ABD, USS Gerald R. Ford uçak gemisini Karayip sularına gönderdi. Buna karşılık Venezuela Savunma Bakanı Vladimir Padrino López ve Nicolás Maduro'nun silahlandırılmasının ardından "emperyal tehditlere karşı savunma amacıyla ülke çapında 200 bin askerin genişletilmesiyle yeni bir sevkiyat askeri başlatıldığını" açıkladı.
Bakan López'in açıklamalarına göre, "Kara, hava, deniz, nehir ve füze unsurlarının sıra silahları, askeri birlikler, Bolivarcı Milisler, sivil güvenlik organları ve bütüncül savunma komutanlıklarına seferberlik emri" verildi.
Parlamento ise ABD'nin askeri bölgesine karşı ülkeyi savunmak amacıyla bir yasayı koruyor.
"Ulusun Bütüncül Savunma Komutanlığı yasası" adıyla onaylanan yasa, "Ulusun güvenliğine yönelik tehditlerin ciddiyetini ve sınıflandırmasını belirlemeye olanak sağlayan olası kalıpları, potansiyel ve potansiyel riskleri tespit etmek" amacıyla bilgi toplanmasını öngörüyor.
KARAYİPLER'DEKİ OPERASYON “VATAN SAVUNMASI” KAPSAMINDA DURDURULDU
Pentagon tarafından ilgili olarak yaptığı açıklamada, Deniz Kuvvetleri'nin Karayipler'e saldırdığını, ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth'in Uçak Gemisi Saldırı Grubu'na, "ABD Başkanı Donald Trump'ın 'vatan savunması' amacıyla uluslararası suç örgütlerini çökertme ve narkotik terörizmle mücadele etme yönündeki direktifini destekleme emrinin ardından durdurulduğunu" belirtti.
Amerikan basınında yer alan ifadelere göre, Beyaz Saray'ın kaçakçılığa karşı bir kampanya olarak savunulduğu, Karayip sularında alevlendirildiği ve daha sonra Pasifik'e genişletilen operasyonda, ABD tarafından ülkede 76 kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık yirmi tekne imha edildi.
LAVROV VENEZUELA'NIN YARDIM İSTEDİĞİ İDDİALARINI YALANLADI
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Washington'un Karakas'a yönelik mevcut politikasının "iyi bir şey getirmeyeceği" ve "ABD'nin uluslararası arenadaki prestijini artırmayacağı" yönünde değerlendirmede bulundu. Lavrov, ABD ile gerilimin tırmanması üzerine Venezuela'nın Moskova'dan askeri yardım talep ettiği uluslararası basında çıkan haberler yalanladı.
Rusya Dışişleri Bakanı, mayıs ayında iki ülkede "onay süreci son aşamada olan ve henüz kişisel olarak girmemiş bir birleşme ortaklığı imzaladığını" hatırlattı. Lavrov, buna karşılık Moskova'nın "Anlaşmada karşılıklı olarak yer alan yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmeye hazır olduğunu" sözlerine ekledi.
