Kafkas Cihat Kaya- Prof. Dr. Naci Görür, merkez üsleri Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan olmak üzere 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde gerçekleşen depremlerin ardından İzmir Ticaret Odası ev sahipliğinde gerçekleştirdiği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Bugün biz, yarın çocuklar

İzmir’in Marmara veya Akdeniz’de olacak depremlerden etkilenme riskinin fazla olduğuna değinerek Tuzla fayı ile ilgili konuşan Görür, “Tarihteki depremlere bakarak tekerrür periyotlarının birçoğunu hesaplayamıyoruz. Jeolojik depremleri incelemek suretiyle hangi fayda deprem beklendiğini söyleyebiliriz. Bazı arkadaşlar bunu algılayamıyor. Halkın kafasını bilimsel terimlerle karıştırmamak lazım. Bugün olursa biz, yarın olursa çocuklarımız ölecek. İzmir’i güçlendirmek, dirençleştirmek lazım. Can güvenliği, yaşam hakkı istiyoruz. Depreme kader deyip bırakamayız.” dedi.

Çalışmalara bir yerden başlanması gerektiğini söyleyen Görür, “En tehlikeli yerden başlanması ve devam ettirilmesi gerekiyor. Her şeyin bir çaresi var. Yıkılan binalar yeniden yapılır. İnsan hayatından daha önemli değil.” şeklinde konuştu.

‘Yol mu, hayat mı?’

Sonraki süreçte umudun zorunlu olduğunu belirten Görür, “Bizim, insanların yaşam hakkını elinden almaya hakkımız yok. Evlatlarının cenazesini çıkaran anaları babaları düşünmek lazım. Devletin sorumluluğu çok fazla. Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu biliyoruz. Bu ülkeyi yönetenler vurdumduymaz olmamalı. Türk hükümetleri, insanlar ölmesin diye gerekeni yapmalı. Yol yapmak mı? Hayatta tutmak mı? Bu gerçek bir milat olacaktır. Umutluyum. 1999’da da söyledik ama 10 sene sonra unutuldu. Bu defa bunun olmayacağını düşünüyorum. Neslimiz devam edecekse bunu yapmak zorundayız. Ekonomik ve siyasi bağımsızlığımızı kaybediyoruz. Marmara çökünce kime el açacağız? Yerel yönetimler ve hükümet birlikte bu işi halledecektir diye düşünüyorum.” ifadelerini kullanırken, “Çok umutluyum.” şeklinde görüş bildirdi.

70 bin başka 700 başka!

“70 bin kişi öldü demek başka, 700 kişi öldü demek başka.” diyen Görür, “İzmir deprem dirençli kent olabilir. Bu da Türkiye’ye örnek olacaktır. Ne zaman araştırmalardan sonra 5 bin tane bina sorunluysa ayaklar geri geri gidiyor. Gitmemeli. Zaman içerisinde yapmak lazım. İstanbul’u depreme hazırlayın diye bağırdık. 23 sene geçti. O zaman yapsalardı şu ana kadar bütün kent depreme dirençli hale getirilebilirdi. Halkı bilgilendirirsen de onlar da gerekliliklerini yerine getirirler.” ifadeleri kullandı.

‘Kaçak yapıya alışmışız’

Kaçak yollarla yapılan yapılara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Görür, “Bunlardan vazgeçmemiz lazım. Depremleri durduramayız ama yapıları güçlendirebiliriz. Önlem alabiliriz. Kaçak yapıya alışmışız bundan vazgeçmemiz lazım.” dedi.

Editör: Özlem Çimen Durmaz