Gizem TABAN/İZ GAZETE- Deprem bölgesindeki yaşamın sürdürülebilir olmamasından dolayı çeşitli illere göç eden mülteci depremzedeler, sahipsiz kaldı. İzmir’de yüzlerce Suriyeli depremzede, barınma, giyim ve yemek sorunuyla baş başa bırakıldı. Hükümetin destek vermemesi, belediyelerin desteğinin ise yetersiz kalması nedeniyle zor durumda kalan Suriyeli depremzedeler yaşama tutunmaya çalışıyor. Basmane’de bulunan İzmir Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği binasında yaşamaya çalışan, sayıları 50’yi bulan 8 Suriyeli depremzede aile destek bekliyor. Söz konusu depremzede ailelerin yanı sıra yüzlerce Suriyeli depremzede de İzmir’de yaşayan diğer Suriyeli ailelerin yanına yerleştirildi. Ancak depremzedeleri evine alan Suriyeli aileler de maddi imkansızlıklardan dolayı büyük zorluk yaşıyor. Hükümet yetkilileri ve yerel yönetimlere seslenen İzmir Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Salih Ali ile Konak Mülteci Derneği Başkanı Ezgi Baltalı, İzmir’de bulunan yüzlerce Suriyeli depremzedenin destek beklediğini söyledi.

164005

Kalacak yeri yok

İzmir’e gelen Suriyeli depremzedelerin bir kısmını kentte bulunan diğer Suriyeli ailelerin yanına yerleştirdiklerini, 8 ailenin ise kalacak yer olmadığı için dernek binasında kaldığını ve yüzlercesinin ise geçici barınma sorununun dahi çözülemediğini ifade eden İzmir Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Salih Ali, hükümete, yerel yönetimlere ve siyasi partilere destek çağrısı yaptı. Depremzedelerin evinde kaldığı Suriyeli ailelerin de zaten maddi desteğe ihtiyacı olan aileler olduğunu, dernek binasında kalan 8 ailenin ihtiyaçlarının karşılanmakta zorlandıklarını, hala barınacak yer bulamayan ve barınma sorunu çözülse bile gıda, giyim gibi ihtiyaçları olan Suriyeli depremzedeler olduğunu vurgulayan Ali, “Telefonlarım susmuyor, yardım talebi yağmur gibi… AFAD mülteci depremzedelere yardımcı olmuyor, hatta bize yönlendiriyor. Dernek binasında yaklaşık 50 depremzede kalıyor ve nereye kadar ihtiyaçlarını karşılayabiliriz bilmiyoruz. Diğer Suriyeli ailelerin yanına yerleştirdiğimiz depremzedeler var ama zaten o ailelerin kendisi yardıma muhtaç… Biz dernek olarak elimizden geleni yapıyoruz, Büyükşehir Belediyesi’nden gıda desteği alıyoruz ama yeterli değil, bir iş insanından yardım aldık ama nereye kadar böyle gider bilmiyoruz. Bu sorumluluk sadece bizim olmamalı, hükümet, yerel yönetim, siyasi partilere çağrı yapıyorum; desteğe ihtiyaç var. Bu insanlar da depremzede, bu insanların da kayıpları var, bu insanların da kalacak yeri yok” açıklamalarında bulundu. 

ezgi_baltalı

Acil çözüm bulunmalı

Konak Mülteci Derneği Başkanı Ezgi Baltalı, mülteci depremzedelerin kaderine terk edildiklerini belirterek acilen desteğe ihtiyaç olduğunu söyledi. Baltalı, “Mülteci depremzedelerin barınma sorunu konusunda AFAD ve Göç İdaresi Başkanlığı yardımcı olmuyor. Göç İdaresi tarafından depremden birkaç gün sonra yapılan açıklamada; mültecilerin yalnızca yakınlarını bulundukları illere giderek yakınlarıyla birlikte kalabilecekleri söylendi ama hem yakını olmayan hem de yakını olsa bile ev sahipleri sıcak bakmadığı için evini açamayanlar var. Yani şu an, başka illerde yakını olan mülteci depremzedeler onların yanına gidiyor, yakınları olmayanlar ise başlarının çaresine bakmak durumunda bırakılıyor. İzmir’de de yüzlerce Suriyeli depremzede bu anlamda kaderine terk edildi. Barınma, giyecek, yiyecek gibi pek çok sorunları var. Hatta bazı depremzede mülteciler kalacak yer bulamadıkları için deprem bölgesine dönmek zorunda kaldı. STK’ların uzun süreli barınma ve temel ihtiyaçları karşılayabilecek kapasiteleri yok. O yüzden mülteci depremzedeler için de acil bir çözüm bulunmalı… Büyükşehir Belediyesi’nden gıda ve hijyen kolisi desteği alıyoruz ve mülteci depremzedelere ulaştırıyoruz ama barınma ve kıyafet konusunda bir destek yok. Depolarda kalan mülteci depremzedeler var. Ciddi anlamda desteğe ihtiyaç var” dedi.

Tutum yasaya aykırı

Geçtiğimiz günlerde, İzmir’e göç etmek zorunda kalan mülteci ve göçmenlere ilişkin açıklama yapan İzmir Barosu, depremzede göçmenlere ilişkin tavrın kabul edilemez olduğunu söyleyerek, “Zaten kamusal yardımlardan yararlanmaları daha depremin ilk gününden itibaren engellenmiş olup bu tutum hala devam etmektedir. Tüm bunlardan dolayı, iyi niyetli ve sınırlı desteklere rağmen, oldukça zor durumdaki yoksullar, göçmen ve mülteciler, her türlü zorluğa ve imkansızlığa katlanmak durumunda bırakılıyorlar.  Bu durum bize ulusal ve uluslararası hukukun açıkça yasakladığı ayrımcılığın ve insani yardımın temel ilkelerinin önemini yeniden göstermekte ve altını çizmeyi gerekli kılmaktadır. Milliyeti, etnik kökeni ve yasal statüsü ne olursa olsun her insanın temel hakları vardır ve bunlara riayet etmek en başta kamu kurum ve kuruluşlarının görevidir. Ayırımcılık ve şiddet sarmalını tırmandırmanın kimseye faydası olmadığı gibi depremlerin açtığı yaraları sarmaya engel olduğu görülmelidir” dedi.

Editör: Duygu Kaya