İzmir’in köyleri son yıllarda hem sakinlik arayanların hem de doğal güzellik peşinde olanların gözdesi hâline geldi. Karaburun Yarımadası’nda, denize hakim konumu ve köklü geçmişiyle öne çıkan Sarpıncık Köyü, bu ilginin en yoğun yaşandığı yerlerden biri.
DENİZ MANZARASINA AÇILAN 300 METRELİK SEYİR TERASI GİBİ KÖY
Karaburun merkeze yaklaşık 15 kilometre uzaklıktaki Sarpıncık, 300 metre rakımıyla adeta bir seyir terası görünümünde. Yaklaşık 350 kişinin yaşadığı köyün nüfusu yaz aylarında iki katına yaklaşırken, geçim kaynaklarını ise ağırlıklı olarak zeytincilik, tarım ve hayvancılık oluşturuyor. Taş evleri, tarihi dokusu ve Ege’nin serin meltemlerini karşılayan konumu, köyü yılın her döneminde cazip kılıyor.

SARPINCIK DENİZ FENERİ: KARABURUN’UN BEKÇİSİ
Köyün en bilinen simgelerinden biri, 10 Ocak 1938’de inşa edilen Sarpıncık Deniz Feneri. Denizden 97 metre yükseklikte yer alan fener, günümüzde güneş enerjisiyle çalışması sayesinde çevreci bir örnek niteliği taşıyor. Uçsuz bucaksız Ege manzarasına hâkim konumuyla fotoğraf tutkunlarının, doğa yürüyüşçülerinin ve gün batımını izlemek isteyenlerin uğrak noktası olan fener, bölgeden geçen tekneler için adeta “Karaburun’un bekçisi” gibi görev yapıyor.

NOSTALJİK TAŞ EVLER VE TARİHİ DOKU
1800’lü yıllarda kurulduğu bilinen Sarpıncık Köyü, yarımadanın batısında yer alıyor. 45 haneli köydeki taş evler, 19. yüzyılın izlerini taşıyor. Yerel kayrak taşından inşa edilen bu yapılar, bölgenin mimari kimliğini yansıtan Rum–Türk ortak yaşam kültürünün de izlerini barındırıyor.
Kösedere, Eğlenhoca, Hasseki, Parlak ve Salman köylerinde olduğu gibi Sarpıncık’ta da II. Abdülhamit dönemine ait tek tip minareli camiler ve taş mimarinin örnekleri bulunuyor. Mübadele yıllarının bıraktığı derin travmalar ise bölgede kimi yerlerde harabeye dönüşen eski evlerde hâlâ hissediliyor.
BAYRAM RİTÜELİ: GECE BOYU SÜREN ORTAK YEMEK HAZIRLIĞI
Sarpıncık Köyü’nü diğer köylerden ayıran en özel geleneklerden biri ise Ramazan Bayramı’nda gerçekleştirilen toplu yemek ritüeli.
Yıl içinde adak adayanlar, Ramazan’ın son akşamı adağını köy camisinin yanındaki ocaklık alanına getiriyor. Köy kadınları gece boyunca büyük kazanlarda keşkek, şehriye çorbası, et kavurma, nohut, pilav ve sütlaç hazırlıyor.
Bayram sabahı namazın ardından tüm köy halkı bir araya gelerek bu yemekleri birlikte tüketiyor. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu gelenek, köyün sosyal dayanışmasını ve birlik kültürünü yaşatan en önemli miraslardan biri.

SABUN ATÖLYELERİ EKONOMİYE KATKI SUNUYOR
Köyde uzun süre atıl kalan eski sabun atölyesi için de yeni bir proje başlatıldı. Bölgedeki zeytinlerden elde edilen yağlarla sabun üretimine yeniden başlanması, Sarpıncık’ın yerel ekonomisine katkı sağlayan girişimlerden biri olarak dikkat çekiyor.

EGE’NİN SESSİZ CENNETİ
Sarpıncık Köyü; hem tarih hem doğa hem de kültürel miras bakımından İzmir’in en özel noktalarından biri. Yolu Karaburun’a düşenlerin mutlaka uğraması gereken bu köy, ziyaretçilerine hem huzurlu bir atmosfer hem de unutulmaz manzaralar sunuyor.

KARABURUN’DA NE YENİR?
Karaburun ve köylerinde yetişen enginar, hurma zeytin, zeytinyağlılar, salatalar, otlar, yeşillikler ve mezeler de eşlik ediyor. Farklı lezzet arayışı içindeyseniz sübye yumurtası güveci, balık köftesi, tuzda lagos, midye kızartması, midye dolma, asma yaprağında barbun, şevketibostanlı levrek, sardalya buğulama, kefal pilaki ve adabeyi balığı çorbasını da Karaburun’un lezzetli ürünleri arasında yer alıyor.



