İZGAZETE - Şükrü Kocagöz, babasının bilinmeyenlerini, babalığını, aile hayatlarını İkinci Kuşak programında anlattı. Kocagöz, babasının yazar, edebiyatçı, öğretmen kimliğinin yanı sıra futbolcu tarafının da olduğunu söyledi. Kocagöz, “Babamın işini ilkokula gidince idrak ettim. Ev ortamımız çok sakin, neredeyse zaman akmıyormuşcasına bir ortamdı. Bu sakinliğin içinde babamın müthiş bir çalışması vardı. O kadar disiplinli işini yapar çok az görülür. Saat 9’da oturur işinin başına ajansla birlikte mesaisini bitirirdi. Mutlaka odası kapalıdır. Orda çalışır. Zaman zaman sigarayı bıraktığı olmuştur, bırakmadığı zaman mutlaka tablada bir sigara olurdu. Daktilosunda yazardı ama tabi yazarlık orda bitmiyor. Ondan sonra okuma saatleri başlar, yanı başında da küçük not kağıtları olurdu. O not kağıtlarını da kendi ufaltır zımba ile bağlar, kırmızı bir sabit kalemle notlarını alırdı. Belki ertesi gün yazacaklarını belki üç sene sonra yazacaklarını not alırdı on bilemezsiniz ama yazmadığı zamanlarda da yazacaklarıyla ilgilidir” ifadelerini kullandı.
 

Babasının her şeyi dolaylı olarak hiçbir şeyi dikte etmeden kendilerine anlatmaya uğraştığını kaydeden Kocagöz, ışık tutucu ama yönlendirici olduğunu söyledi. Babasının kendilerine öğüdünün ‘Ne yapıyorsanız iyi yapın’ olduğunu söyledi. Kocagöz, hoşgörünün toplumda çok eksik olduğunu, kendilerinin yetişmelerinde ise hoşgörünün gerçek anlamda olduğunu belirtti. Şükrü Kocagöz, babasının yazar arkadaşları ile olan anılarını da anlattı.
 

Samim Kocagöz’ün eserlerinden bazıları şöyle, İkinci Dünya, Bir Şehrin İki Kapısı, Yılan Hikayesi, Onbinlerin Dönüşü, Kalpaklılar, Doludizgin, Bir Karış Toprak, Bir Çift Öküz, İzmir'in İçinde, Tartışma, Mor Ötesi, Eski Toprak.

Editör: Haber Merkezi