Gizem TABAN/İZ GAZETE- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı iş birliğinde hayata geçirilen ‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)’ projesi kapsamında okullara ‘manevi danışman'’ adı altında; imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanmasına tepkiler sürüyor. Söz konusu projenin iptali ve laik eğitim için 16 Eylül’de İzmir’de yapılacak büyük miting öncesi imza kampanyası devam ediyor. Konak Meydanı’na stant açarak projenin iptali ve velilerin taleplerinin yerine getirilmesi için vatandaştan imza toplayan ve bildiri dağıtan Tüm Öğrenci Veliler Dayanışma Derneği (Öv-Der) İzmir Şubesi, büyük mitinge kadar imza kampanyası ve bildiri dağıtımının süreceğini belirterek AKP hükümetine projeyi iptal etmesi için çağrı yaptı.
Anayasal suç işleniyor
AKP iktidarının eğitim politikalarını eleştiren Öv-Der İzmir Şube Başkanı Behram Kaya, adım adım layık eğitimden uzaklaşıldığını vurguladı. Projeye tepki gösteren Kaya, “Okullar, dinci ve tacizci tarikat ve cemaatlerin at koşturduğu yerler halline geldi. Şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı, ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Oluyorum) adında bir proje başlattı. Bu projeyi Diyanet İşleri Başkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile birlikte yürütecek. Çocuklarımızın manevi ve ahlaki değerlerini yükseltmek için okullara imam, müezzin, kuran kursu hocaları görevlendirildi. Okulun ve öğretmenlerin asıl görevi; değerlerine, ülkesine ve çevresine duyarlı, kişilikli insan yetiştirmektir. Çocukların yaşadığı sorunların çözümü için rehber öğretmenler görevlidir. Ama bakanlığın amacı başka… Dinci değerlerin çoğaltılması, bilimsel ve yaşamsal bilgilerin azaltılmasıdır. Gerek bakanlık, gerekse hükümet anayasal suç işlemektedir” açıklamalarında bulundu.
Din, eğitim konusu olamaz
Laik eğitimin önemine ve okullardaki sorunlara dikkat çeken Kaya, “Laik ülkede ve eğitimde; imamın görevi camide, öğretmenin görevi ise okuldadır. Şimdiye kadar imamlar, hocalar hangi değerlere sahip çıkmış, çevre kirliliğine, doğa katliamlarına, orman yangınlarına, insani değerlere ne zaman sahip çıkmış da öğrencilerimize neyi verecek? Laik eğitim bu ülkenin önemli bir değeridir. İnsanların inanç ve değerlerini istediği gibi yaşamalarının güvencesidir. Bakanlık ve hükümet bu güvenceyi kaldırıp, okullara cemaat ve tarikatların girmesini sağlıyor. Eğitimde; barınma, beslenme, ulaşım ve okul malzemeleri bu kadar pahalı ve veliler bin bir dert içinde iken, bakanlığın böyle çağ dışı projeleri gündeme getirmesi, çocuklarımızın birer kobay haline getirilmesinin göstergesidir. İnanç herkesin kendine ait bir değerdir. Din bir eğitim konusu olamaz. Hele laik bir ülkede, devlet eliyle dinci eğitim verilemez” diye konuştu.
İmam değil öğretmen istiyoruz
Öv-Der Başkanı Kaya, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: Biz öğrenci velileri, dinin karanlığına karşı, bilimin aydınlığının okullara girmesini istiyoruz. Okullarda imam değil, öğretmen istiyoruz. Bu projeden ve bilimsel olmayan uygulamalardan derhal vazgeçilmeli. Parasız, bilimsel, laik ve demokratik eğitim uygulamaya konmalıdır.”