Millî Eğitim Bakanlığı’nın, uzun süredir konuşulan 4 yıllık zorunlu lise eğitimi ile ilgili düzenlemesi tepkileri beraberinde getirdi. İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konuğu olan Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, 3+1, 2+2 ve Yaş Modeli olmak üzere 3 modelin konuşulduğunu söyleyerek, “Projenin özeti şu: Çocuklar okulda kalmasın, bir an önce piyasanın ucuz iş gücüne hizmet etsin” dedi.

AKP iktidarında eğitimin defalarca değiştiğini vurgulayan Özbay, liselere yönelik zorunlu eğitim sistemindeki düzenlemeye ilişkin şunları söyledi:
“Yusuf Tekin’in söylemlerinin altında iki kriteri görüyoruz: Bir, tarikat ve cemaatlerin uzun zamandır dillendirdiği zorunlu eğitim ve karma eğitim tartışması ve bunu bir dayatma olarak gören anlayış. İki, piyasanın ucuz iş gücü ihtiyacı. Çocukların eğitim haklarını sağlaması gereken Millî Eğitim Bakanlığı, çocukların hakları üzerinden konuşuyor. 12 yıllık zorunlu eğitim var ama okulda kalma süresi 9 yıl. Bunu daha geriye çekmek istiyorlar. Bunun bilimsel dayanağı nedir? ‘Neden ve kimlerle hazırlıyorsunuz?’ diye soruyoruz. Karşımıza; Enderun Vakfı, Maarif Platformu, İstanbul Medeniyet, Nur Vakfı gibi yapılar çıkıyor. Bunların ne olduğuna baktığımızda tarikat ve cemaatler olduğunu biliyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı eğitimin gerçek bileşenleri, sendikalar, üniversiteler ve eğitim bilimcileri ile bunu tartışmıyor. ‘Benim yetkim her şeyi yapmaya yeter, ben okulların sahibiyim’ diyor. Çocuk işçi ve çocuk gelin kavramını yan yana daha çok duyabileceğimiz bir sistemi kurumsallaştırma çabası. Yapboz tahtası benzetmesini kullanıyoruz ama inanın yaptıkları hiçbir şey yok. Cumhuriyetin eğitim felsefesine yönelik bozma, yıkma çabası var. Nesil yetiştirme projesi anlamında siyasi iktidarın projesinde hiçbir değişiklik yok. Eğitim ideolojik bir aygıta dönüştürülmüş, araçsallaştırılmış, tamamen piyasanın ve tarikatların ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmek isteniyor. Çocuklarla bir istihdam ilişkisi kurmak bir utançtır. Çocuk ve işçi kavramının yan yana gelmesi bir utançtır. Millî Eğitim Bakanlığı buna cüret ediyor.”

"AKP'nin gerçek yüzü"

“Yusuf Tekin AKP’nin gerçek yüzüdür!” diyen Özbay, “AKP tamamen bunu istiyor. Maalesef Türkiye’deki çocuklarımız ucuz iş gücü olarak görülüyor. İnançları üzerinden sabır, şükür telkin edebildikleri, itaat eden bir toplum inşa edilmek isteniyor. Türkiye’de eğitim imtiyazlı bir grubun ulaşabileceği bir alana dönüştü. Bundan öncekilerde de bir talimat vardı. Aşama, aşama yerine getiriliyordu ama 23 yılın sonucunda AKP toplumsal dönüşümde eğitimi, daha cüretkâr bir şekilde kullanma konusunda çok kararlı ve bu konuda da bütün isteklerini yerine getirebilecek bir bakan olarak Yusuf Tekin’i seçmiş durumda” diye konuştu.

2 milyon çocuk okuldan yararlanamıyor

Çocukların okuldan uzaklaştırıldığını dile getiren Özbay, “612 bin 814 çocuk okul dışında, 400 binin üzerinde çocuk yalnızca bir gün okula gidip geri kalan zamanda işletmelerin kucağında asgari ücretin altında bir ücretle çalıştırılıyor. 400 binin üzerinde çocuk açıköğretimden kayıt yapıp tarikat ve cemaatlerin kucağına itilmiş durumda. Dışardan göçle gelen çocuklar var. 2 milyona yakın çocuk eğitimden, okullardan yararlanamıyor. Eğitimde yapılan bu uygulamalar, ülkenin geleceği açısından çok büyük bir karanlığı ve kötülüğü işaret ediyor. Eğitime sahip çıkmak geleceğe ve ülkeye sahip çıkmaktır. Devleti devlet yapan planlamasıdır. Emperyalist ülkelerin ucuz iş piyasasına hizmet eden alt, ara eleman olarak gören bir yaklaşımla ülkenin genelini yoksulluk altında bırakıp eğitim aracılığıyla onları kontrol edecek bir toplum haline getirmek istiyorlar. Ama kendi zenginliklerine zenginlik katıyorlar. Öğretmeninin yoksul olduğu bir ülkenin geleceği de yoksul olur. Eğitim ülkenin geleceğinin belirtisidir. Bugün Cumhuriyetin sadece adı kaldı içi boşaltıldı” ifadelerini kullandı.

İzmir'de orman yangınına neden oldular: 5 şüpheli tutuklandı İzmir'de orman yangınına neden oldular: 5 şüpheli tutuklandı

Sorgulayan nesil istemiyorlar

İktidarın yaratmak istediği nesil için çalıştığını söyleyen Özbay, “Biz maarif modelini konuşuyoruz altından tarikatlar, cemaatler çıkıyor. Zorunlu eğitim tartışmasına bakıyoruz altından patronlar çıkıyor. Ülkenin topyekûn kalkınmasını amaçlayacak bir eğitim sisteminin üzerinden değil, genelinin yoksulluğu, inançları üstünden sömürülen bir toplum üzerinden ve siyasi iktidarlığını daim kılacak bir sistemi var ettiğini görüyoruz. Yoksulluğun aileden çocuklara miras kaldığı, Cumhuriyet’in eğitim aracılığıyla toplumsal anlamda ilerlemesinin önünün kesildiği, çocukların ve gençlerin geleceğe dair umutlarının tüketildiği bir sistem ve dayatmayla karşı karşıyayız. İktidar; sorgulayan, itiraz eden bir nesil, özgür bir yurttaş istemiyor. O yüzden lisedeki çocukların, üniversitedeki gençlerin eylemlerinden rahatsızlar” ifadelerini kullandı.

Muhabir: NİL KAHRAMANOĞLU