CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun ‘kooperatif’ soruşturması kapsamında tutuklandığı 4 Temmuz’dan bu yana CHP İzmir İl Başkanlığı görevini vekaleten yürüten Barış Özdemir, İz Gazete’nin sorularını yanıtlayarak İzmir ve Türkiye gündemini değerlendirdi.
Özdemir, 4 Temmuz’dan bu yana CHP İzmir İl Örgütünün tutuklamalara karşı neler yaptığı ve nasıl bir yol haritası izlediği yönündeki soruya, “4 Temmuz’dan sonra 150’den fazla tutuklumuz vardı. Hepsine avukat temini sağladık, hepsinin aileleriyle iletişime geçtik. Zaten gözaltı sürecinde ne ihtiyaçları varsa onlar karşılanmıştı, 4 Temmuz’dan sonra da hukuki destek sağladık” ifadeleriyle yanıt verdi.
‘Kooperatif’ operasyonunun siyasi olduğu örgüte ve halka anlatılabildi mi?
“Kooperatif meselesinde, her şeyden önce ortada bir mağduriyet var çünkü insanlar varını yoğunu bir ev alabilmek için toplamıştı. Bu mesele, öteki dosyalarla da birleştirilip bir operasyon yapılınca, üstelik o operasyonun yapılış şekline de bakınca vatandaşlar ve örgüt elbette bir tereddüt yaşadı. Ama biz hemen akabinde aldığımız kararlarla bütün örgütü dolaştık ve her şeyi arkadaşlarımıza anlattık. İzmirlilerde elbette bir soru işareti vardır çünkü bir kooperatif durumu var. Bu durumda şuradan kaynaklanıyor; büyükşehir belediye başkanımız değişti. Bir önceki yönetimle yeni yönetim arasında koordinasyon ve iletişim eksikliği oldu. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı. Bazı aksamalar ve bazı işleyiş değişiklikleri oldu. Bazı gecikmeler yaşanmadı değil ama büyükşehir belediye başkanımız da bu süreçte bize çok destek oldu ve kooperatiflerin hepsinin bir an önce biteceğini açıkladı. Bununla paralel biz de anlatmaya başladıkça, bunların siyasi bir operasyon olduğunu hem örgütler hem de halk anladı.”
Basın mensupları olarak 13 Ağustos’ta CHP ile İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin düzenlediği eylemde oldukça fazla eksik yüz gördük. CHP İzmir İl Örgütünün eyleme katılımını nasıl değerlendirirsiniz?
“Aslına bakarsanız düşündüğümüzden daha iyi bir katılım oldu. Elbette eksik yüzler görmüş olabilirsiniz, İzBB Başkanı gelmemiş olabilir ama bir de işin görünmeyen yüzü var. Biliyorsunuz her ayın ikinci pazartesi, çarşamba ve cuması, İzBB Meclisi var. Pazartesi günü yapılan oylamayla meclisin bir kısmı yok sayıldı. Normalde Çarşamba günü hem meclis üyelerimiz hem de belediye başkanlarımız yürüyüşe katılacaktı. Çarşamba günü hem bu hassasiyet hem de diğer partilere bu yaşananları anlatmak için belli bir grubun kalması gerektiğini büyükşehir belediye başkanımız söyledi. 15’e yakın belediye başkanımız, milletvekillerimiz ve genel başkan yardımcımız bizimleydi. Düşündüğümden daha güzel bir katılım oldu çünkü ağustos ayından itibaren Genel Merkezimiz tarafından görevlendirilmiş milletvekillerimiz var. Şu anda onlar bütün Türkiye’yi şehir şehir dolaşarak yaşanan süreçleri, ekonomik durumu anlatıyorlar. Hava sıcaklığına rağmen, çağrının bir gün önce yapılmasına rağmen katılımdan son derece memnunuz.”
