İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel’in konukları, KESK Eğitim, Örgütlenme ve Basın Yayın Sekreteri Sema Pınar ile KESK Mali Sekreteri Erdal Karakuş oldu. 8 Dönem TİS görüşmeleri ve taleplerin konuşulduğu programda emekçilere ve diğer konfederasyonlara birleşik mücadele çağrısı yapıldı.
Ocak ayından beri devam eden bir sürece dair konuşan Pınar, şunları söyledi:
“4 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon da emekliyi ilgilendiren bu süreci yürütmeye çalışıyoruz. Bu sözleşmeler 13 yıl boyunca 7 dönem, Memur Sen ve Kamu Sen üzerinden yürütülmüş. Biz kamuda çalışanlar olarak hangi sendika, hangi konfederasyon olursa olsun ne kazandık diye baktığımızda hep kaybeden taraf olmuşuz. Sürecin yürütülüş biçimine de bir itirazımız var. Toplu sözleşme sürecinin ağustos ayında yapılıyor olmasına itirazımız var. Çünkü ağustos ayı başta eğitim emekçileri olmak üzere birçok çalışanının izinde, memleketinde olduğu bir dönem. Bize uygun olan tarih ve dönem, bütçe döneminin yürütüldüğü eylül-ekim zamanlarıdır. Memur Sen nasıl bir sendika? Süreci nasıl yürütür diye baktığımızda, masanın iki tarafı olur; işveren ve çalışanlar. Ne yazık ki bu konfederasyona hakkımızı arayan bir konfederasyon olarak bakma şansımız yok. Sonuçta iktidarın beslediği, arka çıktığı bir konfederasyon olması nedeniyle haklarımız, taleplerimizi hayata geçireceğini düşünmüyoruz. Ocak ayı itibariyle bir TİS’e yönelik bir çalışma sürecine girdik. Mayıs ayı itibariyle iş yerlerinden başlayarak çalışanların taleplerini sorduk. Daha sonra meselenin yaygınlaşması ve toplumsallaşması açısından da başta Ankara’da merkez olmak üzere kurumları ziyaret ettik. Birlikte bu süreci nasıl yürütebileceğimizi ve desteklerine nasıl ihtiyacımız olduğunu anlattık. Bunun da yeterli olmadığını düşünerek Artvin, Edirne, Balıkesir ve Van başta olmak üzere 4 bölgeden çalışmalara başladık. 15 Temmuz’dan 31 Temmuz’a kadar 30 ilde kurum ve basın ziyareti gerçekleştiriyoruz.”
Bakanlık önünde açıklama
1 Ağustos’ta Çalışma Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştireceklerini söyleyen Pınar, “Tüm işkollarımızın şube başkanları ve üyelerimizle birlikte bir basın açıklamamız olacak. Biz masada değiliz ancak alandayız diyerek 4 Ağustos’ta yine Ankara’da alan tutma ve nöbet biçiminde de çalışmalarımızı yürüteceğiz. Katılım ve katkı taleplerimizin görünür olması için önemli. Bu çalışmanın da ekim ayındaki bütçe dönemin bir hazırlık olduğunu unutmadan sürdürüyoruz” dedi.
Talepleri sıraladı
Kamu emekçilerinin taleplerini dile getiren Karakuş, “Tarihin çok önemli bir anında bu faaliyetleri yürütüyoruz. Çünkü Türkiye’de emeğiyle geçinenlerin tahammül sınırını zorlayan bir süreç yaşıyoruz. 30 Kasım mitingimizde illeri dolaşırken pek çok vahim trajediyle karşı karşıya kaldık. Bu bolluk bereket ülkesinde haklımızın, emekçinin, emeklinin, öğrencinin ne halde olduğunu, nasıl bir çalışma hayatı reva görüldü bunlara tanık olduk. Emekli yurttaşlarımız illerde WhatsApp grupları kurmuşlar. Market market gezerek 20 lira daha uygun zeytin, peynir bulup birbirlerine haber verdikleri bir dayanışma ağı kurmuşlar. Gençler artık üniversiteye kayıt olmuyorlar. Üniversiteyi dereceyle bitirmiş gençler yurtdışında garsonluk yapıyor. Bu ülkeyi, çalışma yaşamını bu hale getirenlere yazık demek lazım. Şu anda 17 milyon emekli yurttaşımızın tamamı açlık sınırının altında maaş alıyor. Türkiye’de 26 milyon kayıtlı çalışan var, bunlar da yoksulluk sınırının yarısı kadar maaş alıyor. Böyle baktığımızda Türkiye emekçi halklarının tamamı yoksul. Ne yapmalı peki? Hiçbirimizin tek başına ya da bir konfederasyon olarak kazanma şansı yok. Bu yüzden bu işi toplumsallaştırmamız lazım. Taleplerimizin önemli bir kesimi halkın talepleriyle örtüşüyor. Mesela; vergide adalet. Mülakat yani sözlü mülakat. 3600 ek gösterge. Memurların bordroları yamalı bohça gibidir. Grevli bir toplu sözleşme talep ediyoruz. Çünkü kamuda grev yasağı var. Gerçek bir toplu sözleşme düzeneği istiyoruz. Neden? Çünkü masada hükümet kanadı ezici bir çoğunlukla oturuyor. Kamuda tek tip, güvenceli bir çalışma olsun istiyoruz. Sadece üyelerimizin değil toplumun da hak ve çıkarlarını gözetiyoruz” şeklinde konuştu.
'Güç oluşturalım'
Diğer konfederasyonlara birleşik mücadele çağrısında bulunan Pınar, “KESK olarak öteden beri emeğin birleşik mücadelesini savunmuş, ortak sorunlara ortak yanıtlar vererek yürütmeye çalışan bir örgütüz. Sadece bu döneme ilişkin değil, uzun zamandır kimi konfederasyonlarla, meslek odalarıyla, barolarla yan yana gelip ortak ses çıkarmaya, eylem yapmaya özen gösteriyoruz. Başta Memur Sen olmak üzere Kamu Sen, Kamu İş ve tüm konfederasyonlara da çağrımız olsun; emeğimizi, haklarımızı, geleceğimizi etkileyecek bu süreci birlikte örelim. Buna ilişkin eylem takvimini birlikte oluşturalım ve sokakta alternatif masa dediğimiz süreçte bir güç oluşturarak tepkimizi iktidara ve işverene gösterelim” ifadelerini kullandı.
Genel grev çağrısı
Genel grevi örgütleme çağrısında bulunacaklarını da sözlerine ekleyen Karakuş, “Bizi yoksulluk ve açlık sınırı arasında kilitleyen bu ceberut düzene karşı üretimden gelen gücümüzü kullanarak açık bir genel grev çağrısı yapacağız. Çünkü artık tahammül sınırımız kalmadı. Emeğimizin hakkını istiyoruz. Tüm emekçiler hangi sendikaya üye olurlarsa olsunlar onlara düşen asli bir sorumluluk var. Bu süreçte gerçek sendikal örgütlenmelerde bulunmadıkça sadece o günü değil, geleceklerini de kaybediyorlar. 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı belli. ‘Emekçinin hakkını savunuyorum’ diyen hiçbir sendika 82 bin liralık zammın altında kalan ücrete imza atmamalı. Bunun altındaki ücretlere imza atmak emekçilere dönük açık bir ihanet olur” açıklamasında bulundu.