istiyoruz"

Basın açıklamasına katılan Dilek Kaya İmamoğlu da daha sonra sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:

"Anayasal hakkımızı kullanarak TRT’nin önüne yürüdük ve taleplerimizi bir kez daha dile getirdik. TRT’den beklentimiz nettir: Tarafsız, sağduyulu ve masumiyet karinesini esas alan bir yayıncılık. Kamu yayıncısı olan TRT’nin; suçları kanıtlanmamış kişiler hakkında yürüttüğü taraflı yayıncılıkla ailelere ve çocuklara yaşatılan zulme artık son vermesini istiyoruz. Bu ülkede herkesin adil yargılanma hakkı vardır ve bunun güvencesi şeffaflıktır. Mahkeme süreci TRT’den canlı yayınlansın! Halk doğruları kendi gözleriyle görsün."

Kaynak: ANKA