'Hazırlığımız var'
19 Eylül’de Şenol Aslanoğlu tahliye edilmezse İl Örgütü nasıl bir yol haritası izleyecek?
“Şu anki düşüncemiz İl Başkanımızın, önceki dönem büyükşehir belediye başkanımızın ve bürokrat arkadaşlarımızın hepsinin ilk duruşmada tahliye edilmesi yönünde. Çünkü İZBETON’un diğer iki dosyasında bir tane bile tutuklu kalmadı. 19 Eylül’deki duruşmadan da beklentimiz budur. Buradan en fazla zimmet çıkar ve bununla alakalı da arkadaşlarımız karşılığını bir şekilde verir. Arkadaşlarımızın tahliye olacağına inanıyoruz ama olmazlarsa da daha dinamik bir süreç işler. Şu anda o yönü değerlendirmiyoruz ama tabi ki buna da hazırlığımız var, onu da o gün konuşuruz.”
İZBETON’un iki dosyası için tahliye kararı veren Hâkim ve Savcıların yerleri değiştirildi. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
“Ben bu soruya soruyla yanıt vermek istiyorum. Bu hakimler hukuka uygun karar verdiler. Peki bu arkadaşlar neyi yanlış yaptı ki biri Hakim’den Üye’ye dönüştü, diğeri başka bir hakimliğe geçti?”
'Fikir ayrılığı olabilir'
CHP İzmir İl Örgütü, eski İzBB Başkanı Tunç Soyer’e yeterince sahip çıktı mı?
“Sayın Soyer’e en başta Genel Başkanımız sahip çıktı ki onun sahip çıktığı kişiye bizim sahip çıkmama durumumuz olamaz. Kaldı ki bu olmasa bile önceki dönem büyükşehir belediye başkanımızın mevcut başkanımızla fikir ayrılığı, iletişim eksiliği de olabilir. Ben ikisinin daha önce, 2019 yılında çok iyi ekip olduklarını da biliyorum. Elbette fikir ayrılıkları olabilir. Ama parti ya da yoldaşlık açısından sorun yok. Herkes üzerine düşen sorumluluğu alıyor. Hem Cemil Bey hem de Tunç Bey alıyor. Şu an Cemil Bey de yoldaşlık hukuku açısından üstünde düşeni yerine getiriyor.”
İzBB Başkanı Cemil Tugay’ın, Aslanoğlu’na bir ziyareti oldu. Görüşmenin içeriğine dair bilgi verir misiniz?
“Ben de Cemil Başkan’a eşlik ettim ama Cemil Başkan birebir görüştü. Kendi aralarındaki konuşma mutlaka siyasidir. Cemil Bey çıkışta görüşmenin gayet güzel geçtiğini söyledi.”
'Milletvekili bile olamaz'
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu partinizden istifa etti. Siz de Çerçioğlu’nun istifasının ardından Aydın’a gittiniz, gözlemleriniz neler oldu?
“Orada sadece CHP örgütleri yoktu aynı zamanda halk da vardı. O insanların her birinden çok ciddi tepkiler vardı. Ben kendi adıma bu meseleyi şöyle yorumluyorum; CHP, Türkiye’nin, demokrasinin son kalesidir ve kale saldırı altındadır. Bu saldırı devam ederken birçok insan fedakârlık yaptı, canıyla, tutsaklığıyla, emeğiyle fedakârlık yaptı ama bazıları çareyi kaçmakta buldu. Herkes aldığı kararların sonucunu ve bedelini öder. Ben o hanımefendinin bir sonraki dönem bırakın belediye başkanlığını, milletvekili bile olamayacağını düşünüyorum.”
Sosyal medyada bazı hesaplar İzmir’e de operasyonlar yapılacağını ve bu operasyonların kısa sürede gerçekleşeceğini yazıyor. Çerçioğlu için ‘Topuklayan Efe’ lakabı kullanılmaya başlandı. Bu bağlamda, İzmir’den de ‘Topuklayan Efe’ çıkar mı? İzmir için bir operasyon endişeniz var mı?
