İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in İzmir’de belediye başkan adaylarının seçimi ve kente yansımalarına yorumladı. Özel’in başlattığı değişim rüzgarının artı ve eksilerini tek tek analiz etti.
Kartal, geçmiş dönemde CHP içindeki gelişmeleri anlamak için Abdül Batur’un hamlelerine bakmanın yeterli olduğunu ancak Özgür Özel’in kurultay sonrası attığı adımlarla bu denklemin değiştiğini belirtti. Kartal, “Geçen dönem işimiz kolaydı, Abdül Batur ne tarafa dönerse güneş oradan doğardı. Ancak Özgür Özel, Batur’u ve birçok ismi devre dışı bıraktı” dedi.
Yeni dönemde gözlerin çevrilmesi gereken isimlerin başında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yücel’in geldiğini söyleyen Kartal, Tugay’ın “saf ya da şans eseri” bir siyasetçi olmadığını, aksine “kurnaz ve hesaplı” bir figür olduğunu ifade etti.
Kartal’ın sosyal medya hesabı X’den yaptığı paylaşım şu şekilde:
“Sevgili İzmirli CHP’liler;
Daha doğrusu İzmir’de AKTİF görev alan CHP’liler…
Artık olanca tecrübe ile biraz daha gözünüzün açık olması gerekmez mi?
‘Ne oluyor, ne olacak?’ Gelin size tüyo vereyim.
***
Geçen dönemde, CHP’de ne olacağını anlamak için Abdül Batur’a bakmak yeterdi. Ben gazeteci olarak gözlemleyip, hamlelerini anlayarak kendisinden çok faydalandım.
Tam bir CHP politikacısı; 25 yıl belediye başkanlığı yaptı. O nereye yüzünü çevirirse; ‘güneş oradan doğardı’
Açıkçası geçen dönem işiniz\işimiz kolaydı.
Özgür Özel kurultayda; Abdül Batur’u ters köşeye yatırdı ve emekli etti.
Hatta yakın dönem için, Batur’u, Ali Engin’i, Tunç Soyer’i, Serdar Sandal’ı hatta Utku Gümrükçü gibi genç tecrübeyi bile ters köşeye yatırdı.
Peki şimdi kime bakmak lazım
Önce biraz geriye sarıp, özet geçelim.
Özgür Özel’in ‘değişim’ dediği şeyin İzmir’deki tek olumlu sonucu gençlerin belediye başkanı olması oldu.
Çokça olumsuz sonucu oldu ama en olumsuz sonucu Cemil Tugay.
Hatta öyle ki, değişimin mayası İzmir’de tutmadıysa, Cemil Tugay yüzünden tutmadı.
Koltuğa oturduğu andan itibaren yaptıkları nedeniyle, İzmirliler ve değişimciler bir türlü kendisine ısınamadı.
Gerçi aday olarak ilan edildiğinde de başta Karşıyaka olmak üzere, tüm İzmir’in değişim özlemi kursağında kaldı ama olsun. ‘Bir umut’ dedi İzmirliler…
Koltukta oturduğu her gün Özgür Özel’in, Ekrem İmamoğlu’nun ve CHP’nin kredisinden yedi.
Şimdi CHP’de durumlar karışık. İkinci bir parti çıkma ihtimalinden bile bahsediliyor.
Dönelim baştaki soruya; ne olacağını anlamak için birinin hareketlerine bakmak gerekirse kime bakmak lazım?
Ben dahil Cemil Tugay muhaliflerinin düştüğü en büyük hata onu küçümsemek.
Bence bakılması gereken iki isim var. Birini söyleyip hemen Cemil Tugay’a döneyim.
1- Deniz Yücel ne yapıyor diye bakmak lazım. (Bakın Murat Bakan demiyorum, Deniz Yücel. Çünkü Murat Bakan da son tahlilde subjektif ve duygularıyla hareket eden biridir) Deniz Yücel’e bakmak lazım, ben yakından takip ediyorum.
2- Cemil Tugay’a bakmak lazım. Cemil ugay buralarda yazıp çizdiğiniz gibi ‘saf, hasta, saçma, şans eseri’ biri değil. Cemil tugay tahmin edilenin aksine çok akıllı, daha net ifadeyle KURNAZ biri.
CHP’nin içine düştüğü ve büyüyeceği aşikar olan kaosta, ne olacağını anlamak için net şekilde ona da bakmak lazım.
Ha keza, geçen hafta Kemal beye desteğini kapalı toplantıda işaret etti (ki Kemal beyin ona güvendiğini asla zannetmiyorum)
Bugün de önce AKP’lilerle yürüdükten sonra İzmir Cumhuriyet Meydanı’nda; ömrü hayatında demediği kadar ‘CHP CHP CHP’ dedi. Olur da 2. parti çıkarsa, belli ki cemil tugay CHP’de kalır. Bu son gelişmelerden sonra bir anda CHP diye bir parti olduğunu hatırladı maşallah
Peki kimlerin eline bakmamak lazım?
Ömer Eşki’ye bakmayın, Övünç Demir’e bakmayın, Murat Bakan, Sevda Erdan Kılıç, Tunç Soyer, Mahir Polat’a bakmayın. Filiz Sengel’e bakmayın. Bunlar duygusal insanlar.
Lal Denizli’ye bakmayın, o hala İstanbullu. Mustafa Günay’a bakmayın o Malatyalı :)
Onur Emrah Yıldız’a, İrfan Önal’a, Erman Uzun’a bakabilirsiniz. Görkem Duman’a bakabilirsiniz. Cemil Tugay’a, Deniz Yücel’e bakabilirsiniz.
Bu arada benim elime de bakmayın, ben okumaları doğru olan ama hep kaybeden tarafa oynayan bir yorumcuyum
Önünüzde\önümüzde ciddi ve karmaşık bir süreç var.
Kafanız her karıştığında ‘Ah be Abdül başkan keşke sen olsaydın’ diye hayıflanabilirsiniz
***
Şaka kısımları bir yana…
Güneşin doğmadığı gün yok.
Kim ne yaparsa yapsın, bu ülkenin en az yarısı demokratik cumhuriyetten yana kalmaya devam edecek.
Sürprizlere açık olun ve kalın sağlıcakla.
