CHP Genel Başkanı Özgür Özel, motokuryelerin çalışma koşullarındaki mağduriyeti gidermek amacıyla Meclis’te girişim başlatacaklarını duyurdu. Özel, motorlu taşıtlar vergisi (MTV) alınmaması ve P1 belgesi ücretinin kaldırılması gibi mali yüklerin hafifletilmesini; koruyucu ekipmanların ücretsiz sağlanması ve sosyal güvenlik primlerinin çalışılan şirketlere yüklenmesini teklif etti. “Emeğin dijitalleşmesinin yanında, sömürünün dijitalleşmesine de savaş açmamız gerekiyor” diye konuşan Özel, ayrıca şirketlerin uygunsuz çalışma şartlarına zorladığının tespit edilmesi halinde hukuki süreçlerin olay sonrası değil; olay olmadan önce başlatılması gerektiğini vurguladı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Merkezi'nde düzenlenen "Emeğin Türkiyesi Motokuryeler Buluşması"nda yaptığı konuşmada, "Bugün sizlerin ve sizleri sevenlerin sorunlarını, dertlerini ve beklentilerini konuşmak, gitgide büyüyen bir alanı, kendinden daha hızlı büyüyen sorunlarıyla birlikte değerlendirmek, çözüm önerilerini tartışmak, özellikle sorunu, riskleri ve talepleri görünür kılınmasını sağlayabilmek üzere buradayız" dedi.

Özel, şunları kaydetti:

"Samet’in maalesef üçüncü ölüm yıldönümünde ki sağ tarafta Samet’in o gün kullandığı aracı, önümüzde kaskı var. Her iki yanda da kaybettiğimiz meslektaşlarınızın resimleri, kaskları, eldivenlerinin olduğu bir yerde sizlerle birlikteyiz. Pandemide herkes evindeyken biz kapı dışarı çıkmazken hepimiz can korkusuyla sokağa adım atamazken sizler dışarıdaydınız. Kiminiz ekmeğimizi getirdiniz, kiminiz acil ilaç yetiştirdiniz. Kışın en zorlu şartlarda yağmurun, çamurun altında, don üzerinde, kaygan zeminlerde ve yazın katlanılamayacak sıcaklarda siz işinizi yapmaya çalıştınız. O süreçte zaman zaman bu emeğin görünür olması, değer bulması söz konusuydu. Sağlıkçılar gibi size de dediler ki ‘Hakları ödenmez.’ Sonra sağlıkçılara da size de hakkınızı ödemediler. Sözlerini tuttular yani.

Uzaktan çalışma, elektronik sipariş, elektronik ticaret 10 yılda alacağı mesafeyi bir yılda aldı. 15 yılda ulaşacağı kullanıcılara şirketler bir yılda ulaştılar. İnanılmaz karlılıklar, inanılmaz yatırımlar oldu. 10-15 yıl içinde bir noktaya getireceklerini düşündükleri şirketleri milyarlarca dolara büyütenler, satanlar oldu. Motokuryeler kayıt dışı olanlarla birlikte 350 bin kişiye ulaşmış durumda. Bunların yüzde 80’i yani yaklaşık 250 bin kişisi pandemiyle birlikte işsiz kalanlardan oluşuyor. İşsiz kalıyor ve yapacak başka bir iş bulamadığı için motokuryelik yapıyor. Pandemide işini kaybedenler bir grup. Üniversite öğrencisi olup, okuyabilmek için geçinmeye, barınmaya ihtiyacı olup bunun için motokuryelik yapanlar yine önemli bir grup. Önemli bir diğer grup da ikinci iş olarak bu işi yapanlar. O da kimi sekiz saat, kimi daha eksik bir mesainin üzerine bu ağır işi yapan, böylelikle bir kazaya yorgunluk ve dikkat dağınıklığı sebebiyle çok daha açık olan bir grup.

"350 BİN KİŞİLİK DEVASA BİR SEKTÖR"

TÜİK’e göre son beş yılda motosiklet sayısı yüzde 90 artmış. Şu an 7 milyona ulaşmış durumda. 2024’te 126 bin olan motokurye, resmi rakamlarla 200 bine çıkmış ama sizlerden aldığımız, arkadaşlarımızın yaptığı çalışmalarla, kayıt dışı çalışmalarla birlikte 350 bin kişilik devasa bir sektör haline gelmiş. Sayı arttıkça; aslında normalde meslek bilinir, görünür oldukça, burada bir örgütlenme, mücadele ve sorunların azalması beklenir. Ama maalesef böyle olmuyor. ‘Esnaf kurye’ modeli adı altında güya özgürlük diye pazarlanan... Karına kar katacaksın. Sonra 'Biz iş ortağıyız'. Ortak dediğin kâra ortak olur. Emeği sömürülen, hem de bütün dijital imkanlar yapılarak emeği sömürülen birisine ‘ortak’ demekle ortak olunmaz, ‘esnaf’ demekle esnaf olunmaz.

