TUĞÇE KAŞ / İZ GAZETE - Edebiyat ve farklı disiplinlerin aynı çatı altında tartışıldığı ‘Yazı Çizi Çeki Atölyesi’nde, yazıya dair ilk adımlar atılıyor, edebiyatı destekleyen çalışmalar yapılıyor, bir kitabın yazılması sürecinde ihtiyaç duyulan temel bilgiler ve yol arkadaşlığı atölye aracılığıyla katılımcılara aktarılıyor. Atölye katılımcılarının da katılımı ve katkısıyla büyüyüp gelişen çalışmalar içerisinde edebiyat ve edebiyatla ilişkilenen birçok disiplin bu çatıda paylaşılıp tartışılıyor. 2015 yılında Yazı Çizi Çeki Atölyesi fikrini hayata geçiren Beril Erbil, edebiyat atölyeleri düzenleyip, kurumsal eğitimler veriyor, editörlük ve danışmanlık yapıyor.

Dille kurulan ilişkinin kıymetli olduğunun altını çizen Beril Erbil, atölyenin hayata geçirilme sürecini şu şekilde anlattı: "İşletme mezunuyum ve edebiyatla olan ilişkim ortaokula dayanıyor. Daha sonra kurumsal hayatta çalıştım, kurumsaldan ayrılınca hayatımı sevdiğim iş üzerine kurmaya karar verdim. Yazı Çizi Çeki fikri üstüne çalışmaya 2015 yılında başladım. İzmir'deki hedefim edebiyata ve sanata dair üretip gelişebileceğimiz bir alan yaratmaktı, İzmir-İstanbul bağını güçlendirerek doğup büyüdüğüm şehrin kültür hayatına katkı sağlamak istiyordum. Planım atölye, eğitimler ve editöryel çalışmalarla ilerlemekti, öyle de oldu. Dille kurduğum ilişki benim için çok kıymetli. Yazı Çizi Çeki’yi de bu sebeple edebiyat omurgasında kurdum. 2015'te başlayan çalışmam başta daha bireysel çabalarla ilerledi, daha sonrasında rutin ve uzun süreli çalışmalara evrildi."

'ORTAK RUHTA BULUŞUYORUZ'

Atölye içerisindeki faaliyetlerin işleyiş sürecinden bahseden Erbil, "Yazı Çizi Çeki’de yapılan işler atölye, editörlük ve danışmanlık olarak 3 ana başlıktan oluşuyor. Editörlük tamamen yazarla bireysel olarak yaptığımız işlerden oluşuyor. Atölyelerde de yaratıcı yazarlık, yazıya ilk adım ya da edebiyatı destekleyen çalışmalar ve kurumsal eğitimler var. Ayrıca bir edebiyat kulübümüz var, nitelikli okumalar yapıyoruz burada. Yaratıcı yazarlık 12, yazıya ilk adım 4 haftalık atölyeler. Edebiyat kulübümüz dört haftada bir toplanıyor. Şubat ayı itibariyle de buluşmaları 15 günde bire çıkarıyoruz. Kulüpte önceden belli olan kitap listeleri üzerinden ilerliyoruz. Her buluşmada bir araya gelerek sıradaki kitabı tartışıyor, kitabın yazarını, yazıldığı dönemi, edebiyattaki yerini paylaşımcı ve interaktif bir ortamda konuşuyoruz." dedi.

Yazı Çizi Çeki Atölyesi’nde Yaratıcı Yazarlık eğitimleri veren Ferhat Uludere, atölye içerisindeki sistemden şu şekilde bahsetti: "Başlangıçta edebiyat tarihi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Ardından karakter yaratmaktan başlayıp olay örgüsü, hikâyenin inşası üzerine ilerliyoruz. Dersin işleyişinde her grupta farklı şeyler yaşıyorsunuz. Sistem aynı işliyor ancak ders devam ederken tornadan çıkmış gibi aynı insanlarla aynı dersi sürdürmüyorsunuz. Böyle olunca sürekli yenilenmiş oluyorsunuz. Atölye, katılımcıların yönelimlerine ve ilgilerine göre de biçim değiştiriyor. Bu da sürece yenilikler katıyor. Feryal Hanım’la çalıştığımızda roman üzerine odaklandık, Kaan ise yazdığı yazılarda beklemediğimiz yerlerden hikâyeler kuruyordu, burada onu doğru yönlendirme yolundaydık.”

