İz TV’de yayınlanan KAYIT’ın bu haftaki bölümünde DİSK Genel İş Sendikası İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Engin Topal ile 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül’ün kendisine yönelttiği iddia ve ithamlara arşivden örneklerle cevap veren İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal, İz Gazete’nin yolculuğunu bir kez daha kamuoyu ile paylaştı.

Camide ayakkabıları tek tek inceledi, beğendiğini çaldı: Güvenlik kameraları o anları işte böyle kaydetti
Camide ayakkabıları tek tek inceledi, beğendiğini çaldı: Güvenlik kameraları o anları işte böyle kaydetti
İçeriği Görüntüle

“GEÇEN DÖNEM İZMİR’DE HİÇ GREV OLMADI Kİ”

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İz Gazete arasında yaşananlara da açıklık getiren Kartal, “Neyse ki arşiv çok güzel bir şey. Ben 2016’da İzmir’e geldim. 2016’dan beri hem İz Gazete’nin manşetleri hem de şahsen köşe yazılarım arşivlerde duruyor. Ama geçen dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bir tane bile grev olmadı. Yani İzmir’de Genel-İş Sendikası grev yaptı da biz mi manşete taşımadık? Olmadı. Davullarla zurnalarla kutlamalar oldu. İstedikleri zam oranlarını aldılar. Grev olmamasına rağmen grev ihtimalini bile manşet yaptık. Kurulduğumuz günden beri emek ve demokrasi mücadelesini yayınımızın merkezine koyduğumuz için İzmir’de İz Gazete seviliyor. Biz bunlardan alkış almak için bu yayınları yapmıyoruz. ‘Kendi kişisel kavganız’ diyor. Beni geçsinler, kişisel kavgayı Cemil Tugay’ın basın danışmanı Elif Demirci’ye sorsunlar. ‘Sen durup dururken grevde bir aşka geldin, grev meselesinde sendikaya sahip çıktın. Sonrasında durmadın, 1300 işçinin işten çıkarılması meselesinde işçilere sahip çıktın. O yüzden aranız kötü.’ Bu ifadeler İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın basın danışmanı Elif Demirci’nin ifadesidir. Sorsunlar, yalan söylemeyeceğine inanıyorum. ‘At işçileri sayın başkan, gerekirse İzmir yansın’ diyen çok sevdikleri gazeteciye bir kelam edemediler, o cevapları biz verdik, küfürleri işçilerle, sendikacılarla beraber biz de yedik.

“BELGEYİ YAYINLADIĞIM GÜN BENİ HER YERDEN ENGELLEDİ”

1300 işçinin işten çıkarılmasıyla ilgili Cemil Tugay dedi ki ‘Sorumsuz sözleşme nedeniyle işten çıkarmak zorundayım’ dedi. Belgeli bir sözleşme yayınladım. ‘Sayın Cemil Tugay, Karşıyaka Belediye başkanıyken siz de aynı sözleşmeyi imzalamışsınız, neden sorumsuz diyorsunuz’ dedim. Bir gün sonra Cemil Tugay, Anka’yı çağırdı, yayına bağlandı. ‘Ahlaksız gazeteci, ezeli düşman’ dedi bana. Kendisini ve Elif Demirci’yi aradım, beni mi kastediyorsunuz dedim. Cemil Tugay, ‘Ne yapmaya çalıştığını anlayabilecek kadar zekiyim’ yazarak beni her yerden engelledi. Şimdi bu benim kişisel kavgam mıymış? Cemil Tugay’ın beni her yerden engellediği gün, 1300 işçinin işten çıkarılmasına karşı çıkan belgeyi yayınladığım gündür. Ben o iddia ettiğiniz, fonlanan gazeteler gibi kulağımın üstüne yatsaydım, ben ekmeğime bakayım deseydim, diyorlar ya ‘mamama bakayım ben’ deseydim ben engellenmemiştim ki. Böyle düşman hukuku da uygulanmamıştı.

DİSK’E KÜFÜR EDENLERE İLAN VERDİLER!

Öyle yaptılar diye geri adım mı attım, hayır. Havuz garabetini yine ben yazdım. Elif Demirci’ye sorsunlar, ‘Ümit Kartal ve İz Gazete sizden herhangi bir şey istedi mi’ diye sorsunlar. Ama grev zamanı ‘Cemil Tugay çok haklı, bu DİSK’in Allah belasını versin’ diye köşe yazısı yazanlara 900 bin liralık ilan verdiler tek seferde. Dert mama olsaydı Engin Topal, çok kolaydı. DİSK’e, işçilere küfür etmekten geçiyordu. ‘Yaşa Cemil Tugay, senden iyisi yok, at bunları işten’ demekten geçiyordu. Bunları yazsaydım, 900 bin lira tek kalemde… Yeni Asır Gazetesi geçen dönem içinizden geçiyordu hem CHP’li belediyelerin hem sendikaların. 1,5 yıldır bir kere bile Cemil Tugay’ı eleştiren manşet atmadılar. Bunu sormak hiç aklınıza geldi mi de bizi buldunuz? Bizi kolay lokma sandınız değil mi, boğazınızda kalırız onu söyleyeyim. Çünkü ben direncimi ve gazetecilik motivasyonumu eşitlik, özgürlük, emek mücadelesine olan inancımdan alıyorum. O yüzden boğazınızda kalırız” diye konuştu.