Eşi ile ailesinin saldırısına uğradı: Sosyal medya fenomeni Adem Ocaktan'a öldüresiye darp!
Eşi ile ailesinin saldırısına uğradı: Sosyal medya fenomeni Adem Ocaktan'a öldüresiye darp!
İçeriği Görüntüle

"DEVLET HIZLA BU İKİ ADIMI ATABİLİR"

Paket başına ücret sistemi hem sömürüye, hem baskıya mahkum ediyor. Kişisel koruyucu ekipmanların 70 bin lira gibi maliyeti olduğunu ifade ediyor arkadaşlarımız. Vergi, sigorta primi sizlerin cebinizden çıkıyor. Bir de üstüne yılda iki kez Motorlu Taşıtlar Vergisi veriliyor. P1 belgesi diye bir şey var; alınmalı, zorunlu ve bu da bir mali yük getiriyor. Hiç olmazsa motokuryeler için Motorlu Taşıtlar Vergisi’ni derhal sıfırlamak, P1 belgesinin ücretini sıfırlamak ve burada bir şey varsa bunu motokurye arkadaşlarımızı kullanan şirketlerden almak gerekiyor. Devletin bence hızla atabileceği iki adımı biz de bu toplantıdan sonra Meclis zemininde gelecek hafta gündeme getireceğiz.

Anlayışlı olmak lazım. Empati kurmak lazım. Saygı duymak lazım. Esnaf değilsiniz, çünkü tekel şirketlere bağlı çalışıyorsunuz. Sizi işçi olarak kabul etmiyorlar. iş kazası geçirildiğinde bu yüzden gelirden mahrum kalınıyor. Sendika, toplu sözleşme hakkı yok. Bu konuda gayret gösteren sendikaların emekleri çok kıymetli ama doğru bir iş kolunun doğru şekilde bu şirketler üzerinden örgütlenmelerine imkan verecek yasal düzenlemeler yapmak lazım. Teslimat, rota, puanlama gibi algoritmalarıyla işten atılma gibi vicdansız, insafsız bir iş var karşıda. ‘Tehlikeli işkolu’ olması lazım, emin olun madencilerden az değil bu. Buna ilişkin mevzuat lazım.

"MECLİSİ HAREKETE GEÇİRMEK ÜZERE ADIMLAR ATACAĞIZ"

Bu kadar vicdansız ve acımasız düzen olmaz. 2023’te 68 arkadaşımız hayatını kaybetmiş, 2024’te 63 olmuş. 2024’te beş kişi az olunca şöyle düşünülmüştür: ‘Acaba alınan bazı tedbirler mi? İyiye mi gidecek bu iş?’ diye. Bu sene, 10 ayda 75’e çıkmış. Yani iyiye giden bir şey yok. 12 ayda 63 olan sayı, bu sene 10 ayda 75’e çıkmış. Üç yılda da burada isimlerini gördüğünüz 206 arkadaşımız hayatını kaybetmiş. Senin evladın ölüyor ondan sonra öbür taraftan bu cinayetin tarafı hiçbir şey olmamış gibi ortaya çıkıyor. Zaten neydi o Muhammet Hasan Şeyh Mahmut. Somali Cumhurbaşkanının oğlu. Kayıtlar çıkana kadar gizlediler biliyorsunuz cinayeti. Sonra Yunus Emre Göçer’i öldürdüğü ortaya çıktı. Sonra karşılıklı diplomasi, 2,5 yıl hapis, paraya çevir 27 bin 300 lira. Aile ortadan kayboldu. Yoksul bir ailenin yürek yarasıyla kan parasını temizlediler, örtüştürdüler götürdüler. Böyle acayip bir şey yaşadık. Yani işin bir tarafında da bu var.