'İŞ UCUZLADI'

İzmir ve İstanbul'daki atölyeleri karşılaştırarak, bu alanın da kendi içerisinde istismara açık olduğunun altını çizen Uludere, "Böyle olunca alan içerisinde kitap yazmış ya da edebiyat bilgisine sahip herkes yaratıcı yazarlık dersi vereceğini düşünüyor. Bu sebeple okur açısından bu eğitimlere katılmak birtakım hayal kırıklıklarıyla sonuçlanabiliyor. Genel anlamda da yaratıcı yazarlık mı olur diye itirazlar olabiliyor. Burada ‘yaratıcı’ kavramı tamamen çeviri sebebiyle yanlış yorumlanıyor. Buradaki ‘yaratıcılık’ yaratma duygusu değil, kurmaca edebiyat üzerinden bir atölyeden bahsettiğimizin göstergesi. İstismar edilme noktasında bu işin biraz ucuzladığını görüyoruz. İzmir ve İstanbul'da da durum aslında aynı. İzmir'de seçeneğin daha az olduğunu görüyorum. İstanbul’da da seçeneğin fazla olmasıyla doğruyu seçmek önemli hale geliyor. Benim yaptığım çalışma oldukça akademik bir çalışma. Bazı arkadaşlarımız seviyor bazıları da rahatsız oluyor." şeklinde konuştu.

‘CESARETİMİ BULDUM’

Atölyedeki eğitimlere katılan ve eğitimi sona eren katılımcılardan Feryal Çıkıkçı, Yazı Çizi Çeki Atölyesi'yle tanışma sürecini ve bu sürecin ona kişisel olarak katkılarından şu şekilde bahsetti: "Daha öncede farklı atölye deneyimlerim oldu. Benim eksikliğini hissettiğim şey cesaretti. Bütün derdim roman yazmaktı. Ailemin göç yolculuğu ile ilgili bir hikayesi var. Dedemin de bu göç yolculuğunda anlatılmaya değer özellikleri olduğunu düşündüğüm için roman yazma kararıyla gittim atölyelere. Bunların dışında büyük bir yetersizlik hissi vardı. Bana mı düşmüş bu durum diye düşünüyordum açıkçası. Atölyeyle birlikte cesaretimi yendim ve kitabımız çıktıktan sonra çok daha farklı oldu."

‘RUHTA BULUŞUYORUZ’

Atölye katılımcılarının yaş ortalamasının farklılık gösterdiğini söyleyen Beril Erbil, "Yaş ortalamamız genellikle 40-45 arasında oluyor. Bu demek değildir ki bunun üstü ya da altı yaş gruplarıyla çalışmadık. Burada yaştan ziyade bir ruhta buluştuğumuzu düşünüyorum. Ortak bir paylaşım, genç ve aydın zihinler var," ifadelerini kullandı. Ayrıca Erbil, eğitimlerdeki derslerde önemli konukları da ağırladıklarını ve geçtiğimiz Ekim ayında Edebiyat Kulübü’nde Ahmet Büke'yi konuk ettiklerini söyledi.

'HAYALPERESTİM'

Yazı Çizi Çeki Atölyesi'nin diğer katılımcılarından olan Kaan Öztürk de edebiyat ve yazmakla olan bağını, "Atölye sürecinde hocamız ‘hayal et gerçek olsun’ demişti. Benim için de hayal etmek yoktu. Ben de sosyal medya yoluyla Beril hocamıza ulaştım. Daha sonraki süreç, kitabın da çıkması çok farklı bir duyguymuş. Hayalperest bir yapıya sahibim, ama yazmak çok sonradan oldu. 18 yaşıma geldiğimde günlük tutmaya başladım. Devamında yazmaya başladım ama kaleme aldıklarım gün içinde yaşanmamış şeylerdi. Daha sonrasında da okuyarak, farklı deneyimlerle, teknik kısmını öğrenerek buraya kadar geldimi." ifadeleri ile anlattı.

Editör: Haber Merkezi