İzmir'in sokak lezzetlerinden biri de kumru. Kumrunun İzmir'de doğuşu ise Çeşme'de gerçekleşti. Her şey Hüseyin Pekmen'in askerlik yaptığı dönemde başladı.
Askerliğini Ankara'da ABD askerlerinin arasında yapan Pekmen, onların sandviç alışkanlığını gördü ve bundan etkilendi. Pekmen, Türk usulü bir sandviç neden olması diye düşündü ve askerlik sonrası da bunu hayata geçirmeyi aklına koydu.
İlk olarak Çeşme'de bir dükkan açan Pekmen, kumru ekmeğinin içine kaşar ve sucuk koyarak satmaya başladı. O günden sonra ekmek olarak bilinen kumru artık bir sandviç adına dönüştü.
İlk olarak sadece yaz aylarında dükkanını açan Pekmen, 20 yıl kadar bir süre buna devam etmiş. Çeşme'de hareketliliğin başlaması ile birlikte de 1985 yılından bu yana kumrucu yaz kış açık kalmaya başlamış.
Hüseyin Pekmen kumruyu icat etmekle kalmamış, bir de kumru ekmeğinin çabuk kuruması üzerine bir çözüm üretmiş. Sonunda katkısız nohut mayası ile yapılan ve böreklik un kullanılan bir yöntemle ekmek geliştirmiş. Kolay kolay bayatlamayan, bayatlasa bile ocakta ısıtılınca hemen tapteze olan bu lezzet için Ticaret Bakanlığı'ndan tesecil yaptırmayı da ihmal etmemiş.
Pekmen'in bir diğer sırrı ise kaliteden ödün vermemek olmuş. Yüzde 100 dana etinden yapılan en kaliteli sucuğu kullanan Pekmen, kaşar olarak da Kars karaşından başkasını kullanmamış.
Bir alışkanlık haline gelmiş
Çeşme'de zamanla gece eğlencesinden çıkanların uğrak noktası kumrucular olmuş. Eğlenceden çıkanlar soluğu kumru dükanının önünde almaya başlamış.
Kumrucu Hüseyin böylede Çeşme'de bir marka olmayı başarmış.