Cezanın caydırıcı olması ve uygulanabilir olması lazım. Öyle işte annem gibi eline alıp da ‘Benim oğluma neden böyle oluyor?’ diye kapı kapı gezmek zorunda kalmaması lazım zaten yüreği yanmış annelerin. Bu konuda Meclis’e önemli görevler düşüyor. Biz bu toplantının bir çıktısı olarak, Meclis’i harekete geçirmek üzere adımlar atacağız.

"SÖMÜRÜNÜN DİJİTALLEŞMESİNE SAVAŞ AÇMAMIZ GEREKİYOR"

Saati, rotası, hızı hatta ne kadar kazanacağı bir algoritma tarafından belirleniyorsa, o işçi bağımsız değildir. Açıkça o algoritmayı yazan şirkete bağlı çalışandır. Oranın işçisidir. Güvencesiz şekilde ter akıtmanıza, yol yapmanıza, sigortasız, asgari gelirden yoksun, molası bile yazılımın elinde bu emek sömürüsüne karşı büyük bir mücadele vermek gerekiyor. Sömürünün dijitalleşmesine sosyal demokrat bir parti sorumluluğuyla bundan sonra biz de çok daha fazla şekilde bu işin üzerine gitmeliyiz. Emeğin dijitalleşmesinin yanında, sömürünün dijitalleşmesine de savaş açmamız gerekiyor. Bu koruyucu ekipmanların ücretsiz olmasını, sosyal güvenlik primlerinin tüm şirketlere ya da tek şirketle çalışıyorsa direkt oraya yüklenmesini, uygun olmayan şartlara zorlanan şirketlerin mutlaka tespit davalarıyla yakalanıp, hukuken tespit edilip, bu şirketlere sakat bırakmaya, öldürmeye teşebbüs, buna sebebiyet verme gibi meseleler üzerinden olay olduktan sonra değil; olay olmadan önce bunun varacağı sonuçlar açısından suç duyuruları yapmak ve etkin bir hukuki mücadele vermek önemli.

"CHP BU SÖMÜRÜ DÜZENİNİN BAŞ DÜŞMANIDIR"

Bütün dediklerimi dört temel başlıkta toparlayacak olursam. Bunlardan birincisi; esnaf kurye yalanı ya da ‘Siz bizim iş ortağımızsınız’ yalanından bu sektörün bütün çalışanlarının kurtarılması lazım. ‘Kendi işinin patronusun. Sigortanı kendin yatır, sosyal güvenliğini kendin yap, ekipmanını kendin al’ gibi hem güvencesizliğe, sigortasızlığa, kadrosuzluğa, hem de ekonomik şartlardan dolayı daha kalitesiz ekipmanlar yüzünden hayatın tehlikeye atılmasına karşı net bir duruş göstermek gerekiyor. İkincisi; yaşam hakkı güvence altına alınmalı. Kuryeye hız dayatan, performans kriterleri getiren, ölümle yarıştıran dijital ya da normal yollardan verilen ne talimat varsa, bunlar denetlenmeli, önüne geçilmeli. Çocuktan motokurye olmaz. Çocukların yeri okuldur. Bu alana çok sıkı bir denetim yapılmalı. Son olarak da; adil ücret bir haktır, asgari ücretin altında işçi çalıştırmak suçtur ve hırsızlıktır. Yıpranma payı vermemek, fazla mesai vermemek...

Buradan bütün şirketlere söylüyorum. Biz kimsenin düşmanı değiliz. Sermayenin düşmanı değiliz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kalkınmacı bir ekonomik programı var. Daha çok kazanmak, daha verimli işlerde çalışmak ve hakça bölüşmek üzerine. Cumhuriyet Halk Partisi bu sömürü düzeninin baş düşmanıdır. Bu arkadaşlara bu düzeni dayatanların yakasından iki elimizi çekmeyeceğiz. Bu kadar net söylüyorum. Sözümüze değer veren herkese de söylüyorum. Sen daha pizzanı bitirmeden köşe başında bir evladımız hayatını kaybetmesin istiyorsan, bu gelene düşük not verme, puanlama veya şikayet telefonu açma, şikayet hattına bilmem ne yapmak yerine empati kurmayı hepimiz yapmalıyız. Motokurye arkadaşlara da söylüyorum. Her yerde, her partide, her meslekte iyiler olduğu gibi kötüler vardır. Yanlış yapanlar vardır. Yanlış yapanları uyarmak ve bu konuda öz denetim mekanizmaları kurmak, bir kişinin yanlışının genel olumsuz yargılara evrilmesine engel olur."

Kaynak: ANKA