İZ GAZETE - Murat Ergün ODA TV'deki bugünkü yazısında, AKP İzmir Büyüşehir Belediye Başkan Adayı Zeybekci'nin seçim çalışmaları ile ilgili çarpıcı ayrıntıları kaleme aldı. Zeybekci'nin İzmir'de yaşamaması, Ferhat ile Şirin benzetmesi, giyim tarzındaki değişiklik, 'şarap açılımı' ve Bostanlı'daki kadınların Bayraklılardan rahatsız olduğu iddiasını alt başlıkları ile ele aldı. 

Ergün, Bostanlı'da yaşadığını açıklayıp Bostanlılı kadınların böyle bir rahatsızlığının olmadığını iddia ettiği yazısında "Ben Karşıyakalıyım. Bostanlı Karşıyaka’nın 27 mahallesinden biridir. Avukatlık bürom Karşıyaka çarşısında, evim Bostanlı’da. Çocuklarım Karşıyaka’da doğdu ve burada büyüyorlar. Bugüne kadar tek bir kişiden, tek bir Karşıyakalıdan, tek bir Bostanlılıdan 'Bayraklı’dan gelip mangal yapanlar' diye bir sınıflandırma duymadım." ifadelerini kullandı.

Çarpıcı ayrıntıların yer aldığı yazının tam metni şu şekilde; 

Açıkçası AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Nihat Zeybekci ismini açıklaması bizim için sürpriz olmuştu. Olumsuz anlamda söylemiyorum. Sadece yaşamadığın bir şehrin Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına talip olmak garip gelmişti…

Seçim çalışmaları başlayınca Nihat Bey’i daha yakından tanımaya başladık. Mesela bir Amasya hikayesi olan Ferhat ile Şirin söylencesini İzmir’e uyarlamış, kendisini Ferhat’a, İzmir’i ise Şirin’e benzetmişti. Oysa herkes bilir ki; Ferhat ile Şirin’in hiç kavuşamadı… Nihat Bey’in seçim kampanyası neşeli gidiyordu.

Nihat Bey’in giyim tarzı da değişti. Geçmişte değişik vesilelerle kamuoyuna yansıyan pek çok fotoğrafının aksine, Sayın Zeybekci basının önüne kot pantolonlar, spor montlar giyerek çıkmaya başladı. Herhalde İzmir’e uyum sağlamak böyle bir şeydi.

Sayın Zeybekci İzmir için “şarap açılımı” yaptığında da gülümsemeye devam ettik. Basına yansıdığı kadarıyla; Zeybekci’nin AKP’den iki dönem üst üste Denizli Belediye Başkanı olduğu 2004-2011 döneminde belediye kentte tek bir içki ruhsatı vermedi ve kentteki 54 mekanın içki ruhsatı iptal edildi. İçki servisi yapmak isteyen lokallere taşınmaları için süre veren Zeybekci “Tabakhane alkollü yerlerin bir arada toplanması için en ideal yerdir” demişti. Nihat Bey’in İzmir’in şaraplarına gösterdiği övgü ve ilgi yüzümüzdeki tebessümü sürdürmüştü.

NEDEN “HANIMEFENDİ” 

Ta ki Hürriyet gazetesinden Ertuğrul Özkök’e verdiği röportajda “Bostanlı'daki hanımefendinin derdi vallahi de AK Parti değil. Bayraklı'dan gelen insanın da orada mangal yapabilmesi lazım. Asıl ona karşı” sözünü sarf edene kadar.

Sayın Zeybekci Bostanlı’daki hanımefendiyle nerde karşılaşmış da, nasıl böyle bir kanaate varmış bilmem; ama tam da şimdi kendisine “biraz soluklan” demek zamanı...

Ben Karşıyakalıyım. Bostanlı Karşıyaka’nın 27 mahallesinden biridir. Avukatlık bürom Karşıyaka çarşısında, evim Bostanlı’da. Çocuklarım Karşıyaka’da doğdu ve burada büyüyorlar. Bugüne kadar tek bir kişiden, tek bir Karşıyakalıdan, tek bir Bostanlılıdan “Bayraklı’dan gelip mangal yapanlar” diye bir sınıflandırma duymadım.

Nihat Bey’in açıklamasında ne çok hata ve daha da önemlisi ne büyük bir tehlike var.

