Ihlara Yener annesinin diş hekimliğinden yazarlığa geçişini, “Anneniz anneniz aslında. Fuarlarda annemin yanında olmak bana çok eğlenceli geliyordu. Değişimi çok anlayacak yaşta değildim. Fuarda olmak bana çok keyifli geliyordu. Sürekli değişen bir durum vardı, orda satış yaptığımı düşünürdüm. Annemin kitaplarına talep olması benim için çok kıymetliydi. Annemi taklit ederdim, kitabı alıp imzalıyormuş gibi yapardım. Çocuklar her fuarda değiştiği için kıskanmazdım ama hep aynı çocuklar olsa muhtemelen kıskanırdım” sözleri ile anlattı.

Mavisel Yener’in yazım sürecini de anlatan Ihlara Yener, “Annem bu süreci çok iyi yönetti. İlk dönemler bizim okul çağımıza denk geldi. Bir yandan annelik yapıyordu ama tabi ki o bir birey ve yapmak istedikleri şeyler vardı ve bunu çok iyi dengeledi. Gece yazmayı tercih ederdi, ben hiç ‘Ben yazacağım, gelmeyin yanıma’ dediğini hatırlamam” ifadelerini kullandı. Ihlara Yener, annesi ile olan anılarını ayrıntılı bir şekilde anlattı ve Mavisel Yener’in çocuk kitaplarının ‘hümanist’ olması gerektiğini savunduğu vurgusunda bulundu. Yener, aile olarak çok şanslı olduklarını söyledi. Ablasının çevirmen olduğunu kendisinin de opera mezunu olduğunu belirtti.

Editör: Haber Merkezi