İzmir Kitap Fuarı’nda Kadın Yazarlar Derneği ve Evrensel Basım Yayın tarafından “Sennur Sezer’e Saygıyla” başlığıyla düzenlenen etkinlikte Sennur Sezer’in yaşamı ve şiiri ele alındı.

Zübeyde Seven Turan’ın yönetimindeki etkinlikte Adnan Özyalçıner, “Sennur’la iç içeyim. Biz Sennur’la tektik. Sennur gittikten sonra kendimi yarım görüyorum” sözleriyle başladı konuşmasına. Sennur Sezer’le ilgili yapılan etkinliklerden, toplantılardan notlar, anekdotlar tuttuğunu belirten Özyalçıner, “Bunları Sennur’la konuşuyorum ve bunlar ara ara Sözcükler dergisinde yayımlanıyor” dedi. Özyalçıner etkinliğin ardından, Evrensel Basım Yayın standında Sennur Sezer ve kendisinin kitaplarını imzaladı.

HALKA YAŞATILANLARI SORGULADI

Sezer’in şiirini, çoğunluğun sesinin şiiri, halkın şiiri olarak tanımlayan Özyalçıner, “Halka yaşatılanları sorguladı. O yüzden eşitsizlik, özgürlüksüzlüğe karşı çıktı, savaşa karşı başkaldırdı. Emeğin emekçilerin kendi elleriyle yarattığı uygarlıkları, zenginlikleri eşitçe paylaşmamasını düşündürüyordu şiirleri” diyerek anlattı Sezer’in şiirlerini.

“Açlığı, yoksulluğu, işsizliği bir boyunduruk gibi takıverirler. Sennur’un şiirleri bunların tanıklığıdır. Babaları yargılanan çocuklardır. Doğuran, çalışan bir kadının sesi yankılanır. Aşk türküsü, sevda masalıdır. Aydınlık ve umutla sarmalar. Bütün bir kış çiçek açar Sennur’un şiiri”.

‘BARIŞ BİLDİRİSİNE AYNEN İMZASINI VERİRDİ’

Sennur Sezer’in “İfademdir” isimli şiirinde imzaladığı Aydınlar Dilekçesi nedeniyle 25.05.1984’te savcıya verdiği ifadesini yazdığını belirten Özyalçıner, “Dün olduğu gibi bugün de akademisyenlerin, “Bu suça ortak olmayacağız” diyerek yayımladıkları barış bildirisine imzasını aynen verirdi” dedi.  

Arife Kalender konuşmasında, Sennur Sezer’in Gülten Akın ve Melisa Gürpınar ile Türk şiirinde öne çıkmış üç kadın şairden biri olduğunu belirterek, “Ancak Sezer’in şiirleri farklı idi. Edebiyat güzel kadınları sever. Ev kadınları, çirkin kadınlar, işçi kadınlar, babası hapse düşmüş, öğretmen, anne kadınlar varoş kadınları vardır şiirlerinde” dedi.

‘İNSANLARA UMUT VE DİRENÇ AŞILAMA DERDİNDEDİR’

Sezer’in şiirlerinde insanlara direnç ve umut aşılama derdinde olduğunu belirten Kalender, “Bir fabrika işçisi olan Sennur Sezer geldiği koşulları hiç ötelemeden, unutmadan tam tersine o koşulları, yaşamı şiirinde tutarak yazdı. Sennur daha çok gerçeğe yaslanan, gördüğü gibi söyleyen ama bunu öğretici ve emredici biçimlerden uzak tutan bir şairdir” dedi.
Sezer’in şiirlerinde hep düşünmeye, zayıfları direnmeye ve örgütlemeye çağıran bir yön bulunduğunu ifade eden Kalender, “Kadınları önceleyerek yazar şiirlerini. En önemli özelliğinin gözlem olduğunu düşünüyorum. En çok su imgesini kullanır. Genellikle kadınların başvurduğu bir imgedir. Yine şiirlerinde paylaşım çok önemlidir. Doğayı, doğa olaylarını betimler. Diyeceğini kısa öz anlatıyor. Var olma mücadelesi için bir araç şiiri” sözleriyle tanımlıyor Sennur Sezer şiirini.

YAZAR ÖRGÜTLERİNDE BÜYÜK EMEKLERİ VAR

Sezer’in aynı zamanda bir araştırmacı olduğunu vurgulayan Kalender, “Türk Safo’su Mihri Hatun” eserinin önemli bir başvuru kaynağı olduğunu dile getirdi. Yazdığı çocuk kitaplarına ve antolojilerine dikkat çekti. Kalender, yazar örgütlerinin de hem Sennur Sezer’e hem de Adnan Özyalçıner’e borçlu olduğunu ifade ederek, “Ne zaman PEN, TYS kongreleri olsa bir darboğaza girilse, sorunlar çıksa Adnan Özyalçıner ve Sennur Sezer’e sorun çözücü olarak başvurulurdu. Yazar örgütlerinde büyük emekleri var” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Sevim Korkmaz Dinç de, “Sennur Sezer benim için, duygudaşlık, yoldaşlık, anlatamadıklarımı anlayandı” sözleriyle konuşmasına başladı. Liseli yıllarında Sezer’i, “Gurbet içimde bir ok her şey bana yabancı” şarkısının sözleri nedeniyle tanımadan sevmiş olduğunu anlatan Dinç uzun yıllara dayanan bir dostluklarının olduğunu ve eksikliğini her gün hissettiğini vurguladı. Direngen, zorluklara başkaldıran yaşamının zorluklarını tek başına göğüsleyen bir kadındı. Sert kabuğunun altında gizlenen sımsıcak bir yürekti” sözleriyle anlattı.

(İzmir/EVRENSEL) 

Editör: Haber Merkezi