YEREL BASINA DESTEK PROJESİ 2014’TE BAŞLADI

İz Gazete’nin dünden bugüne geçirdiği süreci İzmir kamuoyuna bir kez daha anlatan Kartal, ilan sürecine de açıklık getirdi. Kartal süreci şu sözlerle anlattı: “Ben İzmir’e 2016 yılında geldim. 2014 yılında dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, dönemin İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atila Sertel ve dönemin DİSK Genel Başkanı Kani Beko bir araya gelerek, İzmir’de yerel medyanın kuvvetlendirilmesi için bir proje başlatıyor. Proje şu, işçiler tarafından oluşturulan bir komisyon yerel ve ulusal gazeteleri belirlesin, bu gazetelerden Büyükşehir Belediyesi satın alsın ve işçilere dağıtsın. Bu karar alındığında zaten ben İzmir’de yaşamıyordum, İz Gazete diye bir gazete yoktu. 2016 yılında ufacık bir odada işçi annemin çektiği krediyle tek başıma bir gazete kurdum. Ama bahsettiğim türden bir yayıncılık yapınca hızla İzmirliler sevdiler İz Gazete’yi ve İz Gazete büyümeye devam etti. Kör kuruş kazansam gazeteye yatırdım. Burası yedinci ofisimiz. Her seferinde biraz daha büyük olsun, daha fazla insan çalışsın diye daha geçen aya kadar 30 kişinin çalıştığı bir gazeteydi burası. Şu anda 16-17 arkadaşımız çalışıyor. İz Gazete, İzmir’in köklü gazetelerinden biri haline geldi. Çünkü ne kazandıysam gazeteye yatırdım.

“ÇİZGİMİZDEN GERİ ADIM ATMADIK”

2018 yılında gazeteyi günlük olarak yayınlamaya karar verdim. Önce gazeteci üstatlara sonra kentin dinamiklerine sorduk, bu gazeteyi yapsak yaşatabilir miyiz dedik. Dönemin İZSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Şenol Aslanoğlu ile ben o vesileyle tanıştım. Günlük gazete kurmak istediğimi söyledim. Şenol Aslanoğlu dedi ki, ‘Babacım, sen belli ki heyecanlı, devrimci bir gençsin, heyecanını da anlıyorum ama bu hayalleri pek kurma. Olmaz bu’ dedi. Sonra gazetemizin 7’nci kuruluş yıl dönümünde CHP İl Başkanı olarak geldiğinde kendisi anlattı, ‘Ben yapamazlar demiştim ama yaptılar’ dedi. Neyse 2019’da günlük gazeteyi kurduk. Memiş Sarı’yı defalarca aradım. Bu komisyon ne zaman toplanıyor, bizden de gazete almanızı istiyoruz dedim. Memiş Sarı, ‘Herhalde İz Gazete’yi önereceğiz, İz Gazete kadar bizim haberimizi yapan kaç gazete var’ dedi. O dönem bize 1300 gazete de sizden alırız denildi. İlk 1,5 yıl böyle denilmesine rağmen 900 civarında gazete alındı. 1,5 yıl sonra 1300’e bağlandı. Bizim abonelerimizden bir tanesi DİSK’ti. İYİ Parti, CHP, İzmir Barosu, STK’lar, dernekler, ilçe belediyeleri, bireysel aboneliklerimiz vardı. Dönemin Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay da alıyordu. Çizgimizden bir adım geri atmadığımız için zaten gazetemiz sevildi.

“BELEDİYELER İLAN VERİNCE ‘MAMA’ MI VERMİŞ OLUYOR!”

Dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer dedi ki ‘Meclis karar özetlerini İzmir’deki günlük gazetelerde yayınlayalım. Ayrımsız, başkan oluru aranmaksızın tüm gazetelerde yayınlanacak’ dedi. Bu ciddi bir can suyuydu yerel basına. Başkanı eleştirenler dâhil herkes yararlandı bundan. Cemil Tugay göreve gelir gelmez buna ‘başkan oluru’ ekledi, sadece İz Gazete’ye vermemek için. Yani başkanın istediklerine vereceğim dedi. Velhasıl bizim geçen dönemde aldığımız, alacağımız destek budur. Bir gazete neden çıkar, satmak için. Ne satmışız yahu biz? E tabii ki gazete satacaktık. Bizden gazete alıyorlar veya bize ilan veriyorlar diye yayın çizgimizi değiştirmiş miyiz? Biz ilk defa Türkiye’de ‘İz Emek’ diye ilave yaptık, İzmir’de 1 Mayıs’ta dağıttık. İnşaat firmasından ilan alıyorsun rantçıların sesi oldunuz diyorlar. Sendikadan ilan alıyorsun işçilerin aidatıyla ilan mı alınır diyorlar. Belediyeden ilan alıyorsun belediyenin sözcüsü müsün, basın ilandan ilan alıyorsun hükümeti mi savunuyorsun… Yahu biz nereden ilan alacağız, uzaydan mı alacağız? Kriterimiz şudur, eleştiri yaparken özellikle işçi meselesinde, işçiler işten atılırken bunu duyuruyor muyuz, duyurmuyor muyuz… Bunlar bize hiç yapışmaz. Belediyeler gazetelere ilan verdiğinde ‘mama mı’ vermiş oluyor. Bu arkadaşlar nasıl böyle had bulabiliyorlar bizim mesleğimizle ilgili konuşmaya. Ben anlamıyorum.”

Muhabir: DOĞUKAN FİKRİ FİDAN