İzmir’de yaşanan sağanak yağış sonrası meydana gelen ve iki kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili açılan davanın altıncı duruşması görüldü. Mahkeme, davaya yeni bir dosya eklenmesine karar verdi.

Salonda gerginlik

İzmir’de 12 Temmuz 2023’te meydana gelen sağanak yağışta, Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirmişti. Olayın ardından İZSU ve GDZ Elektrik’ten üst düzey yöneticilerin de aralarında bulunduğu 42 kişi hakkında açılan davanın altıncı duruşması İzmir Adliyesi’nde yapıldı. Duruşma öncesi tutuklu sanıkların avukatları ile müvekilleri arasındaki görüşmeye jandarmanın müdahalesi, salonda kısa süreli gerginliğe neden oldu. Gerginlik duruşma başlamadan önce giderildi.

Bilirkişi raporu reddedildi

Mahkeme, daha önce alınan talep üzerine taşeron firma Demircan A.Ş.’nin yöneticileri Ahmet Demircan ve Cenan Demircan hakkında açılan dosyanın ana dava ile birleştirilmesine karar verdi. İki sanık SEGBİS aracılığıyla ifade verdi. Ahmet Demircan, söz konusu tesisin 2015’te yapıldığını ve müdahale edilene kadar sağlıklı çalıştığını savundu. Cenan Demircan ise bilirkişi raporunu incelemek için süre istedi.

İZSU ve GDZ Elektrik avukatları, yeni bilirkişi raporunun taraflı olduğunu ve İZSU’ya dair herhangi bir değerlendirme içermediğini öne sürerek raporun reddini talep etti. Mahkeme bu talebi reddetti.

İzmir'de deprem mi oldu? AFAD verileri açıkladı
İzmir'de deprem mi oldu? AFAD verileri açıkladı
İçeriği Görüntüle

"Söz konusu işi 2015 yılında yaptık"

Özge Ceren Deniz’in kız kardeşleri SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlanarak davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme, Deniz’in kız kardeşleri ve daha önce olayda yaralanan Ersin Eren Çavga’nın müdahillik taleplerini kabul etti.

Demircan A. Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Demircan, savunmasında, "Bin civarında personelimiz var. 50'si teknik eleman. Söz konusu işi 2015 yılında yaptık. Geçici ve kesin kabulü yaptık. Yaptığımız tesis 9 yıl süreyle üzerinde müdahale edilene kadar sağlıklı çalıştı" diye konuştu.

"Bilirkişi raporunu inceleme fırsatımız olmadı"

Şirketin Yönetim Kurulu Üyesi Cenan Demircan, savunmasında, "2015 yılında yapılan işlerle ilgili şantiye şeflerimizi görevlendirdik. Biz Ankara'da oturuyoruz, işlerimizi buradan idare ediyoruz. Bilirkişi raporunu inceleme fırsatımız olmadı. Sadece suç unsuru olarak 2.dereceden 3. dereceye düşürüldüğümüzü öğrendik. Bugün itibariyle verilen bilirkişi raporunu incelemek üzere zaman talep ediyorum. 24.03.2025 raporuna itirazımızı yeniliyoruz. İncelemek için zaman istiyorum bununla ilgili cevap vereceğim. İzmirgaz ve İZSU’dan gelen yanıtların yansımasını anlayamadım. 113 cm olarak belirtilmiş ama buradaki doğalgaz derinliği belirtildiği gibi 93-89 cm olarak gözüküyor. Bu emniyet mesafesini anlayamadım. Teknik kadromuz, mütalaa aldığımız teknik ekiple birlikte cevap vereceğiz" ifadelerini kullandı.

"Konak'taki işlerle ilgilenmedim"

Duruşmada ifadesi alınan Demircan A.Ş.'de şantiye şefi olarak çalışan Tahsin Erdoğan, olaya konu işin yapıldığı dönemde şirkette çalışmadığını belirterek, "Ben Demircan A.Ş.'de da şantiye şefi olarak çalıştım. Bu dönemde Gaziemir, Balçova ve Narlıdere'deki işlerle ilgilendim. Çalıştığım dönemde Konak'taki işlerle ilgilenmedim. Kablo montajı var ve bunun hatalı olup olmadığı değerlendiriliyor. Söz konusu kablo montajı benim işe başlamamdan önce yani 2015'te yapılmış. Dolayısıyla benim bu işle ilgili fiili bir sorumluluğum, kontrolüm ya da çalışmam olmamıştır. Bilirkişi raporunda da teknik yönden bir kusurum olmadığı belirlenmiştir" dedi.