“Ciddi bir cadı avı var. Herkes sosyal medyada bir şeyler paylaşıyor ama bizim arkadaşlarımıza güvenimiz tam. İktidar, arkadaşlarımızı çalıştırmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Zaten hak ettikleri, İller Bankası’ndan gelen parada kesintiler var ve arkadaşlarımız ellerinden geleni yapıyor. Biz de onların arkasındayız, neler yaptıklarını görüyoruz. Arkadaşlarımızın siyaseten verilemeyecek bir hesabı yoktur. Belediyede bir memur ya da başka birisi bir şeyler yapmışsa da bunun hesabını verir. Bizim tek itirazımız var, o da İstanbul ve İzmir’deki gibi yargılamaların yapılması. Yargılama artık bir cezalandırma aracına dönüştü. İzmir örgütü çok dinamik ve birçok belediye başkanımız da örgütten geliyor. İzmir’in aidiyet duygusu birçok şehre göre daha yüksek, biz, bir operasyon olsa bile, baskılar olsa bile hiçbir şey olabileceğini düşünmüyoruz. Arkadaşlarımız partilerine sahip çıkacaktır. Aydın’ın AKP’ye geçmesi çok onur kırıcı ve hassas bir durum, bunu İzmir’de hiçbir belediye başkanının yapacağını düşünmüyorum.”
İzmir’de ‘tek liste’ vurgusu öne çıktı. Belediye Başkanlarının bu sürece dahlini engellemek mümkün mü? Ya da bu çağrı ve vurgu örgütte karşılık buldu mu?
“Kongreler, yarışlar CHP’nin kültüründe vardır. Biz, sadece yaşanan son süreçler sebebiyle İzmir’in ‘Amiral Gemisi’ misyonunu yerine getirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kongrelerde enerjimizi çok fazla harcamayalım diye böyle bir tavsiye, öneri, beklenti oluştu. Yoksa bizim ‘her yer tek liste olsun’ diye bir dayatmamız olmadı. CHP’nin kültüründe yarış vardır. Kaybeden kazananı, kazanan kaybedeni kucaklar ve hep birlikte mücadeleye devam eder. Sadece bu saldırılara karşı İzmir’in öncü olması gerektiğini düşünüyoruz. İzmir örgütü en dinamik, en köklü ve dirençli örgüt. Biz, Esenyurt’a her hafta ilçeleri gönderdik. Beşiktaş, Saraçhane, Ankara İstanbul mitinglerine en az 100 otobüsle gittik. Bu kadar güçlü olan, bu kadar dinamik olan bir yapının bu süreçte enerjisini içeri harcamaması gerektiğini söyledik. Tek liste, bir tavsiye ve öneriden ibaretti. Bir yarış olacaksa bu yarış en adil şekilde olsun diye buradayız ki bugüne kadar hiçbir ilçede hiçbir yerde bir sıkıntı görünmüyor. Yarış olacak ilçelerde arkadaşlarımızı görevlendirdik. Eğer fikir birliği yoksa yarış olur, biz de bu yarışı en adil şekilde yürütürüz.”
Bu atmosferde kavga-dövüş olur mu?
“Olmaz. O beklentilerin tamamı suya düşer.”
Aslanoğlu doğal aday mıdır?
“Tabi ki doğal adaydır. Bütün ilçe başkanları nasıl doğal adaysa o da doğal adaydır.”
Tugay’ın ‘çarşaf liste’ çağrısını nasıl değerlendirirsiniz?
“Buna delegeler karar verir. CHP’nin dinamikleri bellidir. Kongre günü delege aday gösterirse iki aday olur, üç aday olur hiç fark etmez, delegenin çoğunluğu neyi isterse o olur, blok da olur çarşaf da olur. Her kentin farklı dinamikleri var. Bir önceki dönem blok listeydi, daha önce çarşaftı. Bu tabi aday sayısına göre değişebilir. Benim beklentimi soruyorsanız tek aday olursa çarşaf, iki aday olursa blok olur. Matematik çok açık.”
