ÖZLEM KARA/ İZ GAZETE - Türk Halk Müziği ses sanatçısı Makbule Kaya, TRT’de çalıştığı dönemlerde sunduğu programlar ve TRT’nin geçmiş ve bugünkü halini İz Gazete'ye anlattı. Kaya, “O zamanlar herkes TRT’ye hakkı ile girmiş, belli bir yer edinmişti. Torpille girenler yoktu. Sanatta torpil olmaz dedi.

TRT’de 1987 yılında yayınlanan “Eyvan”, 1990 yılında “Dağarcık” ve 1991’de “Dımıdan” programlarında görev aldınız o günleri anlatır mısınız ?

1987’ Eyvan çekimlerine başlamıştık, ben oğluma hamile kaldım. Her hafta 10 daktilo metin ezberliyorum, canlı kayıt yapılıyordum. Şimdi ki teknoloji yok. O şekilde zorlu ama çok zevkli bir sezon yaptık. Dağarcığı Meral Arasıl’la ortak sunduk, onda da kızıma hamile kaldım. Uğurlu geldi evlatlarım bana. O programları hep çocuklarımla anıyorum. Çok güzel programlardı; müzik, eğlence programı ama folklor içerikli öğretici, eğitici bir programdı. Sonra dımıdan vardı, o da çok keyifliydi ancak üçüncüyü doğurmadım.

Ege türküleri denince akla gelen Mendil Verem mi, Hadi Gari Sen de gel, Elindedir Bağlama … parçalarını seslendirdiniz, bu parçalarla Ege’nin sembolü olmak size ne hissettiriyor ?

Ege’nin sembolü olmak biraz fazla idealıdır. Mendil Verem mi Özay Gönlüm’ün derlemesi, Hadi Gari Sen de gel Hamit Çile’nin sözünü, müziğini yazdığı eser. Elindedir Bağlama Özay Gönlüm’ün eseri. Bunlar çok duygusal yöre temsilcileri. Ben usta malı sattım. Muğla Milaslı oluşum mutlaka bu yöre ağzına, şiveye hakimiyetim tabii ki çok büyük avantaj sağladı. Bir de içimdeki memleket sevgisiyle Türkîlerin anlatmak istediklerini içimde hissetim. O yüzden dediğiniz o türküler bana maal edildi. Ama ben usta malı sattım.

Doğa için çal projesinde yer aldınız, böyle bir projede yer almak size nasıl hissettirdi?

Bana teklif geldi. Makbule hanım, Doğa İçin Çalın altıncı bölümünde bizimle birlikte olur musunuz diye. Çok sevindim, ne demek tabii ki olur dedim. Ege türküsü olacak sizinle “Gımıldan Gımıldanı Ver” in ateş attım samana bölümünü okuyacaksınız sizin için bir problem olur mu dediler, hayır olmaz, onun formatı o dedim. Herkes bir satır okuyor. Çekimi Gezi Parkı’nda yaptık. Provalardan önce stüdyoya gittim, stüdyo da sesi alıp Gezi Parkı’nda playbek yaptık. O projeye dahil olmaktan çok mutlu oldum.

2020 Halk Müziği sitili ile ilgili düşünceleriniz nedir?

Türk müziğine birazcık eleştirim var. Arabeske doğru bir yönelim var. Solistler fazla yorum yapacağım derken, arabesk gırtlakları araya koyuyorlar. Repertuarlarına çok fazla arabesk müzik ya da pop müzik eserleri alıyorlar. Bu konuda sanat müziğindeki gençlerimizi eleştiriyorum.

Şu anki sanatçılar Batı kültürüne kaymış durumda, sizce bu Türk müziğini nasıl etkiliyor, bu durum Türk müziğini zedeliyor mu ?

Kesinlikle zedeliyor, kesinlikle kirletiyor. Çok fazla oynanmamasından yanayım. Olduğu gibi kalsın. Halk Müziğini her zaman otantik çalgılarla yapılmasından yanayım. Maalesef klavyeler girdi devreye, değişik nefesli batı çalgıları girdi. Gene arabesk motifler çalan yaylılar çok fazla girdi. Otantik çalgılarla gerçek müziğin yapılmasından yanayım

Şu anki TRT hakkında düşünceleriniz nelerdir, sizin yayın yaptığınız dönemki TRT ile Şua anki TRT arasındaki fark nedir?

1981’de TRT’ye stajyer olarak girdim. TRT o zamanlar gerçekten bir okuldu. Kapısından girdiğinizde sanki ilahi bir mekâna giriyordunuz. Herkes saygıdeğer, kurallara uygun ve herkes dalında bir değerdi. Çünkü liyakat vardı. Herkes hakkıyla girmiş, belli bir yer edinmişti. Asla o zamanlar siyasi ilişkilerle girenler, torpille girenler yoktu. Sanatta torpil olmaz. Şu anki TRT’nin yerinde yeller esiyor ne yazık ki. Yıllarca ekmeğini yedim, çocuklarımı büyüttüm bu asla nankörlük değil, yapıcı bir eleştiri. Tekrar TRT’nin eski günlere dönmesini isterim.

Editör: Haber Merkezi