Şirince Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kuzu, İz TV’de yayınlanan ‘Ümit Kartal ile Kayıt’ programının konuğu oldu. Kooperatif çatısı altında yaptıkları çalışmaları ve Şirince ile İzmir’in tarım politikalarını değerlendiren Kuzu, Şirince’deki turizm anlayışına ise eleştirilerde bulundu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’i tarım açısından şans olarak tanımladı; Başka Bir Tarım Mümkün anlayışı ile yapılan çalışmaları gönülden desteklediklerini vurguladı.

‘KIRSAL STATÜ İSTİYORUZ’

Şirince’nin özellikle 2012’den sonra hızlı ve biraz da kötü bir turizmle baskılanmaya başladığını aktaran Kuzu, “Elbette, turizmi yönetebildiğiniz sürece kötü değil ama Şirince bir dağ köyü ve alt yapısıyla, sokaklarıyla ilgili sorunları var. 2012-2014 arası turizmi yönetebilen köy odası ve köy muhtarlığı vardı. 2014’ten itibaren Büyükşehir Yasası ile birlikte, artık köy değil, mahalle olarak tanımlanmaya başladı. Maalesef ki Büyükşehir kararıyla Selçuk’un kırsal alan kabul edilmeyen tek köyü oldu. İzmir’de ‘Başka bir tarım ve turizm mümkün’ söylemiyle çalışmalar gerçekleştiriliyor, bunları sonuna kadar destekliyor ve takip ediyoruz. Biz de Şirince köyü olarak kırsal alan statüsüne geçerek ‘Başka bir tarım ve turizm mümkün’ demek istiyoruz. Çünkü Şirince’nin kırsal alan sayılmamasının nedeni turizm yoğun olması ama biz şu an turizm hareketinden memnun değiliz. Turizmden memnunuz ama turizm yönetiminden memnun değiliz. Muhtarımız da ‘kırsal alan’ tanımıyla ilgili çok çaba sarf ediyor” diye konuştu.

‘BORÇLARI ÖDEDİK’

“Tasfiye aşamasına gelmiş ama kurtardığımız bir kooperatifimiz var” diyen Mehmet Kuzu, “Şirince Kooperatifi 2005 yılında kurulmuş bir kooperatif ve 2012’ye kadar çok da başarılıymış. Ardından yönetim değişmiş ve yönetime gelenler tarımsal faaliyetleri arka plana atarak turizm faaliyetlerine kapılmışlar. Şeffaflık yok olmuş, şaibeli durumlar ortaya çıkmış. 2012 yılında CİMER’e şikayet edilmiş. CİMER şikayeti sonrası kooperatif denetlenmeye başladı, denetim sırasında başkan hariç yönetim kurulundan iki kişi benden yardım rica etti. ‘Ne yapmamız gerekiyor, hukuki destek gerekir mi’ gibi istekleri dahilinde ben de konuya karıştım. Maalesef ki bizim de boyumuzu aşan bazı konular varmış, ben de risk alarak kooperatife ortak oldum. Ama muhtarımız ve o dönemki belediye başkanımız kooperatife mesafeliydi. Destek alamadık, o dönemde makamlarda yetkili kişiler kooperatife bu süreci sahiplenmedi. Hataları olabildiğince telafi ettik ve 2017 yılında tasfiye kararı aldık. Zarara sebep olan bir ortaktan borçları telafi etmesini istedik çünkü onun sehven yaptığı hatalar sebebiyle denetim geçiriyorduk. 3 yıl içinde bu borçların ödenmesi gerekiyordu ama ödenmedi. 3 yıl sonra borçlar hala ödenmemişti, sonra yapılandırma çıktı. Ticaret Odası’na olan borçlarımızı ödedik, 31 Ekim’de de vergimizin ilk taksitini ödeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

KÖY KOOP’A TEŞEKKÜR

Şirince Koop’un tasfiye sürecinde Köy Koop’un yardımcı olduğunu ifade eden Kuzu, “Sıkıntıya girdiğimizde Köy Koop’a başvurmak aklımıza geldi. Aslında üyeydik ama yasal süreç ile destek alamadık. Biz bu sene Köy Koop’a yüzümüz vardı da çıktık çünkü şimdiki muhtarımız bize destek oldu. İzmir Köy- Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer, ‘Yasal süreçle ilgili bir sıkıntı olursa bize haber verin’ dedi. Bu benim için yeterliydi, biz ‘Köy Koop gitsin bizim vergimizi ödesin’ gibi bir anlayışta değiliz. Borç bizim borcumuz, öderiz ama manevi destek çok önemliydi” dedi.

YAPILAN ÇALIŞMALAR

Şirince Koop’un faaliyetlerini anlatan Mehmet Kuzu, “Bizim ana ürünümüz zeytin. Ortaklarımızın hepsinin zeytini var. Memecik zeytini ve zeytinyağı ünlüdür, biz bu zeytinyağını üretiyoruz. Zamanında köyde şarap üretimi yapılıyordu, şarap fabrikası vardı ama bugüne geldiğimizde o fabrika restoran olarak işletiliyor. Doğal olarak özelliğini yitirdi. İkinci büyük ürünümüz şeftali. Biz de ‘Zeytini, zeytinyağı olarak üretiyoruz, şeftaliyi ne yapabiliriz’ diye düşündük ve bunun çalışmalarına başladık. Ne yazık ki tasfiye halinde borçlu bir kooperatifin bir anda tesis kurup markalaşması çok mümkün değil. Ama Köy Koop’un zeytinyağı ile ilgili çalışmaları var, biz de takip ediyor ve Şirince zeytinyağının Köy Koop markası üzerinden değerlendirilmesi için girişimlerde bulunuyoruz” dedi.

‘BUNDAN CESARETLENDİK’

Soyer’in üreticilere yaptığı ‘Belki marka yaratma ya da uluslararası satış hakkında tecrübeli olmayabilirsiniz ama İzmir Büyükşehir Belediyesi bunu sizin için yapacak’ çağrısını değerlendiren Kuzu, “Bu çağrı kesinlikle çok önemli bir çağrı, biz de bundan cesaretlendik. Aziz Başkan da tarımı destekliyordu ama şu anki anlayış ve politika daha farklı, küçük üreticiye kadar inmiş durumda. 4 sene önce bu kooperatif tasfiyeden kurtulsun diye yaptığım görüşmelerde çok ilerleyememiştim ama şimdi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı da İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi de kapılarını sonuna kadar açmış durumda. Kendilerini ziyaret ettik ve bize markalaşma sürecinde ne yapmamız gerektiğiniz adım adım anlattılar” dedi.

‘YARDIMCI OLUYORLAR’

“Şu an İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve Köy Koop’un; İzmir’de 4 dönüm yeriniz bile olsa bu bölgedeki tarımı geliştirmek için destekleri var” diyen Kuzu, verilen destekleri, “Öncelikle kooperatiflerin pazarlama alanlarını kurması gerekiyor. Biz cevizimizi ürettik, bunu nereden pazarlayabiliriz diye Köy Koop’la iletişime geçince onlar bir pazar araştırması yapıyor. Ayrıca Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı ve İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi de bu süreçte size yardımcı oluyor” diyerek açıkladı.

‘BİZİM İÇİN ŞANS’

Efes Selçuk’un bu alandaki çalışmalarını değerlendiren Kuzu, “4 yıl önce Selçuk’un UNESCO Dünya Mirası Listesine girmesiyle önceliği turizm ve kültürdü. Ama bu dönem Filiz Başkan’ın tarımla ilgili büyük yatırımlar yapması ve köy enstitüsü vurgusu yapması çok önemli. Ben şu an bu cümleleri kuruyorsam içimde köy enstitüsü ruhu yattığı içindir. Filiz ve Tunç başkanın döneminde motive olmamızın sebebi bu tür politikalardır ve bizim için kesinlikle şanstır diyebilirim. Takdirle izliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ORASI LABORATUVAR GİBİ’

