İzmir’in kalbinde, Kültürpark’ın içinde yer alan Halikarnas Balıkçısı’nın anısına oluşturulan bitkilikteki ağaçlar da şehrin kültürel ve doğal zenginliğini gözler önüne seriyor. Bu anlamlı proje kapsamında, bin 500 metrekarelik alanda 45 çeşit bitkiyle oluşturulan Halikarnas Balıkçısı Bitkiliği, İzmir’in geleceğe dair umut dolu mesajını ziyaretçilere sunuyor. Hem doğanın hem de edebiyatın izlerini taşıyan bu bitkilik, şehrin yaşam alanına ayrı bir soluk getiriyor.
Kültürpark’ın yeşil kalbi
Kültürpark, İzmir’in başta gelen akciğeri olarak bilinirken, burada dikilen ağaçlar kentin doğal dokusuna güç katıyor. Halikarnas Balıkçısı, yazdığı bir hikâye nedeniyle Bodrum’da sürgün edilmiş; cezasının bitiminde 1947’de İzmir’e yerleşmiş, hayatını burada sürdürmüş ve 13 Ekim 1973’te son nefesini vermiştir. Ölümünden yıllar sonra, onun anısına Kültürpark içerisinde oluşturulan bu bitkilik, ortasında dikili büstüyle ve etrafını saran çeşit çeşit ağaçlarla, Balıkçısı’nın eserlerine ve Bodrum’u sembolize eden zeytin ağaçlarına ev sahipliği yapıyor. Bu proje, İzmir’in yeşil kalbinde yaşayan kültürel mirası ve doğayı harmanlayarak, şehrin tarihine ve geleceğine dair güçlü bir mesaj veriyor.
Doğanın ve edebiyatın buluştuğu nokta
Kültürpark’ta yer alan bitkilik, sadece doğal güzelliği sergilemekle kalmıyor; aynı zamanda Halikarnas Balıkçısı’nın edebiyatına da göndermede bulunuyor. Bitkilikte; Sekoya, Bella Sombra, Mersin, Defne, Çam fıstığı, Erik, Süs Eriği, İncir, Kaktüs ağacı, Palmiye, Sabırlık, Nar, Gül, Arap Dudağı, Hanım Tuzluğu, Yasemin, Ilgın, Çınar, Günlük (Sığla) Ağacı, Yalancı Hurma, Oya Ağacı ve Manolya gibi 45 farklı bitki türü yer alıyor. Bu geniş çeşitlilik, Balıkçısı’nın romanlarına konu ettiği nadir yapıları ve bitki türlerini hatırlatırken, İzmir’in kültür ve doğa zenginliğine dair etkileyici bir panorama sunuyor. Her bir bitki türü, kentin geçmişini ve doğal güzelliklerini yansıtan birer anı olarak öne çıkıyor.
Yeşeren bir dayanışma
Halikarnas Balıkçısı’nın Kültürpark’a diktiği ağaçlar, sadece geçmişin izlerini taşımakla kalmıyor; aynı zamanda gelecek nesillere ilham veren, sürdürülebilir bir doğa ve kültür anlayışının sembolü haline geliyor. İzmir’in çeşitli noktalarında, Balıkçısı’nın izinde gerçekleştirilen ağaç dikimleri, şehrin yeşil dokusunu güçlendirirken, ziyaretçilere geçmişle gelecek arasında köprü kuran anlamlı anlar sunuyor. Bu projede, ürün veren ağaçların kendi kendilerine bakması ve meyve veren türlerin özenle dikilmesi özenle planlanmış; böylece doğanın kendine has ritmi ve döngüsü korunuyor. İzmir’in kültürel dokusunu ve yeşil alanlarını korumak adına yapılan bu anlamlı çalışmalar, şehrin sakinlerine ve ziyaretçilerine hem tarihî izleri hem de geleceğe dair umut dolu bir mesajı sunuyor.
Kültürpark’a adım attığınızda, Montrö Kapısı’nın girişinin sağ tarafında yer alan o özel bitki dikim alanını mutlaka ziyaret edin; burada, Halikarnas Balıkçısı’nın anısına özenle dikilen ağaçlar, şehrin yeşil mirasının canlı bir göstergesi olarak karşınıza çıkıyor.
Kültürpark ne zaman kuruldu?
1933 yılı, İzmir’in yangın sonrası yeniden yapılandırma sürecinde kültür ve sosyal yaşamın merkezi olacak Kültürpark’ın temelinin atıldığı yıldır. 1933 yılının Haziran ayında, Türk Halkevleri sporcularını yöneten ve İzmir Futbol Heyeti Reisi Suad Yurtkoru, İstanbul’dan SSCB’nin Odesea kentine hareket eden ekibiyle birlikte seyahat ederken, Moskova’daki Gorki Kültürparkı’nın etkileyici izlenimlerini Yeni Asır Gazetesi’nin 31 Temmuz 1933 sayısında paylaşmıştı.
Bir yıl sonra, 1934 seçimlerinde İzmir Belediye Meclis Üyeliğine seçilen Yurtkoru, kısa süre sonra Başkan Behçet Salih (Uz) Bey’in yardımcısı olarak göreve başladı. Yangın yerlerinin kaldırılması için hazırlanan imar planında, Kültürpark için ilk başta 60 bin metrekarelik bir alan ayrılmıştı. Ancak Yurtkoru, Moskova’da gördüğü geniş kültür parkını örnek göstererek “Bir kültürpark kuralım” önerisinde bulundu. Bu öneri, belediye meclisinde kabul edildikten sonra imar planında revizyona gidildi ve ayrılan alan 60 bin metrekareden 360 bin metrekareye çıkarıldı.