Sayın Zeybekci’nin “Bostanlı’da mangal yapılan” dediği yer sahil şeridinde bulunan yeşil alan bandıdır. Bu özelliğe sahip sahil şeridi, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan ve bir ucu Çiğli Doğal Yaşam Parkı’na, diğer ucu İnciraltı’na dayanmış, tüm körfezi dolaşan onlarca kilometrelik devasa bir güzelliktir. Bu şerit Bostanlı sahilinden geçtiği gibi Bayraklı sahilinden de geçer. Bostanlı’daki kısma gelenlere veya Bayraklı’daki bölüme gidenlere kimlik veya ikametgâh sorulmaz. Herkes her yere gider. Örneğin ben ve ailem hem Bostanlı sahilindeki alanda hem de Bayraklı sahilindeki bölümde çok kez piknik yaptık. Soğuk ve yağışlı kış geceleri dışında, onlarca kilometrelik sahil bandı her yaştan kadın, erkek ve çocuk İzmirliyle dolar. Kim kimdir, kim nerden gelmiş diye bir soru işareti yoktur. Herkes İzmirlidir. Sahil şeridindeki bu yeşil alanda mangal da yapılır, boyoz da yenir, midyecisinden darıcısına, çiğdemciden gevrekçiye, buralar geç saatlere kadar panayır yeri gibidir. Ele ele gezen sevgililer, sadece bankta oturup deniz havası solumak için gelmiş olanlar… Alkol içenle semaverde çay fokurdatan yan yanadır. Farklı zevklere, beğenilere sahip bu insanların ortak özelliği İzmirli olmalarıdır. Kimse kimseye karışmaz. O sahilde herkes gün içindeki sıfatlarından, kimliklerinden ayrılır, eşit, sınıfsız ve ayrımsız bir topluluk oluşturur. Orada bulunan bizler sadece İzmirli olduğumuzu biliriz. İnsanlar yanında getirdiklerinden birbirine ikram ederken içlerinde hiçbir önyargı yoktur. Bayraklı’dan gelenle Bostanlı’dan gelenin çayı aynı lezzettedir. Esen rüzgârın altında, deniz ve yosun kokusu altında bu çaya lezzet veren şey hemşerilik hukukudur. İzmirlilik budur.

Ne diyor Nihat Bey; “Bostanlı'daki hanımefendinin derdi vallahi de AK Parti değil. Bayraklı'dan gelen insanın da orada mangal yapabilmesi lazım. Asıl ona karşı.”Nihat Bey, neden “hanımefendi” diyor? Neden “Bostanlı'daki beyefendi” değil? Sayın Zeybekci elinde olmadan bilinçaltını ortaya döküyor. Yönetmeye talip olduğu şehre bu kadar yabancı olmak, başka bir yerde görülmüş müdür?

Sayın Zeybekçi’nin sözlerindeki tek doğru, İzmirlinin derdinin AK Parti ile değil Nihat Bey’in dışa vurduğu ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, cinsiyetçi söylem ve politikalarla olduğudur.

Neticede seçimdir ve Sayın Zeybekci İzmir’e Büyükşehir Belediye Başkanı olabilir, ama önce İzmirli olmalıdır. 

BU SÖYLEME SON VERMELİ

Bu arada küçük bir parantez açalım; Nihat Bey belki bilmez, Bayraklı eskiden Karşıyaka’nın bir mahallesiydi. O dönem çokça konuşulduğu kadarıyla, seçim sonuçlarına bakıp Karşıyaka ve Konak’ı kazanmaktan umudunu kesen iktidar, sürpriz bir kararla Bayraklı’yı Karşıyaka’dan, Karabağlar’ı ise Konak’tan ayırdı ve buraları müstakil birer ilçe yaptı. Hesaba göre yeni ilçelerde seçimi kazanabileceklerdi, ama olmadı. Kuruldukları günden bu yana yeni ilçelerde de gene CHP’li adaylar kazanıyor.

Sahil şeridindeki bu alanlarda mangal yapılmasına karşı çıkan var mıdır? Vardır. Ama bu karşıtlık mangal yapanın kim olduğu ve nereden geldiğiyle ilgili değildir. Mangalın dumanı ve kokusudur rahatsız eden. Mangal yapanın anlında nerden geldiği yazmaz. Belki ben, belki komşum, belki hiç tanımadığım bir İzmirli… Belki de sıkça gördüğümüz üzere “rahat bir hava almak için” İzmir’e gelmiş komşu şehirlerin insanları… Hiçbir İzmirli hiçbir insandan, hele bir başka İzmirliden rahatsız olmaz. İzmir’in kültüründe olmayan bir bölünme kime hizmet eder? Bu bir akıl tutulması…

Sayın Zeybekci önümüzdeki süreçte bu tür söylemlerine mutlaka son vermelidir. Seçilir ya da seçilmez, ama her İzmirlinin kalbinde hissettiği birlik ve İzmirlilik bilinci Nihat Bey dahil herkesin siyasi çıkarının üstündedir. 

Editör: Haber Merkezi