Tugay’ın “Yargı mensuplarının büyük kısmının yüzde 100 güvenilir olduğunu düşünüyorum” açıklamasını nasıl değerlendirirsiniz?
“Değerli Başkan bence beklentisini iletmiş. Temennisi gibi duruyor, ben öyle yorumluyorum. Ama şu anda 100 kişiye sorsanız, AKP’ye oy verenler bile şu anda yargıya güvenin çok düşük olduğunu söyleyecektir. İBB dosyasında dokuzuncu dalga gerçekleşti ve 150 gün olmasına rağmen ortada bir iddianame yok. Genel Başkanımızın da söylediği gibi İBB Borsası da FETÖ Borsası gibi var. Bu borsa birçok insanın canını yakmaya başladı. Genel Başkanımızın çağrısıyla savcılar da harekete geçti. İnsanların canını yakmaya çalışan yapılar var ve bizim temennimiz bu yapıların devlet tarafından bir an önce ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü kardeş hukukunu düşman hukukuna çeviriyorlar.”
Tugay’ın AKP’li isimlerle sıklıkla görüşmesini ve fotoğraf vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Büyükşehir Belediye Başkanımız CHP tarafından aday gösterildi ama şu anda İzmir’in büyükşehir belediye başkanıdır. İzmir’in sorunlarını çözmekle mükellef ve İzmir’in sorunlarını çözmek için herkesle görüşebilir. Bunun kadar doğal bir şey yok. İzmir’in sorununu çözmek için iktidarda AKP olduğu için onlarla görüşebilir ama tabi sürecin hassas olması o fotoğrafı kötü yorumlatabiliyor. İyi niyetinden hiç şüphem yok.”
CHP İzmir Milletvekillerinin performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Üç milletvekilimiz Genel Başkan Yardımcısı ve neredeyse her yerdeler. Gökçe Gökçen’in özel bir durumu var, kendisinden izin almadan söyleyemem. Deniz (Yücel) ve Murat (Bakan) Bey, Türkiye’nin her yerindeler. Yeni katılan arkadaşlarımızın aidiyet duygusundan çok memnunum. Gördüğüm kadarıyla tüm milletvekillerimiz elinden gelen tüm çabayı gösteriyor. Aidiyet duygusu her geçen gün daha da yükseliyor çünkü herkes CHP’nin saldırı altında olduğunun farkında.”
'Vazifeyi yerine getirelim'
CHP İzmir İl Örgütü ve İzmir halkına bir çağrınız var mı?
“CHP İzmir İl Örgütüne şunu söyleyebilirim; birlik ve beraberlik içerisinde kongrelerimizi bitirip bir an önce Amiral Gemisi vazifesini yerine getirmeliyiz. Genel Merkezimize ve Türkiye’ye sahip çıkıp, CHP iktidarına giden yolda üzerimize düşen sorumluluğu almalıyız. Çünkü yol, iktidar yolu. Bu saldırılar CHP iktidarı çok yaklaştığı, iktidarın elinde başka çare kalmadığı için yapılıyor. En son yapılan Aydın saldırısını en ciddi şekilde püskürtmek için 18 Ağustos günü bütün örgütlerimizle orada olmalıyız. Hiç kimsenin de şüphesi olmasın, orada en yüksek sesi İzmir örgütü çıkartacak.”
İzmir örgütü çok dinamik ve birçok belediye başkanımız da örgütten geliyor. İzmir’in aidiyet duygusu birçok şehre göre daha yüksek, biz, bir operasyon olsa bile, baskılar olsa bile hiçbir şey olabileceğini düşünmüyoruz. Arkadaşlarımız partilerine sahip çıkacaktır. Aydın’ın AKP’ye geçmesi çok onur kırıcı ve hassas bir durum, bunu İzmir’de hiçbir belediye başkanının yapacağını düşünmüyorum.