Cengiz Aldemir/ANKARA - İz Gazete'ye konuşan CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, mal ve hizmetlere uygulanan 'dolaylı vergiler'in vatandaşın cebini yaktığını belirterek, " Devlet vergi gelirinin yüzde 80’ini çalışandan çıkarıyor, şirketlere ise 2002’den beri 10 vergi affı getirdi. Türkiye’de vergi sistemi denince şirketlere af, çalışana ise yük olmaktadır" dedi.

YANDAŞIN VERGİLERİ BİR KALEMDE SİLİNDİ

Tek adam rejiminde başta 5'li çete olmak üzere, şirketlerin milyarlarca liralık vergi borçlarını silen veya yeniden yapılandıran 'vergi affı' düzenlemesinin, Türkiye'de siyasi iktidarlar tarafından sıklıkla başvurulan bir yol olduğunu belirten CHP'li Beko, "Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne ortalama her iki buçuk yılda bir vergi affı çıkarılırken, 1924’ten bu yana 36 vergi affı düzenlemesi yürürlüğe girdi. Bu düzenlemelerin 10'u AKP iktidarı döneminde hayata geçirildi. Tek adam yönetimi, bir yandan ekonomik durgunluğun şirketler üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek için vergi afları düzenlerken, diğer yandan çalışanlar üzerindeki vergi yükünü artırıyor. Yandaş sermaye gruplarının yüzlerce milyar liralık vergi borçlarını bir kalemde silen AKP iktidarı ağır vergilerle halkın belini büktü. Tek adam rejimi her alanda olduğu gibi ekonomide de adaletsizlikle, eşitsizlikle zirve yaptırdı" sözleriyle tepki gösterdi.

HALK DOLAYLI VERGİLERLE SOYULUYOR

İktidarın, Cumhuriyetin birikimi tüm kamu varlıklarını “özelleştirme” adı altında satıp savdığını, halkı; insafsız, adaletsiz “dolaylı” vergilerle soyduğunu kaydeden Beko, "Bütçeyi gelir, kar, rant elde eden kesimlerden alınan “doğrudan” vergiler yerine, halkın yaşamı için zorunlu olarak tükettiği mal ve hizmetlerin fiyatları içine gizlediği KDV, ÖTV ve onlarca başka ad altındaki “dolaylı” vergilere yüklenerek finanse etti. Bu da yetmez gibi yandaş sermaye gruplarının elde ettikleri karlar üzerinden tahakkuk etmiş, ama ödemeye yanaşmadıkları milyarlarca liralık vergi borçlarını silen tek adam yönetimini, halk da sandıkta silecektir " sözleriyle eleştirdi.

ADALETSİZ DOLAYLI VERGİLER

Kazanandan, zenginden alınmayan, yandaştan silinen; işçisi, memuru, emeklisi, işsizi ile garibanın ekmeğinden, suyundan, iğneden ipliğe tüm tüketim maddelerinden alınan dolaylı vergilerin halkın belini büktüğünü vurgulayan Beko, sürekli hale gelen benzin ve doğalgaz zamlarını anımsatarak, " İşe gitmek için arabasının kontağını çeviren vatandaş, benzin yerine vergi yakmaya başlıyor. Sürekli hale gelen benzin ve doğalgaz zamları, KDV, ÖTV ve diğer vergi ve paylarla pompada litresi 8 TL’yi geçen benzine ödenen paranın üçte ikisini vergiler oluşturuyor. Yani yurttaş arabasını çalıştırdığı her dakika akaryakıta 1, devlete 2 ödüyor. Bu sömürü vatandaşın bir günü değil, yaşamı boyu sürüp gidiyor. Yediği, içtiği, giyindiği, satın aldığı iğneden ipliğe her şeyde fiyatın içine gizlenmiş adaletsiz, insafsız dolaylı vergiler yakasını bırakmıyor" diye konuştu. 

CENAZEYE KDV VAR, EV ALAN KATAR'LIYA YOK

Aracına akaryakıt alan da, tezek alan da yüzde 18; ilaç, kitap veya simit alanın da yüzde 8 KDV ödediğini belirten Beko, "Bu iktidar süt, yoğurt, yumurta, peynir, su, makarna, bebek maması gibi bazı gıdalar yüzde 8 oranında KDV alınıyor. daha ötesi cenaze hizmetlerinden bile yüzde 1 KDV alınırken; elmas, pırlanta gibi kıymetli taşlar KDV’den istisna tutuluyor. Ülkemizin en nadide doğa parçalarının peşkeş çekildiği Suudi, Katarlı vb. gayrimenkul yatırımcısı, konut satın alanlar “sıfır” KDV ödüyor. " ifadelerini kullandı. 

ÇÖZÜM DEMOKRASİ VE HUKUK DEVLETİ

Türkiye ekonomisinin siyasal iklimden bağımsız olmadığının altını çizen Beko, ekonomik istikrarın sağlanması için çözüm yolunun demokrasi ve hukuk devletinden geçtiğini kaydeden Beko şöyle konuştu: "Ekonomide kapıya dayanmış olan “çöküş”ün önüne geçmek için önce siyaseti düzeltmemiz lazım. Bunun için de demokrasiyi geri kazanmak, güçler ayrılığı ilkesini yeniden tesis etmek, hukuk devletini tekrar işler kılmak  ve parlamenter sisteme geri dönmek, 81 milyon olarak en acil ve hayati ihtiyacımız. Güven ortamını yeniden tesis ederek yatırımların önünü açmak, piyasalarda güveni sağlayarak sağlıklı işleyen bir ekonomik ortamı temin etmek, kur istikrarını sağlayarak yaklaşan ciddi borç krizinin önüne geçmek gerekiyor."

Editör: Haber Merkezi