Gizem TABAN/İZ GAZETE- İzmir Barosu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Alsancak limana yakın olan baro binası önünden Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yer alan Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyen İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi avukatlar, basın açıklamasını burada yaptı. Açıklamayı, İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyeleri Büşra Marangozoğlu ile Gözde Önal okudu.

Avukatlar; kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete dikkat çekerken, İstanbul Sözleşmesi’ne de vurgu yaptı.

205aef60-cf6d-42a2-a326-75651b9fbf88

Yaşasın kadın dayanışması

Avukatlar yürüyüş ve açıklama esnasında şu sloganları attı: ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’, ‘Yaşasın kadın dayanışması’, ‘Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz’, ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır vazgeçmiyoruz’, ‘Katilleri koruma yasaları uygula’, ‘Erkek vuruyor devlet koruyor’, ‘Erkek adalet değil gerçek adalet’, ‘Yaşasın 8 Mart yaşasın mücadelemiz’, ‘Kadın cinayetleri politiktir’, ‘Öfkeliyiz yastayız isyandayız’

9327484f-b891-4acd-95a9-f5857aef70f6

Şiddet devam ediyor

Kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine dikkat çeken İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Büşra Marangozoğlu, “Bu ülkede Aslı Engin üç çocuğunu polis eşliğinde görmeye gittiğinde boşandığı eşi tarafından bıçaklanarak katledileli bir hafta bile olmadı. Yani bu ülkede bir kadının daha yaşama hakkı elinden alındı. Hem de polis eşliğinde… Bu ülkede birçok kez uzaklaştırma kararı verilmiş olmasına rağmen tazyik hapsi kararı, Hülya Şellavcı iş yerinde eşi tarafından başından vurularak katledildikten sonra verildi. Yani bu ülkede bir kadının daha yaşama hakkı elinden alındı. Hem de adli makamlar öngörebileceği halde… Bu ülkede zamanın en büyük yıkımlarından biri oldu, 11 ilde birden yaşanan deprem… Depremden sağ çıkabilen kadınlar, canlarının sağ olduğuna sevinemedi. Çünkü çadırda bile, depremzede olan kadınlara karşı bile, deprem bölgesinde bile erkek şiddeti devam ediyor. Tehditten cinsel saldırıya, ısrarlı takipten kasten yaralamaya, kadına karşı fiziksel, psikolojik, cinsel şiddet devam ediyor. Bu ülkede depremzede Alev Altun, barınma ihtiyacı devlet tarafından karşılanmadığı için şiddet gördüğü eşinin evine yerleşmek zorunda kaldı, üzerine kaynar su döküldü. Bu ülkede Pınar Gültekin vahşice katledileli 3 yıl oldu. Yakıldığında henüz yaşıyor olduğuna dair raporlar dosyasında yer almasına rağmen ilk derece mahkemesi sanık hakkında haksız tahrik indirimi uyguladı ve katiline sadece 23 yıl hapis cezası verdi” diye konuştu.

Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz

“Savaş çıksa kadınlara cinsel saldırı, doğal afet olsa kadınlara karşı şiddetin her türü, hiçbir şey olmasa giydiğinden, gezdiğinden, güldüğünden suçlanan kadın…” ifadeleriyle açıklamayı sürdüren İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Gözde Önal da şunları söyledi: “Bu ülkede hiçbir şeye ses çıkmadı da kadınların yaşamına, haklarına gelince herkes hep bir ağızdan konuştu. Bu ülkede kadınlara nafaka verilmesine karar verildiğinde gösterilen tepki, kadınlar katledildiğinde gösterilmedi. Erkeklerin bitmeyen istekleri konuşuldu da sıra kadına gelince, erkeklerin yorumlarından kadınlara söz sırası gelmedi. Biz, İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak, kadınlara yönelik her türlü şiddete karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Pınar Gültekin, Ceyda Yüksel, Hülya Şellavcı ve daha adını sayamadığımız tüm kadınların davalarının da takipçisi olacağız. Aslı Engin’in katledilmesine ilişkin yargılama sürecinin takipçisi olacağız. Şu an deprem bölgesinde bulunan, temel ihtiyaçları dahi karşılanmayan, şiddet gören kadınlarla dayanışmamızı yükseltmeye devam edeceğiz. Asla bu düzene alışmayacağız! Bu düzene karşı durmaktan, şiddete uğrayan tek bir kadın kalmayana dek mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.  Aileyi dağıtan şey kadınlara yönelik şiddet olmasına rağmen, kadının eğitimini, kadının çalışmasını, kadının adil muamele görme isteğini aile birliğinin sonlanmasının nedeni olarak gören, İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alan zihniyet var oldukça ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demekten vazgeçmeyeceğiz.”

3ddf44ab-7275-47cc-8953-0dbfa6707edc

Kadınlara yürüyüş çağrısı

Konuşmasını kadınlara çağrı yaparak sonlandıran Önal, “Bir kez daha tekrar ediyoruz ki bu zihniyete teslim olmayacağız, biat etmeyeceğiz, bu zihniyetle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Hep birlikte bir kez daha “Bizi susturamayacaksınız.” demek için 8 Mart gece yürüyüşünde el ele kol kola omuz omuza olalım. Tüm kadınları bu akşam gerçekleşecek 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gece yürüyüşüne katılmaya davet ediyoruz” dedi.                                                                   

Editör: Duygu Kaya