"Bu paçavraya itibar etmeyin"

İZSU'nun mazgal ihalesini alan Argan Mühendislik isimli firmada işçi olarak çalışan tutuksuz sanık Barış Sevgili'nin avukatı Mustafa Erdem Yavuz ise "Bu raporun adı paçavradır. Çünkü bu paçavra rapor... Her şeyi değiştiren evrakı bir okuyalım. Mahkemenizin bu evrakı o kişilere gönderdiğinden bile emin değilim. Bu beyana göre, bu raporun seyrinin tamamen değişeceği anlamına mı geliyor? Ama bir şeyi unutıyorlar. Burada bazı kişilerin dereceleri değişirken Yavuz Üner'inki değişmemiş. Bağlantıyı sağlayan o. Onu ikinci derecede bırakmışlar. Burada çok ciddi bir suç işlenmiş. Sayın hakim sizden rica ediyorum. Bu paçavraya itibar etmeyin" açıklamasında bulundu.

Savunma yapan Fırat Akbay, şunları söyledi:

"Ben insanlara iftira atmaktan korkarım. Ben ciddi anlamda hatırlamıyorum. Net olmadığım bir konuyu dile getirmezdim. Ben aradığımı ve bildirdiğimi çok iyi hatırlıyorum. Farklı birkaç resim çektiğimi çok iyi hatırlıyorum. Ben üstüme düşeni ciddi anlamda tüm vicdani sorumluluğunu alarak yaptım. Ben o gün orada insani bir amaçla durdum, iş için durmadım. Bana ait olmayan bir işi yüklendim ve yaptım. Neden müdahale etmedin deniliyor. Bir kardiyologla ortopedist arasında fark vardır. Ben ortopedisyenim. Oranın acil ihtiyaçlarını gideririm. Orada yapılmasını gerekeni kardiyolağa bildiririm. Benim vicdanım rahat, gözlerinizin içine bakabiliyorum. Kablonun yüzeyde olduğunu ve düzeltmek için daha geniş çaplı bir düzeltme yapılması gerektiğini bildirdik Yavuz'a."

"Ölmediğim için özür dilerim"

Daha önce tanık olarak beyan veren Ersin Eren Çavga, davaya katılmak istediğini ve şikayetçi olduğunu söyledi. Suya dokunmasının ardından çarpılan Çavga, “İZSU mazgal çalışması yapana kadar burası düzelmişti. 9 Ocak’a kadar burası yanmaktaydı, gelen ekip buraya geldi ve derme çatma bir çalışma yaptı. Ben orada esnafım, buradaki tehlikeye karşı herkesi uyardım. Ölmediğim için özür dilerim. Ben orada kontrol etme maksadıyla değil... İki tane insan orada ölüyordu. Erkek şahıs... Ailesinden çok özür diliyorum ama can çekişiyordu. Ben onu kurtarmaya çalıştım. Ben ömrümde ilk kez hissettiğim bir darbeyle savruldum. Ben oraya elektrik akımı olduğunu bilerek gitmedim. Ben orada onlarca kişinin hayatını kurtardım. Onlarca insan orada ölecekti, o zaman ‘Vicdanım rahat’ diyebilecek miydiniz? Keşke kurumlar işlerini düzgün yapsaydı. İki insan öldü ve ben yaralandım. Kurumlar işini yapmadığı için. Mafyatik insanlar video diye kapıma üşüştü. Ben memleketime kaçtım. Daha sonra avukatımın yönlendirmesiyle davaya müdahil oldum. Ben orada elektrik olduğunu bilemezdim. Defalarca kez şikayet edilen bir yerde elektriğin suda olduğunu bilemezdim" diye aktardı.

Mahkeme, bilirkişi raporunun reddi ve bilirkişilerin çağrılması taleplerini reddetti. Tutuklu sanıkların tutukluluğuna devam edilmesine karar verilirken, yeni müdahillik talepleri kabul edildi. Duruşma 30 Eylül 2025 tarihine ertelendi.

Duruşma sonrası Özge Ceren Deniz’in avukatı Ayşe Sarıçiçek, ek bilirkişi raporunun sabah dosyaya eklendiğini ve henüz inceleyemediklerini söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde görevli altı memur hakkında ise soruşturma izni verildiğini belirtti.

Deniz’in babası Ahmet Abi, “Kamu vicdanını rahatlatacak bir karar çıkacağına inanıyoruz. Adalete güvenimiz tam” dedi.

Kaynak: ANKA