Mertcan Titiz’in sunduğu Söz, Müzik ve Dahası programının konuğu olan müzisyen Deniz Perhan, müzik serüveni hakkında konuştu.

Müziğe İzmir’de başladığını ifade eden Perhan, “Sonra eğitim için Eskişehir’e gittim. Üniversitede konservatuarı kazanamam hayatımda yeni bir nokta doğurdu. Arkadaşlarımla beraber Ayrıkotu diye bir grup kurduk. Grubun dağılması da İzmir’e dönmeme neden oldu” dedi.

Ayrık Otu grubunun oluşum sürecini anlatan Perhan, “Hiç hesapta yokken ortaya çıktı. Eskişehir küçük bir yer. Müzikle uğraşınca arkadaşların da aynı çevreden oluyor. Birkaç arkadaşımın para kazanma amaçlı pop grubu projesi vardı. O olmayan projenin provasını benim evde yapıyorduk. Provalardan sonra kendi aramızda bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Daha sonra baktık ki 9-10 şarkı düzenlemişiz. Daha çok türkülerdi. Sadece Türkçe değil, Kürtçe, Lazca, İspanyolca, Rumca şarkılar oluşmaya başladı. 9-10 şarkı olunca isim verelim, sahne alalım dedik. Yaptığımız ilk konserde Eskişehir’de bir kıraathanedeydi. Çok büyük bir yer değildi ama merdivenlerde oturan insanlar vardı. Sonra baktık ki iş daha da güzelleşiyor. Gruba katılan üye sayısını arttırdık. Varlığını 5-6 yıl kadar sürdürdü” diye konuştu.

‘KENDİME BİR ÖYKÜ ANLATMAK İSTEDİM’

Yayınladığı ilk albüm olan The Small Town’dan da bahseden Perhan, “Hiçbir zaman çok büyük kitlelere ulaşır diye bu işe başlamadım. Küçücük de olsa karşı tarafa bir şeyler geçiyor olması beni çok mutlu etti. Hem duygusal anlamda kurduğum bağla alakalı. 7 şarkılı bir albüm. 6’sının bestesi bana ait. Biri de enternasyonal bir marş. Kendime şöyle bir öykü anlatmak istedim aslında; kasabada doğan sonra evinden ayrılan ve orada bir şeyler gören ve daha sonra tekrar şehre dönüşle albümü noktaladığım bir durum söz konusu” şeklinde konuştu.

‘GURUR DUYDUĞUM BİR PROJE’

Toplam 4 müzisyen ile çıkardıkları Olta albümünün dayanışma ruhunu yansıttığını sözlerine ekleyen Perhan, “Olta, üzerinden kaç yıl geçerse geçsin gurur duyacağım bir proje serisi. Çağrıyı sosyal medyadan gördüm. O zaman da kısıtlamalar vardı. Müzik yapılamıyordu. Dijital bir albüm yapalım dedik. Bunun gelirlerini de bir havuzda toplayalım, dağıtalım dedik. Yeni albümler yapılmasına vesile olsun istedik. Kaydını daha önce aldığım şarkım vardı. O çağrıyı görünce ben de yer alabilir miyim dedim. Hayatı biraz daha anlamlandırırım diye düşündüm. İlk albümde yer aldım. Olta’nın albümlerini sürdürmek istiyoruz. Meslek örgütlerinden biraz söz etmek gerekiyor. Ana akımın içerisinde yer almadığınız zaman kendinizi burada var etmek biraz zor oluyor. Ama dayanışmayı ördüğünüz zaman daha güçlü oluyorsunuz. Olta’nın var oluşu da örgütlenmek gibi bir şey oldu. Ama şu anki dinlemelerle en fazla 5-10 müzisyene çay ısmarlayabiliyoruz. Gün geçtikçe dinlemeler biraz daha artıyor. Olta gerçekten bir kolektif” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi