Gizem TABAN/İZ GAZETE- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, İz Televizyonu’na konuk oldu. Yayına canlı bağlantı yöntemiyle katılan Nazlıaka, Pınar Teke ile Kritik programında soruları yanıtladı. 

manşettt2

Utanç verici

Türkiye’de 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde 5 milletvekili çıkaran Yeniden Refah Partisi ile 3 milletvekili çıkaran Hizbullah Terör Örgütü’nün uzantısı olarak lanse edilen HÜDA-PAR’ın kadınlara bakış açısına dair açıklamalarda bulunan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, “HÜDA-PAR hepimizin bildiği gibi Hizbullah Terör Örgütü’nün bir uzantısı… Cumhuriyet’imizin yüzüncü yaşında, ‘Ey kahraman Türk kadını, sen yerlerde sürünmeye değil, göklere yükseltilmeye layıksın’ diyen Atatürk Cumhuriyeti’nden, kadınların adeta eşya gibi sahiplendirilmesini gündeme getiren HÜDA-PAR’ın Meclis’e girdiği bir döneme geldik. HÜDA-PAR, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 Sayılı Kanun’un budanması gerektiğini söylüyor. Bir de bunun yanına ittifak olarak, kadın düşmanı politikalarıyla bilinen Yeniden Refah Partisi eklendi. Erdoğan, bir gece yarısı operasyonuyla İstanbul Sözleşmesi’ni hukuksuzca feshettiğinde ‘Ama 6284 var’ demişti, yani 6284 Sayılı Yasa’yı teminat olarak göstermişti. Şimdi, Yeniden Refah Partisi hem İstanbul Sözleşmesi’ne karşı hem de 6284’nün tamamen ortadan kaldırılmasını istiyor. Bu konuda AKP içinde farklı sesler, itirazlar çıktığında hemen o kişiler bir linç kampanyasına maruz kalıyor. Dolayısıyla bugün içinde bulunduğumuz Türkiye, kadın hakları açısından bırakın yeni haklar kazanmayı, var olan haklarımızın her geçen gün elimizden alınmaya çalışıldığı bir Türkiye… Dolayısıyla geldiğimiz nokta Türkiye açısından son derece utanç verici bir konumdadır” diye konuştu.

Projeleri anlattı

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, seçimi kazandığı takdirde kadınlar ve dezavantajlı kesimler hakkında uygulayacağı politikalardan söz eden Nazlıaka, şunları söyledi: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun verdiği bir söz var, Kılıçdaroğlu ilk 24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyacak. Zaten ilk 2 yıl içinde güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmeye kararlıyız. Aynı zamanda Millet İttifakı’nın ortak mutabakat metninde olduğu gibi Kadın, Çocuk ve Aile Bakanlığı’nı kuracağız. Yoksulluktan en fazla zarar gören kesimin kadınlar ve çocuklar olduğu bilinciyle Aile Destekleri Sigortası’nı uygulamaya koyacağız. Aynı zamanda yoksul ailelerin çocuklarına, kreş çağından itibaren okulda ücretsiz öğün, su ve süt imkânı, üniversite döneminde ise ücretsiz yurt imkânı sağlanacak. Kamudaki istihdamda bu gençler önceliklendirilecek. Kırsaldaki kadınlar ve gençler, devlet tarafından sigorta primi ödenerek sigortalanacak, böylece emeklilik hakkı olacak. Engelliye bakan kadınlar devlet tarafından sigortalanacak, böylece emeklilik hakkı olacak. Ve en önemlisi ülkedeki gelir dağılımı tabana yayılacak. Sağlıktan eğitime, kadına yönelik şiddetle mücadeleden istihdama kadar her şeyi ortak mutabakat metnimizde tarifledik. Kadın istihdamını artırmak, bunun için teşvikleri artırmak, yüzde 33 oranında kadın istihdam eden işyerlerine vergi imtiyazları sağlamak, kadın girişimciliğini artırmak, kadın kooperatifçiliğini artırmak, kadınların eşit işe eşit ücret almasını sağlamak, kayıt dışı çalışmayla mücadele etmek, kadının istihdama katılabilmesi için bazı ev içi hizmetlerin kamusal alana taşınmasını tariflemek gibi birçok projemiz var.”

Siyah ve beyaz kadar fark var

Türkiye’de 28 Mayıs’ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerine ilişkin seçmenlere çağrı yapan CHP’li Nazlıaka, “Bu seçim, kadınlar için ölüm ile yaşam arasındaki ince bir çizgi gibi… Bir tarafta tek adamcılığı savunanlar var, diğer tarafta ise halkın iktidarını kurmak isteyen ve 13. Cumhurbaşkanı olacak olan Sayın Kılıçdaroğlu var. Bir tarafta üstünlerin hukukunu savunanlar var, diğer tarafta hukukun üstünlüğü kurmak ve adil bir Türkiye için çalışan Sayın Kılıçdaroğlu var. Bir tarafta kadına yönelik şiddeti tolere edilebilir bulan, çocuğa yönelik istismar gündeme geldiğinde çocuğun rızasından bahsedenler var, diğer tarafta ‘Kadına yönelik şiddeti durduracağız, çocuğa yönelik istismarı önleyeceğiz, erken yaşta evlilikleri asla kabul etmeyeceğiz’ diyenler var. Bir tarafta eşitsizlikten beslenen, insan haklarını yok sayan saray var, diğer tarafta ise yoksulluğu ve yoksunluğu yok etmek isteyen, devleti ayağa kaldırmak isteyen bir anlayış var. Bir tarafta ülkenin tüm kaynaklarının saray ve şürekâsına peşkeş çekenler var, diğer tarafta ise şeffaflık ve hesap verilebilirlik anlayışına sahip Millet İttifakı var. Özetle, iki taraf arasında siyah ile beyaz kadar büyük bir fark var. O yüzden umuyoruz ki bu zifiri karanlıktan kurtulacağız” ifadelerini kullandı.

Editör: Duygu Kaya