Efes Tarlası Yaşam Köyü’ne yönelik konuşan Kuzu, “Bu köy, tarımsal bilincin oluşması, farkındalığın artması için çok önemli çünkü orası bir laboratuvar gibi. Bizim Selçuk’ta 8 köyümüz var. Bu sekiz köyün de üretim çeşitliliği farklıdır. Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde ise Selçuk’un köylerinin bütünsel bir birleşimi gibi. Öyle ki burada Tohum Merkezi’nin olması, çocuklara yönelik eğitimler in verilmesi de çok önemli.” açıklamasında bulundu

‘DÖNÜM NOKTASINDAYIZ’

Çiftçilik de yaptığını belirten Kuzu, “İki buçuk yıldır Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nde çalışıyorum. Hitap ettiğim kitle çiftçiler ve üretici kadınlar. Dedemden kalan bir bağımız vardı, bu bağın üretimini yıllardır ortakçımız takip ediyordu. Son 2 yıldır bütün üretimi biz idare ediyoruz. Bu bağlamda bana herkes çok yardımcı oldu. Şirince’de organik gübreyi ilk kullananlardan biriyim. Kimyasal gübre oranını azaltıyor, bunun etkisini de gördüm ve herkese anlatıyorum. Neden çiftçilik yapıyorum çünkü gıda güvenliği ve tüketim alışkanlıklarımızın değişmesiyle ilgili bir dönüm noktasındayız. Bu yönelimimde pandeminin de çok etkisi oldu. Neden kooperatif sorusunun yanıtı her yaşam alanında farklı. Biz Şirince’de çok iddialıyız ama öncelikle turizm alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerekiyor. 2012’den beri herkes tarımı çok istiyor ama bahçesinde naylon çadır kurup oradan bir şeyler vermeye çalışıyor ya da mekânında boyalı dondurma satıyor. Şirince Kooperatif’in amacı tutarsızlıkları kimseyi kötülemeden göstererek değiştirmek. Kooperatif olarak boyalı dondurma satılmaması gerektiğini sağlıklı dondurma yaparak göstereceğiz. Kooperatifimizin Avrupa’da temsilcileri var, bağlantıyı sağladıktan sonra toptan satışta ihracat yapıp sermaye biriktirmemiz gerekiyor. Bu sermayeyi biriktirdikten sonra örneğin Alsancak’ta bir Şirince Koop mağazası görebilirsiniz” dedi.

Son olarak Biz Kitap’ta yayınlanan “Sokaklar Bizim, ‘Bir takım kooperatif düşünceler’ isimli kitabı hakkında konuşan Kuzu, “Bu kitabın çıkması benim için önemli bir dönüm noktası, bugünlerin oluşmasında da çok katkısı var. Ürettiklerimizin yayınlanması da çok önemli, kooperatifçiliğe ilgisi olan herkesin ilk adım olarak kitaba göz atması yararlı olabilir” dedi.

‘BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILAMAYAN BİR TASARI’

Geçtiğimiz günlerde kooperatiflere yeni düzenlemeler getiren kanun teklifi Meclis Komisyonu’nda kabul edilmişti. Karara yönelik konuşan Kuzu, “Beklentilerimizi karşılamayan bir kanun tasarısıydı. İyi tarafından baktığımızda kooperatif yönetim kurulu üyelerine eğitim zorunlu hale geliyor. Çünkü sehven yapılan hatalar genelde eğitimsizlikten kaynaklı meydana geliyor. Onun dışımda kooperatiflerle ilgili bir veri tabanı oluşturulacak. Zaten vardı ama Ticaret Bakanlığı üzerinden çalışan kooperatiflerin kullandığı bir tabandı. Dış denetimle ilgili bir zorunluluk getiriliyor, bu da oldukça gerekli. Ama dış denetim yeni bir masraf kolu, bunun için yasada öngörülmesi gereken bazı ihtiyaçlar var çünkü kooperatifler şu anda bile mali olarak refah içinde değiller” dedi.

Editör: Haber Merkezi